•18•

15.9K 748 133
                                    

Tekrardan merhabalar...

Gününüz nasıl geçiyor bebelerim.

Neyse siz okuyun sizi bölmiyeyim...

🐞

Atlas'ın ağzından:

Mina uyuyunca bende bunu fırsat bilip hızlıca evden çıktım. İlk önce şu Emir itiyle uğraşmam gerekiyordu. Sonra şu patron bozuntusuyla konuşacaktım. Evden çıkmadan önce eğer Mina uyanırsa beni merak etmesin diye not bırakmayıda unutmamıştım. Çünkü telefonumun şarjı bitmişti ve doldurmak için zamanım yoktu.

Arabaya binip çalıştırdım ve boş bir araziye doğru sürmeye başladım. Kısa süre içinde o araziye gelince arabayı durdurup aşağı indim. Bagajda baygın halde duran iti çıkartıp yere fırlattım.

Benim onu yere fırlatmamla ayıldı ve etrafına baktı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ona fırsat vermeden ağzına sert bir yumruk geçirdim. Kafası yana yattı. Yüzünü tam göremesemde dudağının patladığını biliyordum.

"Lan soysuz!"

Sinirimi atamayıp üst üste tekme atmaya başladım. Yorulduğumda yere oturup soluklandım. Emir ise yerde kıvranıyordu.

"Bir daha seni Mina'nın 10 kilometre yakınında bile görsem hiç gözümü kırpmadan öldürürüm."

Sinirle ayağa kalkıp arabanın içinden levyeyi çıkardım. Emire doğru yaklaşıp ayağına sert bir şekilde geçirdim. En azından yaptığı hatanın bedelini ömründe asla unutamayacağı bir bedelle ödemesi gerekiyordu. Vurduğum yere tekrar vurdum. Ve tekrar...

Sonra arabaya binip oradan uzaklaştım. O it bir şekilde kurtulurdu oradan zaten. Hem kurtulmasa benim de işime gelirdi. En azından dünyadan bir iti eksiltmiş olurdum.

Bu seferki hedefim Mina'nın çalıştığı kafeydi. Oraya doğru hızlıca sürdüm. Pek fazla vaktim yoktu. Mina uyandığında beni görmezse yine küsebilirdi. Bu düşünceyle daha da hızlandım ve kafenin önünde durdum. Arabadan inip kafeye girdim. Gözlerimle patron bozuntusunu aradım. Sonunda istediğime ulaşmıştım. bir köşede oturmuş adamlarıyla sohbet ediyorlardı. Yanlarına gittim ve bir sandalye çekip oturun.

"Anlatın bakalım bu kadar komik olan neymiş...Bende güleyim."

Adamlar korkup ağızlarını açamadılar. Bende bunu fırsat bilip o patron denen itin gözlerine bakarak konuştum.

"Dediğim gibi Mina'ya iyi davrandınız mı? Hani Mina nerede?"

Adam ecel teri döker gibi terliyordu. Açıkçası bu işten baya zevk almıştım. Oturduğum sandalyeden kalkarak adamın yanına gittim ve yakasından tutup kaldırdım.

"Hemen İstanbul'u terk edip başka bir yere gidin!"

Adam tedirginlikle kalkıp dışarı koşmaya yeltenirken ayağına çelme taktım. Yere düştü ve büyük ihtimal burnunu kırmıştı çünkü burnundan deli gibi kan geliyordu.

Adam koşarak çıktıktan sonra bende arkamı döndüm. Minayı kolundan tutup yere atan şerefsizler bunlardı. Yavaşça yanlarına gittim ve konuşmaya başladım.

"İşten atılacaksınız ve artık hiçbir işletme sizi işe almayacak."

Dişlerimi sıkıp sağda oturan adamın ağzına sert bir yumruk geçirdim. Soldaki adama döndüm aynı işlemi onun üzerinde de uyguladım.

Fazla zamanım yoktu. Hatta Mina şuan uyanmış bile olabilirdi. İyiki oraya bir not koymuştum. Koşarak patron denen herifin odasına gittim. Birkaç belge vardı. Onları halledip dışarı çıktım. Buranın yeni sahibi artık Minaydı. Hâlâ o adamlara karşı sinirimi alamadığım için telefonu elime aldım ve korumam olan Bünyamini aradım.

"Alo Bünyamin!"

"Efendim abi?"

"Sana söyleyeceğim adamları bul. Yanına da birkaç adam al. O adamları eşek sudan gelene kadar döv!"

"Tamam abi."

Adamların adını söyledikten sonra telefonu cebime attım. Koşarak arabaya bindim ve eve doğru gitmeye başladım.


🐞

Arkadaşlar kitabın yeni kapağı nasıl?

Bölüm nasıldı?

Bugün 3 bölüm daha yazıp atmayı planlıyorum.

Tetikte olun...

Sizi öpüyorum muahhh...

Şemsiye (Yarı Texting)Where stories live. Discover now