•16•

16.9K 851 175
                                    

Mina'nın ağzından:

Atlas'ın elinden şemsiyeyi aldım ama şemsiye elime çok ağır gelmişti. Çok geçmeden şemsiye elimden düştü. Atlas koşarak yanıma geldi ve beni kucağına aldı. Ona çok kırgındım. En azından bana gitme sebebini söyleseydi bu kadar kırılmazdım.

Arabaya bindiğimizde Atlas hemen bana sarıldı. Onu itemedim. Gücüm ya da halim yoktu. Sadece onu izledim. Sanki ağlamıştı.

"Mina senin için çok endişelendim. Ne oldu sana?"

Meraklı ve hüzünlü gözlerle bana bakıyordu.

"Bekleyeceğim dedin ama gittin."

Atlas ellerini yumruk yapıp sıktı. Bana mı kızmıştı? Yumruk yaptığı elini serbest bırakıp bana sarıldı.

"Çok aptal bir insan olduğum için özür dilerim. Eğer böyle olacağını bilsem asla gitmezdim."

Aptal bir insan değildi.

"Neden bırakıp gittin beni? Ben işten atıldım ve az daha hayatımda asla peşimi bırakmayacak bir lanetle yaşamak zorunda kalacaktım."

Bunu söylerken artık içimde biriken bütün kızgınlığı ve ağlama hissiyatını dışa döktüm. Artık bir şeylere dayanmak istemiyordum. Artık sadece ağlamak istiyordum.

Az önce yaşadığım olay açıklaması kolay bir şey değildi.

"Özür dilerim! Lütfen affet beni...Normal bir şekilde işe gidersin sonra eve dönersin diye düşünüyordum. Böyle olacağını bilsem asla gitmezdim. Yemin ediyorum."

Atlas'ta ağlamaya başlamıştı.

"Atlas neden gittin?"

Geri çekildim o ise beni daha çok kendine çekti.

"Annem..."

Ona baktım. Annesine ne olmuştu ki?

"Annem kanser..."

Annesi kanser miydi? Ama nasıl?

"Annemi hastaneye götürmüşlerdi. Bende gitmek zorunda kaldım."

Demek bu sebepten dolayı gitmişti.

"Atlas seninle ilk tanıştığımız zamanda bu yüzden mi ağlıyordun?"

Uzun zamandır aklımdaki tek soru buydu. Sormam gerekiyordu yoksa kafayı yiyecektim.

"Evet..."

Kısa ama çok şey anlatan bir cevaptı. Onu affetmeliydim. Zaten neden ona küsmüştüm ki? Onun hiç bir suçu yoktu...

"Asıl ben özür dilerim. Bilmiyordum."

Benden ayrılıp gülümsedi. O zaman bir şey farketmiştim. Ben Atlas'ın gülümsemesini özlemiştim.

"Atlas."

"Hmm..."

Yüzüne baktım.

"Bir kere daha güler misin?"

Hemen 32 diş sırıtmaya başlayınca ağzımdan bir kahkaha firar etti. O da benimle birlikte gülmeye başladı. Sadece gülüyorduk.

Gözlerimi kapattım. Yorgundum ve uykuya ihtiyacım olduğunu düşünüyordum.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama gözlerimi yatağımda açmıştım. Buraya ne ara geldiğimi bilmiyorum ama kimin getirdiğini biliyordum.

Yataktan kalktım ve evin içini bir kez turladım. Atlas yoktu. En son mutfağa gittim ve masanın üzerine bir not duruyordu. Hemen  elime aldım ve okumaya başladım.

Hayatım çok önemli bir işim var. Zaten bu notu görüyorsan muhtemelen ben evde değilimdir. Çok kısa bir süre içinde geleceğime yemin ederim. Seni çok seviyorum lütfen bana küsme...

"Aptal mısın Atlas? Ben sana niye küseyim ki?"

Söylediğim şey ile gülmeye başladım. Çok geçmeden kapı çaldı ve Atlas içeriye girdi.

Hemen onun yanına gidip sarıldım. O ise güldü.

"Hmm...demek ki beni kapıda bekledin?"

Sorduğu soru ile kafamı sağa sola salladım.

"İster gel ister gelme banane."

Biraz yanıma yaklaşıp beni duvarla arasına aldı.

"Dün öyle demiyordun ama."

Dün dünde kalmıştı. Önemli olan bugün değil miydi?

"Onu boşver dünde kaldı."

Atlas yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı. Şuan dudaklarımızın arasında bir nefeslik mesafe vardı.

"Dün dünde kalmadı. Kabul et sende beni seviyorsun."

Yanaklarımın kızarmaya başladığını hissediyordum. Atlas biraz daha yaklaşınca gözlerimi kapatıp beni öpmesini bekledim ama o benim dudağımdan değil de yanağımdan öpmüştü. Şok içinde gözlerim açılırken kahkaha atan Atlası görmüştüm.

💌

Ahhh bugün çok stresli bir gündü.

2. tercihlerimi yapmaya gittim. 435 puan almışım ama herkes çok iyi yapmış amina

Neyse bölüm nasıldı bacılar?

Bunları süründürsem mi yoksa direk evlensinler mi JWJQKWKQKWKQJ

Şemsiye (Yarı Texting)Where stories live. Discover now