31

304 24 2
                                    

Herkese merhaba❣️Uzun süredir bölüm gelmiyordu

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Herkese merhaba❣️
Uzun süredir bölüm gelmiyordu. Ki, sebebi de okunma sayısı ile oy ve yorumların arasındaki fark. :'

Lütfen okuyorsanız eğer yorumlarınızı bırakmayı unutmayın💘

Keyifli okumalar🦋

💟

İlkbaharları seviyordum. Gerçi ben tüm mevsimleri severdim. Ama, işte o 'ama' her yerde belirir ya.

İlkbahardaydı Barış ile ilk tanışmamız. İşte bir kişinin bıraktığı hatıralar yüzünden koca bir mevsimin üzerini çizebiliyordum. Fazlasıyla saçmalıktı, evet. Ama yine de hani o tarihler tekrarlandığında, hele de geçmişin aslında kocaman bir yalansa, içindeki ateş daima orada kendini hatırlatır. Eylül ayı mesela, babamın, yani Engin Karakılıç'ın ölümünü sandığım için gözümde sonbaharı bitirmişti. Belki o yaşıyordu şu an ama geçen Eylül'ler benim soluklarımı kesmekten büyük keyif almıştı.

Kış mevsimi artık benim en büyük gerçeklerimi ortaya serendi, acımasızdı, soğuktu, kanımı dondurmuştu. Hala da devam ediyordu.

Sıcak yüzünden sevmediğim yaz kalmıştı bir tek benden yüz çevirmeyen sanırım. Acaba bu yaz sevmediğim sıcakları görebilecek miydim? Muammaydı. Yaşadığım şu anki anda yarına bile sağ çıkmam bilinmezken, birkaç ay sonrası asla bilinmezdi.

İliklerime kadar hissettiğim nefret hissi kanımda fokurdayarak kaynayıp, tüm bedenimde elini kolunu sallayarak gezinirken karşımdaki yüze iğrenti ile baktım.

"Senin burada ne işin var?"

Sinirli yüz ifadem asla umrunda değilken, küçük bir gülüşle ellerini teslim olurmuş gibi havaya kaldırmıştı.

"Beyaz bayrak bulamadım, ama cidden sulh için buradayım."

Salondan çıkan Suna kapıdaki insanı gördüğü anda, portmantonun alt kısmındaki çekmeceden silahı almıştı. Yiğit onun bu haline karşılık alt dudağını aşağıya doğru kıvırırken, başını da sallamıştı.

"Kızlar da geride kalmıyor benim yakışıklı tayfasından. Hala kokumu almadılar mı, nerede bunlar?"

"Hilal, sen gidip haber verir misin?" dedi Suna göz devirirken.

"Bana bir şey yapmaz, ama sana yapabilir. Bu yüzden sen gidip çağır, zaten bir şey yapacak olsaydı çoktan yapmıştı."

Yine de rahat olmak için silahı bana vermek istemişti, ki mecburen alıp dikkatlice tutmaya çalıştım. Yiğit'in bakışları benden asla ayrılmazken fazlasıyla rahatsız hissediyordum. Bana bakmasına bile tahammülüm yoktu. Suna'nın gidişinin ardından saniyeler geçerken, kapıdan Merih ve Ali ilk çıkan kişiler olmuştu. Merih boynunu bir sağa bir sola doğru yatırırken, yüzündeki ifadeye bakılırsa pek de sakin davranmayacaktı. En son Burak ile yedikleri kurşunların sebepkarı karşısında duruyordu çünkü.

Kanlı HilalTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang