15. "Gözel ruhun aynasıdır!"

En başından başla
                                    

"İyi niyetini anlıyorum ve bunun için sana saygı duyuyorum" dedi sakince "Ama zaten eninde sonunda bu gerçeği herkes bilecek. Bu kadar mutlu olduktan sonra ona her şeyin bir yalan olduğunu söylemek daha zor olacak. Üstelik gerçeği şimdiden söylemezsek torun sahibi olma derdine bile girer. Benim annemi tanımıyorsun. Hasibe Safkan hayal edemeyeceğin kadar iyi niyetlidir. Birinin eline kıymık batsa üzülür, canı yanar. Asla bir insana kötü niyetle bakmaz. Hep affeden, hep yüce gönüllü olan bir kadın oldu o."

"Ve sen... Bütün bunları bilmene rağmen benimle evlendin" dedi yavaşça genç kız. Genç adamın yorgun bakışları kızın bakışlarıyla birleşti. "Anneni çok üzeceğini bilmene rağmen bana yardım etmeyi kabul ettin..."

"Can borcum vardı" dedi sakin bir sesle.

"Gene de... Bu büyük bir fedakarlık. Ben... hiç annemi tanımadım. Sana gıpta ediyorum. Bu kadar şahane bir annen var" genç kızın gözleri buğulanmıştı. O kadının gözlerinde anne sevinci hissetmişti Hatice. Belkide bu yüzdendir onu hiç üzmek istemiyordu "Ben hala ona söylememenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Onu üzmeye hakkımız yok."

Adam biraz alayla gülümsedi "Ne öneriyorsun peki Maviş? Boşanacağımız vakit artık seni sevmediğimi mi söylememi istiyorsun?" Sesindeki ince alayın nedenini genç kız pek anlayamamıştı "Sanki bu mümkünmüş gibi!" diye sonlarda homurdandı.

"Ne?" Genç kız son cümleyi duymuştu ama anlayamamıştı "Ne demek istedin? Ne demek mümkün değil?"

"Bak mavi göz. Beni iyi dinle. Gel senle ben bu evliliğin gerçek nedenini sakladım diyelim. Vakti geldiğinde aileme ne dememi bekliyorsun?" Ömer Ali'nin omuzları daha da dikleşmişti sanki "Güzeller güzeli bir karım var ama ben artık ondan sıkıldığımı mı söyleme mi istiyorsun? Buna kim inanır?"

Ömer Ali'nin söylediklerinde doğruluk payı vardı. Her iki ailede iyi ve zengin ailelerdi. Para sıkıntıları hiç olmazdı. Hatice Solmaz ise güzelliği ile peri masallarından çıkmış gibiydi. Onun gibi güzel bir kadınla evliyken bir anda boşanmak istemesi saçmalık olmaz mıydı? İnsanlar ne düşünürdü? Muhtemelen birinin diğerini aldattığını düşünürdü.

"Buldum!" dedi aniden genç kız.

Ömer Ali dik dik karısına bakıyordu.

Hatice heyecanla adama yaklaştı ve gülümseyerek "Kısır!" dedi. Genç adamın kaşları çatılınca "Benim kısır olduğumu söyleyebiliriz! Benden asla bir çocuğun olmayacağını bu yüzdende ben kendimi kötü hissettiğimi ve senden boşanmak istediğimi söyleyebiliriz! Mükemmel bir fikir değil mi?" diye açıklama da bulundu.

Genç adam şaşkınlıkla karısına bakıyordu. Tanrım! Bu kadınlardan gerçekten korkulurdu! "Her kadın gibi aklın fitne fesata baya iyi çalışıyor boncuk göz" dedi homurdanarak. Gerçi fena fikir değildi ama genede pek akla yatkın değildi "Ama yine de olmaz. Ben söylemekten yanayım."

Genç kızın dudakları düz bir çizgi halini aldı. "Ona hayır buna hayır. Çok iyi bir fikir neden hayır diyorsun anlamıyorum."

"Ne yani bana karısı kısır diye onu terk etti demelerini mi istiyorsun?" Adamın sesi biraz alayla sert çıkmıştı.

"Sanki olmayan şey! Bizim oralarda sırf bu yüzden karısının üzerine kuma getiren adamlar var!"

"Fessubanallah!" Ömer derin bir nefes almıştı, çatılı kaşlarının altında ki sert gözlerinde küçük kıvılcımlar belirmişti "Sence ben öyle birimiyim? Çocuğu olmuyor diye karısını yüz üstü bırakacak adi birine mi benziyorum?! Eğer senle gerçek bir evliliğimiz olsaydı ve sen ömür boyu bana çocuk veremesen bile seni boşamaz ya da üzerine kuma getirmezdim! Benim prensiplerime aykırı. Sevdiğim kadına ben iyi günde kötü günde yanındayım diye yemin ettim. Benim sözlerim dilimde değil yüreğimdedir boncuk göz! Şimdi unut bu aklındaki saçma fikiri!"

Bir tek seni sevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin