27

71 9 11
                                    

İyi okumalar~
_________________

Kendimi çok yabancı hissediyordum gene. Ortamda sadece 5 kişiydik ve farklı olanın ben olduğu bariz belliydi. Karşımda oturan -Taehyung dahil- 4 adam da başarılı, kariyer sahibi ayrıca giyidikleri markalardan belli olduğu üzere zengindi. Hatta üçü de takım elbiseliydi. Ben ise tişört-pantolon kombinimleydim her zaman olduğu gibi. Ha bir de hepsi birbirinden yakışıklı, gözterişliydi. Bu tarz ortamlara ger girişimde kendimi rezil gibi hissediyorum. Gerçekten Taehyung'a göre biri olmadığımı hatırlatmaya yeterli bir sebep şu ortam. Bir de farkettim ki Taehyung kadar olmasa da onlar da soğuk insanlar. Seokjin, yoongi, hobi hyung'um ve ben gibi bir ilişkileri olduğunu sanıyordum ama onlar birbirine bile soğuk bakıyorlar. Konuşma tarzları son derece samimi olmasına rağmen. Sorarsanız en samimi, normale yakın olan Jimin.

"Ee jungkook? Sen okuyor musun?"

"Ben cezai infaz mezunuyum"

Bogum'un sorusuna ani cevabım sanki bunu sormasını bekliyormuşum gibi bir izlenim vermişti.

"20 yaşında değil misin? 2 senelik mi?"

"Evet"

Jimin'in bakışlarının çoğunlukla üzerimde olduğunu sıkça hissediyorum. Şu an olduğu gibi. Beni inceliyordu sürekli. Acaba gözü tutmadı mı beni?

"Taehyung," diye girdi söze namjoon yerinde dikleşirken. "Arkadaşın hiç anlattığın gibi değil ha?"

"Benden nasıl bahsettin?"

Korkuyla konuşmamın nedeni sizce de fazla belli değil mi? Kim bilir hakkımda ne demişti, zaten ortam bana uygun değil şimdi yerin dibine gireceğim.

"Genelde susmadan konuştuğunu ve hiç yerinde duramadığını söylerdi. Bu nedenle kafamda oluşan Jungkook modeli daha çocuksu biriydi."

Bi ara gerçekten rezilliklerimi falan anlatıp beni yerdi sandım. Hani söz konusu Kim Taehyung. Her şeyi yapabilecek kapasiteye sahipken nasıl relaks olabilirim? Böyle bir şey mümkün değil.

"Normalde öyle, şu an utandığı için elini uzatıp birasını bile alamıyor."

"Taehyung..."

"Burada onlar yerine hyungların oturuyor olsaydı yüksek ihtimalle durmadan küfürler ediyor olurdun"

"Taehyung!"

"Hyungları? Abilerin var mı? Sen jeon holding'in tek varisi değil miydin?"

Demek Taehyung, bay jeon diye tanınan o adamın oğlu olduğumu da söylemişti. Yoksa Bogum'un bu söylediğinin ne gibi bir açıklaması olabilirdi. Basında bir tane fotoğrafım bile yokken nereden bilebilirdi? Tek jeon jungkook ben değildim sonuçta.

"Abilerim gibi sevdiğim 3 hyungum var. Beni onlar büyüttü diyebilirim. Evet, doğal olarak onların yanında biraz daha rahat oluyorum. Çünkü onlar, o tavrımdan anlıyor."

Hyunglarımı rezil etmek için söylemedim bunu! Sadece zaten onları tanımıyorlar, keni paçamı kurtarmalıydım.

"Taehyung ile aranızın iyi olduğunu duydum." Jimin aniden lafa girmişti "O herkes ile kolay kolay iyi anlaşmaz. Seni sevdiyse mutlaka farklı bir insansındır bu nedenle seni daha yakindan tanımak istiyorum."

Kurduğu cümleler kıskançlık diye bağırsa da ses tonu son derece arkadaş canlısıydı. Fazlasıyla naifti.

"Tabiki de. Ben de sizi-"

"Sen diye hitap et."

"Ben de seni tanımak isterim."

"Arada bunu tekrarlamalıyız" dedi bogum yeni bira şişesini açarken.

Sinameki | TaekookWhere stories live. Discover now