•49•

7.7K 392 60
                                    

Selamün aleyküm bebeler. Nabiyonuz?

Neyse okumaya başlayın çok boş yaptım.

💌

Saat artık akşam saatleriydi ve Atlas beni sonunda eve getirebilmişti. Sabahtandır Urfa'da gezmediğimiz yer kalmamıştı.

"Atlas ayaklarım ağrıyor. Yürüyemiyorum. Gel beni taşı."

Atlas yanıma gelerek beni kucağına aldı.

"Rahat mısın?"

Gözlerimi kapatıp kafamı sallamakla yetindim. Çok rahattım ve yorgundum. Bir an önce yatağıma gidip sonsuz bir uykuya dalmak istiyordum.

"Atlas biraz daha hızlı götür beni yoksa kollarında uykuya dalacağım."

"İstersen dalabilirisin. Bu kollarda güvende olduğunu bilmeni isterim."

Yarı uykulu yarı uyanık bir şekilde gülümsedim ve sonrası karanlık...

***

"Atlas şu bavulumu sen alır mısın?"

Atlas gülümseyerek elimdeki bavulumu ve çantamı aldı. Elim bomboş kalmıştı.

"Atlas çantayı ya da bavulu bana verebilirsin sana yük olmasını istemiyorum."

Atlas hızlanarak kapının önüne doğru ilerledi.

"Sana ait olan hiçbir şey bana yük olmaz."

Gülümseyerek yanına doğru koştum.

"Bizi kim alacak?"

"Bünyamin."

"Bünyamin burada mıydı?"

Atlas gülümseyerek önümüzdeki kapıyı araladı ve arabaya doğru ilerledi. Bende ilerlerken sürücü koltuğunda oturan Bünyamin'i görmüştüm.

"Merhaba yenge."

"Merhaba Bünyamin."

Atlas bavulları bagaja koyarken bende arabanın arka kapısını aralayıp oturdum. Çok geçmeden Atlas'ta peşimden gelerek yanıma oturdu.

"Arabayı çalıştır Bünyamin."

"Tamam abi."

Atlas kafasını omzuma koyarak gözlerini kapattı.

"Sonunda İstanbul'a gidiyoruz ve yakında nişanlanacağız."

Kafamla onaylayıp elini tuttum.

"Evet sonunda..."

***

Uçağa binmiştik ve İstanbul'a gidiyorduk.

"Aç mısın?"

Kafamı hayır anlamında sağa sola salladım.

"Ama susadım."

Atlas hemen yanında duran portakal suyundan bir bardak doldurarak bana verdi. Bende portakal suyunu onun elinden alıp içmeye başladım. Bu sıcak havada soğuk bir portakal suyu İyi gelmişti.

"Abi pilot şimdi ineceğimizi söyledi."

Atlas kafasını sallarken bende gülümsemeye başladım. İçim bir çocuğun yeni bir oyun keşfettiği anki gibi kıpır kıpırdı.

"Atlas iniyor muyuz?"

Atlas kafasını sallayınca daha çok mutlu oldum.

***

Sonunda uçaktan inmiştik ve arabayla benim evime doğru gidiyorduk. Açıkçası evimin ne halde olduğunu merak ediyordum.   Belki tozdan görünmüyordu. Belki de hâlâ tertemizdi. Aklımdaki düşüncelerle kafamı sağa sola sallayıp düşüncelerimden uzaklaştım. Aynı yaşlı kadınlar gibi hissediyordum şuan.

"Bir şey mi oldu Mina?"

"Yok...yok bir şey."

O sırada araba durmuştu ve evimin önünde olduğumu farketmiştim.

"Çok özlemişim."

Arabadan hızlıca çıkarak evimin önünde durdum. Saksımın altını kaldırınca anahtarımı orada göremedim. Biraz daha baktım ama yoktu. Anahtarım hiç bir yerde yoktu.

"Atlas anahtarım yok."

Atlas kaşlarını çatıp yanıma geldi.

"Anahtarı saksının altına koyduğunu söyleme lütfen."

Yüzümü ekşiterek ona baktım. Atlas cebinden bir anahtar çıkarıp kapımı açtı.

"Ama...ama nasıl? Benim anahtarımın sende ne işi var?"

Atlas gülümseyerek elimi tuttu.

"Bu anahtar senin anahtarın değil. Bunu kendim için birkaç ay önce yaptırmıştım."

Şaşkınlıkla ağzımı açtım ama geri kapattım. Atlas beni biraz daha çekiştirip evin içine sokunca televizyonumun açık olduğunu gördüm. Arkadan Bünyamin gelerek bavullarımı odama götürdü. Ben ise merak edip salona girdim. Keşke girmeseydim.

"Selam kuzen!"

💌

Nasılsınız bebelerim?

Söz verdim ama 4 bölüm atamadım çünkü annem dayıma kız bakmaya gitmişti. Bende evde yanlız kalmıştım. Annem bütün evin işini bana bıraktığı için ev işi falan yaptım.

Özür hediyesi olarak bugün hiç uyumayıp bölüm yazmaya karar verdim. Sizi seviyorum muahhhhh 💋

Şemsiye (Yarı Texting)Where stories live. Discover now