あ On

33 4 3
                                    

🎶 DPR IAN - Nerves


-Flashback-
Yazardan

Yağmurun şiddeti git gide artarken, Black ikizleri tüm kasvetleri ile Axel'ın evinin önünde dikiliyordu. "Onlar olduklarına emin misin?" diye sordu Veronica, bakışlarını ikizine çevirerek. Vernon ellerini kot pantolonunun cebine soktuktan sonra, donuk mavilerini kız kardeşine çevirdi. "Evet, eminim. Elle denen o kız barda kahveleri elleri ile soğuttuğunu gördüm, Ash de bazen elleriyle kahveleri ısıtıyor."

"Pekâlâ," dedi Veronica ve omuzlarını dikleştirdi. Neredeyse bir aydır dördünü uzaktan gözlemliyorlardı ve ulaştıkları bilgiler doğruydu. "O halde onlarla konuşmamızın vakti geldi." Vernon başını salladı ve eve doğru yürüdü. Veronica da onu takip etti. Kapıyı çaldılar ve kapıyı birkaç saniye sonra Axel'ın annesi açtı.

Aria Smith, koyu sarı saçlı ve oldukça şirin bir kadındı. İkizlere gülümsedi ve "Buyurun?" dedi tatlı bir sesle. Axel'ın kime çektiği belli oluyordu. Vernon donuk mavi gözlerini Aria'ya dikti ve "Oğlunuz ve arkadaşlarıyla konuşmamız gerek." dedi. Kafasını içeri doğru uzattığında Elle'i gördü. Sarı saçlarını tepeden dağınık bir topuz yapmıştı, üzerinde buz mavisi bir kot, beyaz bir sweat vardı ve kaşları çatık bir halde ona bakıyordu. "Axel?" diye seslendi Aria içeriye doğru. "İki genç sizi soruyor."

"Siya'nın babasının adamları olmasın!?"

"Ay kapat kapıyı anne!" Elle ona gözlerini devirip kapıya yaklaştı ve "Siz kimsiniz?" dedi. "Ne istiyorsunuz ve burayı nasıl buldunuz?" Elle, Axel ve Ash bir süre saklanmak için New Jersey'e gelmişlerdi. Vernon yavaş adımlarla içeri girdi ve Veronica da onu takip etti. "Elle Grey."

"Ne var?"

"Seninle konuşmamız gerek." dedi Veronica ve kollarını birleştirip eve kısa bir bakış attı. Tipik ve şirin bir Amerikan eviydi. "Sen ve arkadaşlarının sırrını biliyoruz, yardım etmek için buradayız." Elle'in sert gözleri ikisinin üzerinde mekik dokuyordu. Pek tekin tiplere benzemiyorlardı.

Mavili çocuk tamamen simsiyah giyinmişti ve 'ben belalıyım' diye bağırıyordu. Kız ise... Siyah bir kot pantolon, mor yarım bir tişört ve siyah deri ceket giyiyordu. Uzun siyah saçlarının aralarında mor renkler vardı. "Neden bahsediyorsunuz?" dedi soğuk sesiyle. Buz mavisi gözleri onları anlamak adına kısılmıştı.

"Bak, kulağa delice geliyor ama bizimde güçlerimiz var. Sizi bir süredir uzaktan izliyoruz, güçlerinizden haberimiz var. Size yardım etmek için buradayız." Vernon'un sakince açıklamasının ardından Elle'in kaşları çatıldı. "Uzaktan izlemek mi? Neden böyle bir şey yapma gereği duydunuz?"

"Çalıştığımız bir meclis var." dedi Veronica. "Bizim gibi olan çok fazla çocuk var ve hepsini oraya toplayıp koruyorlar. Böyle ortada yaşamanız ne kadar zor biliyorum, o yüzden yardım etmek istiyoruz."

"Size inanmıyorum." dedi Elle ve bir adım geri gitti. Vernon gözlerini devirdi ve saçlarını karıştırdı, Elle çözülmesi çok zor bir denklem gibiydi. "Zor biri olduğunu biliyorum ve bende zorlamak konusunda iyiyimdir."

"Umrumda değil." Vernon sırıttı. "Zor kartı oynamak istemeyiz sarışın."

"Ne meclisi?" Konuşan Ash'ti, omzunu duvara yaslamış onlara bakıyordu. Veronica ona bakıp gülümsedi. "Çay içerek bunun hakkında konuşabiliriz."

"Vay canına." dedi Axel ve çay fincanını masaya bırakıp, karşısında oturan ikizlere baktı. Gözlerini kıstı. "Harbiden tıpatıp aynısınız." Ash gözlerini devirdi ve sağ bacağını sol dizine yasladı. "Konumuz sence bu mu?"

DurdurulamazWhere stories live. Discover now