Bir gerçek ailem klişesi.
Düzgün yazılmış, saçma olmayan bir biyolojik ailem kitabı arıyorsanız, hoş geldiniz. Yalnız içeri girmeden uyarayım! Ankara'da su, Selin'de mantık aramayın.
⩤⩥
Hayat, Selin için abisi ve arkadaşlarından ibarettir ancak bir...
"Sana yalvarıyorum Cenk. Madem beni kardeşin olarak görmüyorsun, diğerleriyle arama girme. Senin aksine ben, eğer burada doğmuş olsaydım nasıl olurdu diye deli gibi merak ediyorum. Hangi abim benim çocukluk aşkım olacaktı, düştüğümde ilk nereye gidecektim merak ediyorum. Gerçek anne ve babanın nasıl olduğunu merak ediyorum." dedim ve kalktığım sandalyeye çöktüm. Cenk hızla yemek salonunu terk ederken, Dilek hanım bana sarılıyordu şimdi.
"Özür dilerim annecim, seni daha önce bulamadık diye özür dilerim!" Yeter vallahi yeter diye bağıracağım artık! Dilek hanıma sarıldım ve sorun yok diye mırıldanıp ayrıldım.
Yerine geçtiğinde Atakan dışında herkes bana üzgün gözlerle bakıyordu. E vallahi bu Atakan denen At bir gün benden de yumruk yiyecekti de hadi hayırlısı.
"Barlas." diye mırıldandım.
"Efendim güzelim." duygulanmıştı duygusal kekim.
Burnumu çekerken konuştum. "Başka kebapçımız varsa oraya da uğrar mıyız? Kalite kontrol amaçlı." dedim ve yine burnumu çektim.
Herkes gülmeye başlarken Bora'ya baktım. Ay gülüyordu! Yeni skills geldi bismillah çok şükür!
Barlas daha cevap vermeden konuştu. "Ben götürürüm." dedi.
"Ben de geliyorum." dedi Selim.
Tam Berkcan da ağzını açacakken Bora'nın kaşları çatılmıştı." Hiçbiriniz gelmiyorsunuz. Ben, annem ve Selin gidiyoruz."
Tıkındığım miktar bitince hızla ayaklandım ve seke seke odama ilerleyip giyinmek için kombin oluşturmaya başladım. Yaklaşık iki üç tanesini eledikten sonra üstümdekine kanaat getirmiştim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Çanta ve şapka yok)
O sırada odamın kapısı tıklanmış, içeri Bora girmişti. Gülümsemesi şortumu görünce kesilirken derince bir nefes aldı.
"Selin, bence çıkar şortu. Bacakların yanar." dedi saçma bir savunmayla. Zort Boracığım yani.
"Yok yok, ben çok beğendim." derken birkaç fıs parfüm sıktım ve Bora'nın yanına ilerleyip kendimi ona yaklaştırdım. "Bak, parfüm aldım dün Barlaslarla birlikte! Nasıl kokuyor?" dedim gülümserken.
Boynuma doğru yaklaştı ve bir derin ama hafif bir nefes aldı. Birkaç saniye o şekilde kalırken, boynuma hafif bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Tenine yakışan bir koku olmuş." dedi ve yine kaşlarını çatıp şort konusuna girecekti ki koluna girdim ve ilerlettim. "Ben şortu giyeyim, sen bakana şort giydirirsin Boracım." dedim ikna olması için.
Kurduğum cümleyle bilrikte duraksadı ve bana döndü. "Çok baskıladım seni değil mi? Hemen sıktım. Özür dilerim." katil görünümlü bu adamın bu kadar düşünceli olması şaka mıydı?
"Sıkmadın beni. Benim hakkımda olan her konuda fikrini dile getirebilirsin, Bora. Biz birbirimize bir şans vermeye karar verdik ve lütfen bu şekilde çekinme." dedim ve yine koluna girdim.
