18

135 16 27
                                    

İyi okumalar~
__________________

-Jungkook

Aldığım her nefesi istem dışı titrek bir şekilde veriyordum. Ağladığım için nefes düzenlemek zor oluyordu.
O ağarlık, o kırgınlık aynen bedenimdeydi. Sevdiğin biri incitince her şey olduğundan daha zor bir hal alıyor. Eninde sonunda toparlanacağımın hatta uzun sürecekte olsa bay kim'i unutacağımın farkındaydım. Sorun bu sürecin zor geçecek olmasıydı.

Hala adam akıllı uyuyamadığım için kendiliğinden kapanan gözlerimle olan savaşımı bölen kapının resmen yumruklanmasıyla son buldu. Biri resmen kapıyı tüm gücüyle yumrukluyordu. Kim olduğuna bakmak adına ayaklanıp yapıya ilerledim ve kapı deliğinden gördüğüm kişi ile dudaklarım aralandı.

"Jungkook benim, taehyung. İçerde olduğunu biliyorum. Aç hadi kapıyı konuşalım!"

"Gidin buradan bay kim!"

"İstesem bu kapıyı açarım Jungkook! Aç şu siktiğimin kapısını!"

"Bay kim vurmayın kapıma! Eliniz neden belinizde! Beni öldürmeye mi geldiniz! BAY KİM SAKIN KİLİDE SIKMAYIN!"

"Aç şu kapıyı"

"Hayır"

Umursamaz tavrımla mutfağa ilerleyip kendime su koydum. O esnada hala kapı çalıyordu ve bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordum. Şu an naz falan yapmıyorum. Onu gerçekten görmek istemiyorum.
Su bardağımla birlikte salona ilerledim fakat bay kim'in gürültüsü her saniye başı artıyordu. Sinirle bardağımı bırakarak kapıya döndüm

"Kapıya bir kez daha vurursan, kapıyı söküp götüne sokarım Taehyung!"

"Kapıyı aç cümlesinin nesini anlamıyorsun!"

"Açmak istemiyorum! Defol git burdan!"

"Sen bu kapıyı açana kadar sikseler ayrılmam buradan çocuk!" sessizce devam etti "kapıyı açacağından da adım gibi eminim"

Sesler tamamen kesildi. Kısa bir süre duraksasam da ne yaptığını görmek adına kapıya ilerledim, dekikten baktım. Karşı duvara yaslanmış öyle duruyordu, aynı zamanda sadece kapıya bakıyordu. Gözünü bile kırpmadan seri bir katil edasıyla hemde. O kadar korkunç görünmesine rağmen durmuş, sadece 24 saatte özleminden evi yediğim yüzünü inceliyordum. Bu soğuk bakışları bile mahvediyordu beni. Dayanamadım o anda, elim kapı kulbuna indi ve yavaşça indirdi. Kapıyı yavaşça geri çekerken eş zamanlı bende biraz çekildim ve yere baktım. Henüz sadece araladığım kapıdan içeri giren bay kim direkt bana yaklaşıp yüzümü iki eli arasında tuttu.

"Niye açmıyorsun kapıyı? Ne bu halin?"

Baş parmakları yavaşça ağlamaktan şişen gözlerimin üzerinden geçti. Baş parmakları şakaklarımı bulduğunda gözlerimi hala açmamıştım. Kokusu resmen bir sürenin ardından ciğerlerime doluyor.
Ve o anda hiç beklemediğim bir şekilde göğsünü göğsümde hissetmemi sağlayarak bana sarıldı. Kapalı gözlerim aralanırken, aralık dudaklarım tam anlamıyla kapandı. Başımı onun boynuna doğru çevirip burnumu tenine değdirmeden gezdirdim. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki yüksek ihtimalle bunu hissediyordu.

Belimi kavrayan eli değil ama sırtımda duran eli enseme doğru çıkıp ona düzgünce sarılmamı sağlayınca yüzüm istem dışı boynuna gömüldü. Resmen titriyordum.

"Her istediğinde istifa vererek çekip gidemezsin" saçlarımın arkasını karıştırdı "büroda grevler başladı. Senin yüzünden iş yapamayan herkes için yardımda bulunmak zorundasın. Ve ayrıca bana da. Bu devirde düzgün ortak bulmak ne kadar zor biliyor musun sen?"

Sinameki | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin