27. Bölüm : Bavul

22.1K 424 103
                                    

"Ne oldu buraya? Gel bakalım."  Aras kolumu tutup beni kendine çekerken işaret parmağı boynumda ki çiziğe gitmişti.

"Kolyeyi çıkartırken oldu bir şey yok."

Çalan zil sesiyle ondan ayrılarak kendi odama girmiş üstüme rahat bir şeyler geçirmiştim.

Aynada boynuma baktığımda ufak bir cizik olduğunu farkettim.

Annemin bu gereksiz hâl ve hareketleri canımı sıkmaya başlamıştı. Yarın gidip Levent Beyle konuşsam çok iyi olabilirdi.

Babamla buluşmaya gitmeden önce Levent beye uğrayabilirdim.

Kafamda kendi kendime yarının planlarını oluştururken aşağıya inmek için odamdan çıkmıştım.

Arasın odasından gelen konuşma sesiyle adımlarım dururken dinlemeye başladım.

"Aras hayatım iki gündür eve gelmiyorsun bekliyorum ama. Özledim."

Feyzanın sesini duymamla kafamdan aşağıya kaynar su dökülmüş gibi olmuştum.

"Bir kaç işim vardı."

O bir kaç işi benimle oyun oynamak mıydı?

Şu an içeride olmayı hâl ve hareketlerini görmeyi o kadar çok istiyordum ki.

Sessizce durdum ve konuşmalarını dinledim.

"Babam seni soruyor. Ne zaman barıştık demek için gelirsin?"

Barışmıştı. Hemde onu nikah öncesi terk eden biriyle.

"Neye gülüyorsun kız sen?" annemin konusmasıyla ona doğru döndüm. Sırıttığımın farkında bile değildim gerçekten. "Ay şimdi de ağlıyor kız delirdi."

Gözümden akan yaş yanağımdan süzülüp akarken Arasın kapısı açılmıştı.

Arasa aşık falan değildim. Onsuz çok güzel yaşayabilir hayatıma devam edebilirdim. Benim üzüldüğüm şey beni aptal yerine koyması, beni kullanmasıydı.

"Ne oluyor." Feyzanın yayık yayık konusmasıyla göz devirirken akan tek yaşımı silerek o tarafa bakmadan çıktığım odama geri girdim ve kapıyı kilitledim.

Kapının hemen önünde konuştukları için ister istemez dinlemeye başlamıştım.

"Ne oldu?" Feyzanın sorusuyla küfür mırıldanırken annem konuştu.

"Bu aralar bir değisik aman boşver. Sen ne yapıyorsun?"

Sana ne anne Feyzanın ne yaptığından sana ne?

"Ay ne olsun Velda abla aynı. Arasa babamla konuşmaya gel diyordum artık."

Aras konuşmuyordu.

"Ah tabi tabi gitsin konuşsun."

Kapıdan uzaklaşırken dolabımın üstünde olan bavulumu aşağıya indirerek fermuarını açtım. Dolabı açarak eşyalarımı düzenli denilebilcek bir şekilde yerleştirmeye başladım.

Arasın olduğu hiç bir yerde durmak istemiyordum. Hele onun yaşadığı bu evde. Annem isterse kalabilirdi beni ilgilendirmiyordu. İsterse annem Feyzayla bile yaşayabilirdi artık o derece canımı sıkmışlardı.

Küçük bavulumun içine de  ayakkabılarımı atınca üstüne oturarak fermuarı kapattım ve dağılmış saçlarımı geriye ittim.

Evet gidicektim.

İki bavulu zar zor merdivenlerden indirmiştim ki merdivenin salona bağlı olduğumu unutarak bana bakan üç adet çifr gözle karşılaştım.

Tamam bir önemi yoktu zaten öğreneceklerdi.

Annem ve Aras aynı anda oturdukları yerden kalkarken Feyza Arasın elini tutmuş yanına geri çekmişti.

"Kız bunlar ne?" annem yanıma gelmiş bavullara bakıyordu.

"Neye benziyor anne? Gidiyorum ben eski evime, sende artık nerde kalmak istersen kalabililirsin."

Annem bavulun tekini tutup kendine çekerken konuştu. "Ne gitmesi be saçmalama."

"Ne gitmesi?"

Arasın sorusuna göz devirirken bir kez olsun dönüp bakmadım.

"Sana ne ki hayatım?" Feyza benim demek istediğim şeyi söylerken annemim çektiği bavulu zar zor da olsa elinden almış sürükleyerek dışarı çıkarmıştım.

"Nerden çıktı birden?"

"Böylesi daha iyi anne."

Bavulları arabanın arka koltuğuna yerleştirmiş kapıyı kapatarak anneme dönmüştüm.

"Merak etme yine her zaman buluşup konuşacağız sadece bu evde kalmak istemiyorum. Yarında Levent beye uğrayıp senin hakkında bilgi alacağım. Sonra haberleşiriz."

Annemi yanağından öperken bakışlarım kapıda ki Aras ve Feyzayı buldu.

Aras bir adım atmak için yeltendiğinde Feyza koluna girerek kendine çekmiş elini havaya kaldırarak bana el sallamıştı.

Arabaya binip sürmeye başladım. Bahceden çıkmadan önce gördüğüm şey ise Feyzanın Arasın beline sarılan kolları olmuştu.

"Saçmalıktı zaten." kendi kendime konuşurken çoktan evin önüne gelmiştim.

Arabadan bavulları çıkartırken içeri sürükleyerek girdim.

Bavulları odama bırakıp odamda volta atmaya basladım. İki elimle başımı ovalarken koca bir of çektim.

"Allahın salağı."

Gerçekten çok aptaldım.

Odada yankılanan telefon zil sesimle arayana baktığımda bunun babam olduğumu gördüm.

Bir haftadır tanıdığım adam bile Arastan uzak dur demişken ben ne yapmıştım kafamın dikine dikine gitmiş kendi bildiğimi yapmıştım.

"Efendim?"

"Eski evine döndün sanırım."
Babamı uyarmıştım. Takip etmeyi ya da talip ettirmeyi kes demiştim ama anladığım kadarıyla dinlemiyordu beni.

"Bu konu hakkında konuştuğumuzu sanıyordum."

Ufak bir gülme sonrası konuştu. "Üzgünüm haklısın sadece iyi olmanı istiyorum. Yarın görüşürüz kızım."

Telefonu yatağa atarken bende yüz üstü yatağa atladım.

"Çok mu salağım ki ben? Niye böyle oluyor?"

Ama zaten sanırım bu sorunun cevabı belliydi.

Benden on bir yaş büyük bir adamın benden hoşlanmasını bekleyemezdim. O anca beni bedenim için kullanırdı ki zaten öyle de yapmıştı.

"ARAS GİBİ ERKEKLER KAPATILSIN!"

"ARAS GİBİ ERKEKLER KAPATILSIN!"

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

150k+

selam selam selamm

buraya kadar gelip okuduğunuz, yorum yapıp beğendiğiniz için ne kadar tesekkur etsem az

iyi ki varsınız ❣️

SARE +18 ✓Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt