あ Final

35 0 0
                                    

🎶 sia - unstoppable


Siya

Bazı geceler kâbuslarımda Yuta oluyordu. Her defasında beni öldürmeye çalışıyordu ve hatırladığım kadarıyla hep ağlıyor oluyordu. Çok uzun zamandır onu kâbuslarımda görmemiştim. Ama şimdi, her şeyin başladığı o yere dönmüştüm ve çocukluğum gözlerimin önünden geçmişti. Beni affetmeyen çocukluğum.

Burada saat gece üçtü. Gökyüzü simsiyahtı. Üssün üçüncü katından ışık geliyordu. Ellerimi titremelerini kesmeleri için yumruk yaptım. Sessizce içeri yürümeye başladığımda diğerleri de beni takip ettiler. Etrafa bakmadım, odaklandığım tek şey merdivenlerdi. Hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp ışığın geldiği odaya yöneldim.

Kapıyı sertçe itip açtığımda Yuta’nın şaşkın bakışları yüzümü buldu. Aylar sonra ilk kez karşı karşıyaydık. Midem bulandı, nefesim düzensizleşmeye başladı. Yuta sırıttı ve yavaşça ayağa kalktı. Üzerinde beyaz bir tişört ve siyah eşofmandan başka bir şey yoktu. Kendine verdiği cezadan mıdır bilmem, hep çıplak ayaklarla dolanıyordu.

“Sen ne istiyorsun ya?” dedim sert gözlerimle ona bakarken. Omuzlarını silkip dudaklarını büzdü. “Ne mi istiyorum? Çok zor bir soru olmasa gerek uyanık.” Uyanık. Uzun zaman sonra bunu duymak çok tuhaftı. Bana hala aynı hayatı yaşadığımı hissettirmişti.

“Yuki öldü.” dedim ağlamamak için kendimi tutarken. Birinin ona gerçekleri söylemesi ve onu bu saçma plandan vazgeçirmesi gerekiyordu. “Anladın mı? O öldü Yuta, onu buraya geri getiremezsin.” Nyx’in mavileri onun öfkeli gözlerini buldu. “Ölülere bulaştığınızda ortaya çıkacak olan felaketler Corvina’nın umurunda değil Yuta. Eğer o kara büyüyü yaparsan, Yuki hariç kim bilir kimler gelecek. Lütfen dur.” Yuta derin bir nefes alıp arkasını döndü. Sessiz kalmayı tercih etmişti.

Nyx ona doğru bir adım attı. “Ben bebeğimi kaybettim.” dedi, sesi titriyordu. Kucağıma doğan ölü bebeği geldi gözlerimin önüne. Tüylerim diken diken oldu. “Ölen sevdiklerimizi geri getirebilsek bunu yapmaz mıyım sanıyorsun? Ama yapamayız, onları buraya geri getiremeyiz. Biz Tanrı değiliz.” Yuta güldü ve Nyx’e baktı. “Buraya kadar benimle böyle konuşmak için mi geldiniz? Üzgünüm, sizin ne hissettiğiniz ya da ne düşündüğünüz umurumda değil.”

“Yalnız olmak zorunda değilsin.” dediğimde dolu gözleri beni buldu. “Babam kuzenlerinden bahsetmişti. Onların yanına gidip yeni bir sayfa açabilirsin. Neden zor yolu tercih ediyorsun? Başımıza yeni bir bela açma Yuta. Lütfen.” Gözleri öfkeyle parladı o an. “Sizin için söylemesi kolay tabi. Beni bu hayatta seven tek kişi kardeşimdi! Anlıyor musunuz!” Öfkeyle masadaki vazoya elinin tersiyle vurdu ve vazo yere düşüp paramparça oldu. Onu anlıyordum ve hissettikleri için üzülüyordum. Ama bu yapmak üzere olduğu şeye izin vereceğim anlamına gelmiyordu. İyilik yapmak isterken her şeyi berbat edecekti.

“Corvina çoktan büyüye başladı.” dedi sırıtarak. O sırada elinden damlayan kanı gördüm. Sabır dilercesine tavana bakıp derin bir nefes aldım. Onu konuşarak ikna edemezdik. “Zor yoldan halletmek zorunda kaldık sanırım.” dedim Ash ve Nyx’e. “Nerede bu cadı?” diye sordu Nyx etrafa bakınırken. O sırada deprem olur gibi sallandık. Korkuyla bir yerlere tutundum ve Ash’e baktım. Elimi tuttu ve sarsıntının geçmesini bekledik. Beş saniye sonra sarsıntı kesildi. Yuta sırıttı. “Üzgünüm, onu durdurmak için geç kaldınız.”

Yuta deli gibi gülerken odanın kapısı açıldı ve gerçekten masallardaki cadılara benzeyen bir kız içeri girdi. Yüzü pürüzsüz ve oldukça güzeldi ama kıyafetleri ve saçları oldukça kötü görünüyordu. “Sizde kimsiniz?” dedi bizi gördüğünde. Gözlerimi devirdim. “Ne yaptın sen?” dedi Nyx ona doğru yürüyüp. Corvina sevinçle zıpladı ve ellerini birbirine çarptı. “Sonunda hayalini kurduğum o büyüyü yaptım! Birkaç saat içinde diğer dünya ile bu dünya karışacak!” Endişeli bakışlarım Nyx’i buldu. “Hades ve Lilith bunu durduramaz mı?”

DurdurulamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin