19

151 16 31
                                    

İyi okumalar~
__________________

Yine bürodayım gibi bir giriş yapsam çok saşırmazsınız bence. Gençliğim devlete ve halka hizmet etmekle geçti ve geçecek gibi duruyor. Yoruldum ama... Yıllık izne ayrılabiliyor muyum ben? Biraz kafa dağıtma ihtiyacı içerisindeyim. Keşke operasyon olmadığı sürece işe gelmem gerekmese. Aslında buna da gerek yok, şu evrak işleri ile uğraşmasam yeterdi.

Elimde tuttuğum ve ara sıra canım istiyor diye getirdiğim yarım koli küçük boy sütü dolaba koydum basit bir şarkı mırıldanırken. Bazen canım çok süt istiyor ya, bunları alıp buraya koymayı çok daha erken düşünmeliydim bence. Hazır odaya gelmişken ceketimi askılığa astım. Kapıya döndüğüm sırada odaya giren kişiyi refleks olarak süzdüm. Nedense taehyung'u görmeyi beklemiyordum. Bu mükemmel tesadüf üzerine anında sırıtmıştım. O elindeki kağıtlara daldığı için beni farketmezken biraz daha kenara çekildim. Normalde giyidiklerinin aksine deri ve dar bir pantolon giyimişti. Bu çok yükseltici bir şey.

Bilgisayar çantasından bilgisayarını aldı, masaya doğru koydu. Dikkatlice hareketlerini izliyordum. Beni gerçekten farketmedi mi hala?
Masaya doğru biraz eğildi ve ayak üstü bilgisayarda bir şeyler yapmaya başladı. Eş zamanlı dudağını ısırıp duruyor olması beni gerçekten etkiliyor.

"Zerafetiniz içimde dudaklarınıza yapışma ve hassas teninize öpücükler bırakma arzusu uyandırıyor bay kim. Lütfen kıyafetlerinize ve hareketlerinize dikkat eder misiniz?"

Söylediklerim üzerine bakışları ilk birkaç saniye sabit kaldı sonrasında ise bana döndü.

"Hem neye odaklandın bu kadar da burada olduğumu bile farketmedin?"

"Farkettim," dedi doğrulurken "peki sen neden burada dikilmeye devam ettin?"

"Bulunduğunuz ortamda bulunmanın verdiği zevk her şeye bedel de o nedenle." Yanına yaklaştım "beni çok etkiliyorsunuz"

Bana, sevginin en uç noktasını da, evrendeki en büyük acıları da tattıran tek kişi oydu. Henüz bana aşkı hissettirememişti fakat benim için -çok uzun sayılamayacak bir sürede- yaşadığım mevsim, aldığım nefes, attığım adım, hissettiğim sıcaklık ve bu evrendeki her şey olmuştu. Benim için söz konusu tek şey oydu. Kim Taehyung'du. Onunla yaşamak istediğim ve yaşadığım her şeyi sanki ilk yapışımmış gibi heyecenla karşılamamın sebebi de buydu. Beni heyecanlandıran yaptıklarımız değildi aslında, onunla yaptıklarımdı. Beni heyecanlandıran onunla olmaktı. Gerek bir operasyon, gerek bir yürüyüş, gerekse 1 saatlik boks çalışması veya su içmek, yemek yemek, oturup kalkmak... aklınıza gelecek her şeyi kapsayabilir bu durum. Söz konusu eylem değil oydu.

"Bu arada... ceketimi giyer misin?"

...

Yok abi yok. Bir insan kahve içerken ne kadar seksi görünebilir ki? Bu hangi seviye? İşine odaklanınca o kadar çekici oluyor ki size tarif edemem bile. Şu an odada yalnız olsaydık eğer birden ona yapışabilirdim. Şansınıza küsün ki arin dışında herkes burada. Arin hasta olmuş birazcık, raporluymuş. Ve o döndüğünde çok yoğun olmasın diye ben onun işlerini yaptım biliyor musunuz? Böyle bir arkadaşım ben işte. Neyse ne konu Taehyung'du. Ne diyorduk en son? Heh, yalnız olsak ona yapıştırdım. Keşke bana bir kere olsun izin verse de yüzünün her bir santimetresini doya doya öpsem. Veya sıkıca ama çok sıkıca sarılabilsem.

"Taehyung"

"Hm?" Bakışları bana döndü

"Üşüdün mü?"

"Neden?"

"Ceketimi giy diye." Fısıldamıştım. İnsanlar İşine odaklı bölmeye gerek yok. Gerçi şu an kısık olsa da slow bir müzik açık.

Sinameki | TaekookWhere stories live. Discover now