19

616 42 7
                                    

Medya; Hilal ve elbisesi🤍

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Medya; Hilal ve elbisesi🤍

Yorumlarınızı bırakmayı unutmayın💗

💟

"Ben düğüne gelmeyeceğim."

Bu cümleyi kurmak için kaç dakikadır cesaretimi toplamaya çalışıyordum. Çünkü sabahtan beri Suna ile her türle dekor işlerini, davetiyeleri birlikte konuşuyorduk.
Odanın içerisinde aniden çöken sessizliğe sebep ben olmuştum. Herkes buradaydı, Hale de gelmişti. Akşam yemeğini yedikten sonra salonda toplanıp yarın olacak düğünü konuşuyordular.

"O ne demek, Hilal? Bir işin mi çıktı, yani geç gelmen problem olmaz veya erken gelip daha sonra da gidebilirsin."

Suna çözümler üretmeye devam ederken, bakışlarımı parmaklarıma çevirdim.

"Göz göre göre düğün gününüzü
mahvetmeye gerek yok, Suna.
Özür dilerim, ama bu bir gerçek ki, şu an kimin yanında dursam hayatını tehlikeye atıyorum. Ben sizin en mutlu gününüzü anılarınızda hiçbir şey olmadan, normal bir gün olarak saklamanızı isterim."

"Biz burada niye varız, Hilal? Bizim zaten vazifemiz herkesi korumak." dedi Melih.

"Herkesi koruyamazsınız, bunun bana garantisini veremezsiniz. Tahmin etmediğiniz onlarca ihtimalden biri olabilir, o zaman ben bunun vicdan azabıyla bir ömür nasıl yaşarım?"

Yanımda oturan ablam elimi tutup avuçları arasına alarak sıktı.

"İhtimalleri düşünürsek o zaman biz yaşamayalım, ablacığım? Çünkü her ihtimal için bir şey yapılsa nefes almayı da bırakmamız gerekir."

"Abla, daha iki gün önce sırf ben yanındayım diye Kaan kendisini öne attı ve benim için onu ezip geçmek istediler. Ben o kadar utanıyorum ki bunun için, kimsenin yüzüne bakamaz hale gelmektense kimsenin yüzünü görmemek en iyisi."

"Hilal, saçmalama. Ne utanması kızım ya-"

"Kaan, lütfen. Düşüncelerimi kınayabilirsin, ama değiştiremezsin. Zaten birkaç saniye gecikmeniz sorunu kökünden hallederdi o gün."

O lanet bıçaktan söz ediyordum. Ali'nin beni çekerek önüme geçtiği.
Düşünüyordum da, saplansaydı ya bana, çoğu problem hallolur gibiydi.

"Ne olacaktı ki, gecikseler?" diye soran ablama, "Çok şey, mesela huzur, kafa rahatlığı, bir dertten kurtulu-" diye konuşurken, Ali sert bir ses tonuyla "Yeter." diyerek sessizliğini bozdu.

Kanlı HilalDonde viven las historias. Descúbrelo ahora