•62•

6K 316 76
                                    

Selamlar

Modum çok düşük. Bir kayıp haberi aldım. Çok üzüldüm ama söz verdiğim gibi bölüm atacağım.

Sizi seviyorum muahhhhh 💋

Sınır: Gönlünüzden ne koparsa

***

Gözlerimi açtığımda hâlâ aynı yerde yattığımı farkettim. Herkes bağırıp oradan buraya koşuyordu. Hızlıca yerimden kalktığımda binada yangın çıktığını anlamıştım. Koşarak tabutun olduğu odaya ilerledim. Eğer bir yangın varsa bunu fırsata çevirip Atlas'ı kurtarmalıydım.

Koşarak ezberlediğim koridorlardan kendi odama doğru koştum. Kendi odamı bulduktan sonra Atlas'ın odasını bulmam daha kolay olacaktı.

Birkaç dakika sonra odamın önüne geldiğimde çaprazdaki odaya baktım. İşte bu odaydı. Kapıyı hızlıca açıp içeri girince içeride bir tabut olmadığını gördüm. Ama nasıl? Nasıl bir tabut olmazdı?

"Hayır! Hayır! Yerini mi değiştirdiler?"

Koşarak odadan çıktım ve diğer odalara baktım ama bomboştu. Stresle ilk girdiğim odaya tekrar girdim. Etrafta koşup bir iz aramaya başladım ki ayağıma bir gıcırtı sesi gelince bakışlarımı aşağı indirdim. Emin olmak adına birkaç defa ayağımla yere vurunca tok bir ses çıktı. Bu bir işaretti. Burada bir şey vardı...

Eğilip mermeri kontrol etmeye başladım ki küçük bir aralık görünce gülümsedim.

Yeni yeni çıkmaya başlayan tırnaklarımı aralıktan içeri sokup kaldırmaya çalıştım. Birkaç denemeden sonra sonunda kapak açılmıştı. Çok küçük olduğu için sadece bir kişi sığabiliyordu. Gördüğüm küçük merdivenle düşünmeden merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Yavaş yavaş ışık görünmeye başladığında mutlu olmuştum.

Merdivenlerin sonuna gelince kendimi aşağıya bıraktım. Sırtım beton bir zemine değince inledim.

"Lanet olsun! Burada betonun ne işi var?"

Yerimden kalkmaya çalışıp etrafı inceledim.

"Vay anasını burası resmen bir harika."

Etrafta birsürü makine ve tuhaf eşyalar vardı. Odanın döşemesi çok güzeldi ama asıl sorun bu değildi.

Hemen biraz ilerledim ve etrafıma baktım ve işte orada...

"Buldum seni!"

Koşarak tabutun yanına gittim. Ellerimle kaldırmaya çalışırken bir şeyin arkamdaki soğukluğunu hissettim. Yavaş yavaş ve korkarak arkamı döndüm. Döndüğümde kaslı, uzun ve yakışıklı bir yüz gördüm.

Gözlerine baktığımda sanki bir yıldıza bakar gibi parlıyordu gözleri.

Bu...bu Atlastı.

"Atlas?!"

Atlas gülümseyip bana sarılınca nefes alamadığımı hissettim. Sanki bu sıcaklığı özlemiştim. Vücudu sıcaktı ama dokunuşları beni yakıyordu.

Düşünmemeye çalışarak ona sarıldım ve ağlamaya başladım.

"Neredeydin? Seni çok özledim. Kokunu...gözlerini ve en önemlisi seni çok özledim koca bebek!"

O da ağlamaya başlayınca birbirimize sımsıkı sarıldık.

"Bende seni çok özledim küçük kelebek...bende seni."

Birbirimizden ayrıldığımızda yüzümü incelemeye başlayınca korkarak yüzümü kapattım.

"Neden yüzünü kapattın?"

"Ben...benim yüzümde birsürü dikiş izi var. Beni sevmezsin artık."

Atlas yanıma gelerek yüzümdeki ellerimi tuttu.

"Küçük kelebeğim...ben seni her halinle seviyorum. İki dikiş yarası için kanatlarına su değmesini engellediğim küçük melekeğimden vazgeçeceğimi kim çıkardı?"

Ellerimi yüzümden çekip ona baktığımda gözleri hâlâ parlıyordu.

"Öyle mi?"

"Öyle...emin ol ki bu küçük kelebeğin bir daha zarar görmesine izin vermeyeceğim."

Tam o anda arkamdan bir alkış sesi yükseldi. Hemen arkamı dönüp baktığımda Hayat ve Engin'i gördüm.

"Bravo! Resmen gözlerim yaşardı. Çok güzel bir aşk gösterisiydi."

Hayat hanıma döndüğümde gülümsediğini gördüm. Engin'e karşı çıkmamıştı. Bu da onun samimiyetinin aslında bir yalandan ibaret olduğunu gösteriyordu.

***

Yazim ya da noktalama yanlışı varsa maazur görün lutfenn

Neyse bölüm nasıldı?

Şükür Atlas geri döndü?

Sizce Atlas neden uyuyordu?????

Öptüm 💋💋💋💋🥵 (şu emojileri ironi olsun diye atıyorum ama çok hoşuma gidiyorlar JWKWJKWJWKWK

Şemsiye (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin