•28•

11.8K 597 266
                                    

Bebeler depresyona girdim. İstediğim lise gelmedi bea.

Neyse neyse bu süreçte bölüm yayınlamaya çalışacağım ama yayinlamazsam anlayışla karşılayın...


Sınır: 10 vote 2 yorum 🎀

📿

Mina'nın ağzından:

Sabah uyandığımda kendimi çok halsiz hissediyordum. Yatağımdan zar zor kalkıp üstümü giyindim ve elimi yüzümü yıkadım.

Yapabileceğim bir şey yoktu. Ya da var mıydı? Barışa sormuştum o da bir kafede garson olarak çalıştığımı söyledi. Nerede diye sorduğumda ise bilmediğini söylemişti. Yanımda telefonum da yoktu.

En sonunda Pamir de uykulu bir şekilde yanımıza gelmişti.

"Ne yapıyorsunuz?"

Aslında ben bir şey yapmıyorum sadece boş boş oturuyordum.

"Bir şey yapmıyoruz."

Pamirle geçirdiğim süreç içinde sağ ayağında bir problem var gibiydi. Çünkü ara ara topallıyordu. Ona bunun nedeni sormak istesem de bir türlü soramıyordum.

1 ay sonra:

Pamirle olan ilişkim hâlâ olduğu yerde duruyordu. Bir ilerleme yoktu çünkü ilerleme olmasını istemiyorum.

Pamir mutfağa gelip yanıma oturduğunda ona döndüm. Artık aklımdaki soruları sormak için tam zamanıydı.

"Pamir ayağına ne oldu?"

Gözleri sonuna kadar açılmıştı. Bana baktı sanki bir şeyler anlamaya çalışıyordu. En sonunda pes edip cevap verdi.

"Bir köpek saldırısına uğradım."

Kaşlarımı çattım. Olabilirdi ama bir köpeğin onun ayağını bu hale sokacağını düşünmüyordum.

"Ne zaman oldu peki?"

Uzun bir süre cevap vermedi.

"2 ay ya da 3 ay önce..."

Bu imkansızdı çünkü bir hayvan saldırısına uğradıysa ayağı yavaş yavaş iyleşmeliydi ama 1 aydır aynı şekilde yürüyor ve bu durum hiç iyiye gitmiyordu. Konuyu burada kapatmaya karar verdim.

Dışarı çıkıp hava almak istiyordum. Mutfak masasından kalkıp dışarıya çıkıyordum ki Pamir kolumu tuttu.

"Nereye gidiyorsun?"

"Dışarı çıkacağım. Yağmur da yağıyor. Biraz gezerim."

Pamir sinirlenmişti. Kolumu daha çok sıkmaya başlamıştı. Şu geçtiğimiz aylarda Pamir çok değişmişti. Bana karşı daha asabiydi. Çok sinirli bir insana dönüşmüştü. Sürekli kollarımı sıkıyor. Acıdığını söylediğimde ise daha çok sıkıyordu.

"Geç kalma ve ortalıkta çok dolanma. Eve geldiğinde sana bir şey söyleyeceğim."

Dişlerini sıkarak kurduğu bu cümle beni giderek daha çok korkutuyordu. Kafamı hemen salladım. Elimi bıraktı ve bana gülümsedi. Psikopat herif!

Hızla dışarı çıktım ve dolaşmaya başladım. Pamir çok uzaklaşmam konusunda beni uyarmıştı ama o kafadan çatlak adamı dinlemeyecektim. Hatta eve döndüğümde ayrıldığımızı söyleyecektim. Daha doğrusu evimden çıkıp gitmesini isteyecektim. Beni 2 yıldır sevgiliyiz bahanesiyle yanında tutuyordu ama artık cidden sıkılmıştım. İlk başlarda çok iyi davranıyor. Bir dediğimi iki etmiyordu ama şuan...

Kafamı sağa sola sallayarak düşüncelerimden uzaklaştım.

Burnuma toprak kokusu geliyordu. Ben bu kokuyu çok seviyordum. Beni evimde gibi hissettiriyordu.

Aslında bir evim var mıydı? Hayır dört duvarı olan bir evden bahsetmiyordum. Bahsettiğim şey bir insandı. Bazen ev dört duvarı olan bir yapı değildi. Bazen ev bir insandı. Güvenebileceğiniz, gülüşünü saatlerce izleyebileceğiniz, onun için her şeyi göze alabileceğiniz bir sığınak...

Biraz daha ilerleyecekken arkamdan bana bağıran Pamir'in sesini duymamla olduğum yerde kaskatı kesilmiştim.

📿

Arkadaşlar Pamir gerçekte kim? (Bi zahmet bulun o kadar spoi verdim.😒)

Pamire boydan girmeye gidiyom benimle gelenler?

Yaw şu Atlas yiğidimiz gelse de küçük sevgilini kurtarsa keşke...

Neyse yaw ben gidiyore. Bugün çok ballısınız akşama 2 bölüm daha atcam 😉

Şemsiye (Yarı Texting)Where stories live. Discover now