37. Bölüm : Çadır

18.6K 404 113
                                    

+18 sahnenin olacağını söyleyip kacıyorum.

2gün sonra.

Binaya girerken biraz da olsa tedirgindim. Bunu belli etmemek için omuzlarım dik bir şekilde resepsiyona yaklaştım.

"Nilsu hanımla konuşmak istiyordum." kız bilgisayardan bakışlarını kaldırıp ayağa kalkarken gülümsemişti.

"En son kat Sare hanım. Sağdaki ikinci kapı."

Onu onaylayıp asansöre binmiş en üst kata cıkmak için düğmeye basmıştım. Oldukça büyük bir binaydı. Nilsu hanım beni arayıp gelmemi istediğini söylemişti bende en sonunda kendimi burada bulmuştum.

Kapıyı tıklatıp girerken beni farkedip oturduğu yerden kalkmış hızla yanıma gelerek elini uzatmıştı.

"Ah hoşgeldiniz Sare hanım."

Uzattığı elini sıkmış gösterdiği yere oturmuştum.

Eğer ki iki gün boyunca arayıp rahatsız etmeseydi asla ama asla gelmezdim. Gözüm parada mülkte değildi benim. Annemden kalan yeterince miras vardı zaten.

okuyucalar için bu mirası kabul edeceğim.

Önüme bir dosya koyarken konuşmuştu. "İmzalamanız yetiyor."

Uzattığı dosyayı almış tek tek ilk sayfasını okuyarak imzalamış ve geri uzatmıştım.

Kadife kutuyu bana uzatırken onu dinlmeye başladım. "Babanız ölmeden önce bunun üstünde çalışıyordu. Size hediye edecekti ama fırsat olmadı güle güle kullanın lütfen."

Kutunun kapağını açtığımda gümüş rengi zincirin ucunda ki mavi kuğuya baktım. Öyle hoş gözüküyordu ki. Kuğunun üstünde ki küçük ama sıklıklarla yerleştirilmiş pırlantalar parlamasına neden oluyordu.

Şirketten çıkıp arabama atlarken elim boynumda ki daha demin taktığım kolyeye gitti ve ucuyla oynamaya başladı.

Arabayı evin önüne park etmiş hızla eve girmiştim. Akşam Buğrayla yemek yemeğe gidicektik.

Bu iki gün içinde sürekli vakit geçirmiş biribirimizi daha da iyi tanımak için çabalamıştık. Artık ne seviyor ne sevmiyor her şeyi biliyordum.

Hızla bir duşa girmiş cıkmıştım. Saçlarımı kurutup her zamankinden farklı olarak dalga yapmayı tercih etmiştim. Makyajımı yaparak dolabı açtım ve ne giyebileceğime baktım.

Bana rahat giyinmemi söylediği için siyah bir şort ve siyah bir crop giymiş ayakkabı olarakta beyaz bir spor ayakkabı seçmiştim.

Çalan zil sesiyle kapıyı açmış aynı benim gibi siyah giyinen Buğrayla karşılaşmıştım. Yeşil gözleri gözlerimle buluşurken o gamzeli yanaklarıyla gülümsedi ve elinde ki gülü bana uzattı.

"Hazır mısın?" Onu kafamla onaylarken hızla odama gidip çantamı aldım ve Buğranın koluna girdim.

"Nerede yiyeceğiz?"

Buğra gittiğimizde öğrenirsin diye beni geçiştirmiş ne kadar ısrar etsemde söylememişti.

Arabaya bindiğimizde ufak bir şarkı eşliğinde yol almıştık. Araba durduğunda geldiğimiz yere baktım denizin önünde durmuştuk.

İkimizde arabadan inmiş kumun üstünde ki taşlı yoldan yürümeye başlamıştık. Taşlı yolun her iki tarafı led ışıklarla süslenmiş nereye gideceğimizi gösteriyordu.

İleride ki kumların üstüne kurulmuş masayı farkederek Buğraya döndüm. "Sen mi hazırladın?"

 "Sen mi hazırladın?"

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.
SARE +18 ✓Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang