Sinameki | Taekook

5

İyi okumalar~
_________________

Meyve suyunun dibini çekip meyve suyunu bitirmiştim. Elimdeki poğaçanın son lokmasını ağızıma atarak arabadan indiğimde duyduğun kapı sesi refleks olarak sol çaprazıma bakmamı sağlamıştı. Bay kim arabasından inerek büroya girmişti. Neden görmedi beni?

Çok geçmeden araba kapısını kapatıp büroya ilerledim. Asansöre doğru baktığımda bay kim'i görmeyi beklemiyordum. Çıktığını düşünmüştüm ama öylece asansörü tutuyordu.

"Davetiye mi bekliyorsun?"

Aptal aptal yüzüne bakmayı kesip asansöre bindim ve o gideceğimiz katı tuşladı

"Teşekkür ederim bay kim."

Teşekkürümden sonra hiç konuşmamışık. Neredeyse 1,5 aydır birlikre çalışıyorduk ama hala bana karşı olan sebepsiz nefretini çözemiyordum. Hani dışardan bakan da insan sanacak, aslında robot. Gülmüyor, hatta gülümsemiyor bile. İnsani tek faktörü acıkmak ve susamaktan başka bir şey değil. Yazık ediyor kendine. Somurtmaktan erken yaşlanacak. Hani kırklı yaşlarında altmış gibi olacak. Eminim buna rağmen huysuz ve gaddar bir adam olur. Oysa ki dışardan bakınca ne kadar naif, çekici ve yakışıklı.

"Kahve yapacağım bay kim, içer misiniz?"

"Hayır"

Asansörden inerken kısa ve öz bir cevap vermişti

"Başkası sorsa evet dersiniz bay kim. Sabahları mutlaka burada kahve içersiniz. Bana karşı olan bu tavrınız tam olarak ne zaman son bulacak?"

Hiçbir cevap vermeden kolidorda ilerleyip ortak çalışma alanına girdi. Ben bu soruyu ona her gün soruyorum ama bir kere düzgün bir cevap alamadım. Düzgünü geç sallama bir cevap bile vermiyor.

"Ne kadar uyuz"

"O hep öyle jungkook, alışsana"

Irene'in sesi, bay kim'in arkasından bakakalmış bakışlarımı ona çevirmemi sağlamıştı

"O çok sinir bozucu"

İşaret parmağımla odayı gösterirken biraz olsun aigolu konuşmuştum. Katlanılır gibi değil.

"Sen yine yap ona bir kahve"

"İstemiyorum dedi"

"Sana öyle dedi. Taktiktir bu jungkook kullan bunu."

"Sen nereye?"

"Kendi işimin başına. Eski bir dosya tekrar açıldı. Onunla uğraşıyoruz"

"Kolay gelsin o zaman"

"Sanadaa"

Çok geçmeden kahve yapabileceğim, mutfak tarzı yere ilerledim. Hala uykulu olduğum için ağır bir kahve yaptım ve iki ayrı kupaya koyup ortak çalışma alanına ilerledim. Kapıyı dirseğim yardımıyla açıp içeri girdiğimde herkes bir şeylerle uğraşıyordu. Kağıtlarla ilgilenen bay kim'e yaklaşıp bardağı önüne bırakarak hemen yanındaki kendi masama oturdum.

Bilgisayarımı açtığım esnada telefonla konuşarak odaya girmiş olan amirim elindeki kağıtları bay kim'in masasına bırakırken telefonu kapattı.

"Operasyon için gerekli izinleri aldım çocuklar"

Gözlerim heyecanla kocaman oldu. Ne yani! Gerçekten! İçlerine sızacağımız! Bir! Operasyon mu! Yapacaktık! Yani dün öyle demediler mi? Büyük bir baron olduğu için aylardır planladıkları bir şeymiş

"Kim gidiyor peki?" Bakışlarım direkt beakhyun'a döndü "Taehyung tek gitmeyecek herhalde?"

"Jungkook?"