21 (+18)

946 38 3
                                    

❗️Bölümün başında uyarı var fakat yine de belirtmek isterim ki, bu bölüm Yetişkin içerik bulunduruyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❗️Bölümün başında uyarı var fakat yine de belirtmek isterim ki, bu bölüm Yetişkin içerik bulunduruyor.

Keyifli okumalar💗

Ve yorumlarınızı bekliyorum♠️

💟

Birini sevmek onu acılarıyla bile sevmek miydi gerçekten? Hani kanayan yarasını görüyorken onu sarmayı her şeyden çok istemek, dudaklarının küçük bir kıvrılışı için belki de her şeyi yapmak, en çok da yanındayken kalbindeki o heyecanın asla geçmemesi. Bilemiyorum, belki de asla anlatamayacağımız hislerin ta kendisi de olabilirdi. Çünkü sevgi bazen o kadar anlam yüklenilmeyen şeylere anlam kazandırabiliyordu ki, genelde tahmin edilemiyordu. Mesela, solmuş bir güle acınırdı genelde, ama kitap arasına konulup, sevgilinin bir anısını taşıyan solmuş bir gül ne çok sevilirdi ama.

"Şu an utanmamı gizleyebilmem için bana öyle bakmayı kesmen gerekiyor."

Kaç dakikadır öylece durup bana bakıyordu. Sanki bu söyleyeceğimi hiç beklemiyordu. Boğazını temizlerken, sertçe yutkundu. Gözlerini birkaç kez hızlıca kırpıştırmıştı aynı zamanda.

"Ben biraz şaşırdım."

"Biraz mı? Bence çok şaşırdın, hadi kabul et." dedim bu haline gülümserken.

Henüz aynı şekilde bana karşılık vermediğini fark etmiştim, ama şu an söylemek zorunda değildi. Belki de benim kadar duyguları derin değildi henüz, bilmiyordum. Bakışları ellerimize kayarken, iki elimi de sıkıca sarmıştı.

"Tamam, çok şaşırdım, kabul ediyorum. Çünkü bu kelimeleri söylemek benim için fazlasıyla zorken, senin için de öyle olduğunu düşünüyordum. Aniden geleceğini düşünmemiştim."

"Ben de öyle olduğunu düşünüyordum, hatta guya eskilerimden ders çıkarıp daha sabırlı olacaktım, ama çok sabırsız olduğum ilk an olabilir."

Gerçekten de Barış'a açılmam bile kaç ayımı almıştı. Elini kaldırıp yanağıma yaslarken, dudakları dudaklarımın üzerine bir öpücük kondurdu.

"Güzelim benim, sana aynı kelimeleri kurmadığım için sakın beni yanlış anlama, tamam mı? Ben hiçbir zaman aniden duygularımı kelimelere dökecek kadar becerikli olmadım. Bana biraz zaman verirsen, en güzel şekilde hislerimi noktasına kadar sana anlatacağım."

Gözlerindeki küçük korku kırıntıları görünüyor ve sesindeki endişenin tınısı açıkça duyuluyordu.

"Ali, benim bunu söylemiş olmam sana o kelimeleri söylemek için mecbur hissettirmemeli. Aynı derecede hissetmemiz mümkün değil zaten. Hislerimizi kıyaslayamayız ki." dedim gerçek düşüncelerimi ifade ederken.

Kanlı HilalWhere stories live. Discover now