36. Bölüm : Dilek

15.4K 412 166
                                    

Okunmalarda o kadar büyük bir hızlanma var ki anlatamam. Cok tesekkur ederim hepinize aşksınız❣️

Kadehimi ona doğru havaya uzatmış gülümsemiştim. Kadehini kadehimle tokuşturup benim gibi bir kaç yudum almıştı.

"Çok güzel olmuş yemekler." bakışlarını kaçırırken devam etti. "Sen mi yaptın? Ellerine sağlık."

Çenemi birleştirdiğim ellerimin üstüne koyarken gülümsememi bozmadan bakmaya devam ettim.

"Yani acık olmak gerekirse sipariş vermek durumunda kaldım. Biraz yakmış olabilirim. Ama salatayı ben yaptım yani bence evet ben yaptım"

Kafamı hızlı hızlı sallayıp kendimi onaylarken ufak bir kahkaha atarak bana baktı. Bakışlarım gamzesini buldu. Ne diye bu kadar büyüklerdi ki.

"Harika olmuş."

Şarabından bir yudum almış gözünün önüne düşen bir tutam saçını arkaya ittirmişti.

Ön tarafları uzun ve dalgalı saç modeli en çok ona yakışıyordu.

"Terasa çıkmak ister misin? Güzel bir oturma yeri var."

Teras büyük olduğu için yaz aksamları oturmayı seviyordum. Kendimce bir seyler koyarak süslemiştim.

Birlikte terasa çıkarken masayı toplamayı sonraya ertelemiştim. Şu an zaman kaybetmeye gerek yoktu.

Terasa çıktığımızda ikimizde koltukta yerimizi almıştık. Elimde ki şarap şişesini masaya koyarken konuştum.

"Nasıl unutmadın?"
Anlamaz bir şekilde bakınca bedenimi ona doğru çevirdim. "Sorduğum soruları diyorum. Beni onları nasıl unutmadın?"

Elinde ki kadehi uzanıp masaya koyarken benim gibi bana dönerek yaklaştı. Gözlerim yeşil gözlerini bulurken yutkundum.

Erkeklerin kirpikleri niye daha uzun ve güzeldi.

Haksızlıktı.

"Annemden sonra nasılsın diye soran ilk kişi sendin."

Gözlerimi kaçırmak istedim bu söylediğine ama kaçıramadım yapamadım. Yanında olduğumu bilmesini istiyordum. Hem de çok.

Uzanıp elini tutarken kafamda kullanacağım kelimelerin doğruluğunu seçiyordum.

"Sen git diyene kadar yanında olacağım. Nasılsın diye sormayacağım çünkü iyi olman için elimden geleni yapacağım."

Yeşil buğulu gözlerini benden kaçırmış kafasını eğerek elinin üstünde ki elime bakmıştı.

Onun dediği şeyleri bu sefer ben ona söylüyordum. Yanında olacaktım. Bunu hakediyordu.

Hakettiğine inanmak istiyordum.

"Beni mutlu ediyorsun." diye söylendi. "Bende seni mutlu edeceğim emin olabilirsin."

Uzanıp kadehini alırken içmeye baslamıştı. Bakışlarım anlık koyu gökyüzünü bulurken yıldızın hareket ettigini gördüm ve konuştum. "Ay gördün mü yıldız kaydı?"

Elim istemsizce kolunu bulup heyacanla sallarken ona bakmak için dönmüş ve bana şaşkınca bakan Buğrayla karşılaşmıştım. "Ay gerçekten yanlışlıkla oldu. Çok özür dilerim."

Kolunu sallamamla kadehteki kırmızı şarap gömleğine dökülerek kırmızı bir leke bırakmıştı.

"Yıldız kayınca heyecanlandım. Dilek tut demek istemiştim sadece of. Nasıl yapsak ki."

İleride ki masadan peçete almış yanına gitmiştim. Elim istemsizce bir sağa bir sola giderken elimi tutarak beni durdurmuştu.

"Dileğim yanımda zaten."

Boşta kalan elim yana düşerken ona mahçup bir şekilde baktım.

"Özür dilerim."
Kafasını iki yana sallarken konuştu. "Bende seni dilerim ama lütfen artık özür dileme sıkıntı yok."

Yanına yaklaşarak elimdeki peçeteyle nemini almaya çalıştım ama malesef olmuyordu.

"Evde erkek eşyasıda yok ne yapsak ki?"

En üstten iki düğmeyi açarken yutkundum. "Bol siyah bir tişört varsa eğer." ona hızla kafamı sallayarak odama koştum ve bol olan siyah bir tişört bulup hızla terasa çıktım.

Gömleğini çıkarmış bir şekilde beklediğini tahmin etmemiştim açıkçası.

Gözlerim karın kasınds gezerken  pürüzsüz bedenine bakarken fazla baktığımı anlayarak tişortü uzatarak ufak bir öksürükle boğazımı temizledim.

Uzattığım tisörtü giymiş gözlüğünü düzelterek daha deminki oturduğumuz yere geri oturmuştu.

"Tekrar kusura bakma. Ben bunu temizleyip sana geri vereceğim." gömleği koyduğu yerden almak için yeltendiğimide kolumu tutarak geri oturmamı sağladı. "Sıkıntı yok. Otur sadece."

Mahcup bir şekilde yanına oturarak sağ sola bakmaya başladım. Cidden nasıl başarmıştım. Kaçıncı sakarlığımdı bu bugün.

"Sen tuttun mu?" bakışlarım onu bulurken devam etti. "Dilek?"

"Ha onu diyorsun." kafamı anlamış gibi sallarken düşündüm. Tutmamıştım. Tek istediğim şey sevilmekti benim. "Henüz tutmadım."

Kafasını ağır ağır sallarken boşalmış kadehlere şişenin içinde ki son şarabı koyarak uzattı.

"Gerçekleştireceğim."

Uzattığı kadehi iki elimle tutarken ona doğru döndüm ve konusmasını dinlemeye başladım. "Benden dile. Senin için gerçekleştireceğim."

Parmakları önüme düşen saçları geriye atarken bana bakarak gülümsedi o güzel gamzeleriyle.

"Sevebilir misin beni?" durdum bir süre ve devam ettim. "Deneyebilir misin sevmeyi."

Elimde ki kadehi alıp kendi kadehiyke birlikte masaya koyarken iki eli omuzlarımı bulmuş bütün bedenimi ona doğru çevirmişti.

"Seni seviyorum Sare. Denemeyeceğim. Sana bunu hissettireceğim."

Yeşil gözlerinin içi parlıyor benim koyu kahverengi gözlerime bakıyordu.

Alnıma bir öpücük kondurup beni kendine çekerken kollarımı beline sararak ona karşılık verdim.

Saclarıma yavaş yavaş bir sürü öpücük kondurduyordu. Parmakları sırtımda gezinirken mırıldandı kulağıma yaklaşarak. "Seni çok mutlu edeceğim birtanem."

Uzun zaman sonra biri bana bile isteye içinden geldiği icin sarıldığını farkederek gülümsedim. Benden bir şey beklemiyordu sadece sevmek istiyordu.

Bende sevilmek.

Gülümsemem mutluluktan, yorgunluktan ve birazda endişedendi.

Mutluydum çünkü dediğini yapıyor ve beni mutlu ediyordu. Yorgunluğum bu zamana kadar adam akıllı sarılan birinin olmamasındandı. Bu son bir kaç hafta benim için o kadar zor geçiyordu ki yorulmuştum.

En kötüsü için bugün böyleyken yarın iki yabancı olma düşüncesindendi.

Gitmezdi değil mi?

arkadaslar ben bugraya asik oldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

arkadaslar ben bugraya asik oldum

imdat

oy verirseniz sevinirim

muahhhh

SARE +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin