•35•

10.7K 527 79
                                    

KOCA BEBEK: Kraliçem uyandın mı?

KOCA BEBEK: Rüyamda seni gördüm.

KOCA BEBEK: VE SENİ ÇOK ÖZLEDİĞİMİ FARKETTİM.

KOCA BEBEK: Güne seninle başlamak mükemmel bir şey :)

KOCA BEBEK: Hadi amaaaa yazsana

Şuanda mutfakta kahvaltı yapıyordum ve telefonuma üst üste gelen bildirim sesleriyle telefonumu elime aldım.

Siz: Atlas nasılsın?

KOCA BEBEK: İyiyim sen?

Siz: KÖTÜ

KOCA BEBEK: Ne!?

KOCA BEBEK: Kim seni üzdü?

KOCA BEBEK: Hemen dövmeye gideceğim.

Siz: Çikolatalar beni üzdü.

Siz: Evde 🍫 yok :(

KOCA BEBEK: İstediğin çikolata olsun.

KOCA BEBEK: Hemen getiriyorum.

KOCA BEBEK: Hadi öptüm

Bu adamı bunun için seviyordum. Bu adam beni mutlu etmek için her şeyi yapabilecek bir potansiyele sahipti.

Kahvaltımı yapıp etrafı toplayınca kapı çaldı. Koşarak kapıya gittim. Atlas kapıdaydı.

"Bugün yine çok güzelsin kraliçem."

Gülümsedim. Elindeki poşetlere baktım. Şeffaf poşetler olduğu için içi gözüküyordu. Poşetlerde her türden çikolata vardı.

"Bunlar ne?"

O kadar hevesle sormuştum ki utanmasam elinden poşetleri alıp hepsini kendim yiyecektim.

"Bunları sana aldım. Yolda yemek istersin diye."

Hemen kafamı salladım ve içeriye coşup küçük sırt çantamı aldım.

"Ben yola hazırım. Hemen çıkalım."

Koşarak evden çıktığımda Atlas arkamdan kıkırdayıp beni takip etti. Hızlıca arabaya bindim. Atlas da binince hızlıca poşetin içinden bir çikolata alıp yemeye başladım.

"Şeker komasına girmenden korkuyorum."

Atlas'ın söylediğine göz devirip çikolatamı yemeye devam ettim.

Birkaç saat sonra havaalanına varmıştık. İçimde garip bir korku vardı. Ben daha önce hiç uçağa binmemiştim. Bu benim için bir ilk olacaktı.

"Atlas biraz korkuyorum."

Atlas bana dönüp ellerini ellerimin üzerine koydu.

"Ben yanında varken korkmana gerek yok."

Bende ellerimi onun ellerine doladım. Garip bir güven hissi bütün vücudumu sarmalıyordu.

Atlas arabadan inince bende poşetleri alıp çantama koydum, aşağıya indim. Bünyamin arkamızdan gelip Atlas'ın arabasına bindi ve gözden kayboldu.

Uçak çok yakın bir zaman içerisinde kalkıyordu. Atlas benim elimi tutup uçağa doğru ilerledi ama bu normal değildi. Genelde gidip bilet almamız gerekmiyor muydu? Yoksa...yoksa bu uçak Atlas'ın mıydı?

"Atlas bu uçak..."

Atlas yerinde durdu ve bana baktı.

"Evet bu uçak benim."

Bir kere daha fakir olduğumu anlamıştım. Ben zar zor karnımı doyuracak ekmek ararken bazı insanlar hayata 1-0 önde başlıyordu.

Atlas bütün bunları hak ediyordu çünkü o çok iyi kalpli bir insandı.

Birkaç dakika sonra uçağa binmiştik. Bu uçak çok lükstü. İçerideki küçük bir eşya bile benim evimden daha pahalıydı.

2 saat sonra:

Artık uçak iniş yapmıştı ve çoktan aşağı inmiştik.

Urfa'nın havası çok sıcaktı. İstanbul'da doğup orada yaşayan biri olmama rağmen burası İstanbulun 10 katı kadar sıcaktı.

Etrafıma baktığımda buradaki evlerin İstanbul'daki gibi çok katlı olmadığını farketmiştim. Toprağın rengi turuncu ve kahverengi karışımıydı ve buradaki insanlar hayvancılık ve tarım ağırlıklı olmak üzere çalışıyordu.

Uçak çoktan gözden kaybolmuştu. Ben ise Atlas'ın elini tuttuyordum.

"Urfa'ya hoş geldin kraliçem."

🎠

Zebani efe gülüşü EHEHEHHEEEHE

Bölüm nasıldı?

Bugün çok bölüm atamadım çünkü müsait değilim.

Bu arada birkaç olay daha olacak bakalım kitap mutlu sonla mı yoksa mutsuz sonla mı bitecek?

Neyse öptüm siziiii💋

Şemsiye (Yarı Texting)Where stories live. Discover now