1

1.2K 15 3
                                    


SERCE İZGİ


"Anlat!" karşımdaki savcının asabi hali duruşumu bozmamı engellemedi "Biraz sakin olabilirsiniz değil mi?" dişlerini sıktığını gördüğümde ellerimi havaya kaldırdım "Tamam, demek ki olamıyorsun."

"Burada olmak seni gram korkutmuyor değil mi?" kafamı olumsuz anlamda salladım "Sanırım ömrüm boyunca bunu söyleyeceğim. Benim gibi biri ölemekten bile korkmuyorsa bundan korkmasını sağlayamazsınız."

"Nasıl bu kadar acımasız olabildin onlara karşı?" sakinleşmesi rahatımın tekrar geri gelmesini sağlamıştı "Onlar diye bahsettiğiniz kişiler emin olun benden daha kötüydüler. Benim işim onlardan keyif almak oldu."

"Tabii ki bir katilden beklenen cümleler bunlar. Haketmişlerdi, benden daha kötülerdi... Bla bla!" eliyle konuşan birinin taklidini yaptığında güldüm.

"Hayır. Beni yanlış anladınız. Ben bunu yaparken hep keyif aldım. İlk başta yanlış olduğunu düşünsem bile önüne geçemeyeceğimi biliyordum..." öne doğru eğildim.

"Ben bunu ilk başta kendimi avutarak yaptım fakat aslında yapmaktan keyif duyduğumu farkettiğimde artık benim için suçlu ya da suçsuzun bir önemi kalmadı."

Derin bir iç çekip yerinde kıpırdandı "İnsanları acımasızca parçalayarak öldürmek için ya çok deli olmak lazım ya da çok zeki. Bu psikolojiyi kaldırmak kolay değil. Peki ya sen hangisisin?"

Önünde duran kağıdı gösterdim "Orada benimle alakalı bütün bilgiler mevcut belki benim bile bilmediğim. Neden oradan bakıp hangisi olduğuma sen karar vermiyorsun?"

"Daha on yedi yaşında ilk kurbanını veren bir kadın için hangisi daha uygun olur bilemiyorum. Kağıtlarla iş yapmayı sevmem ama bana soracak olursan sana aptal demek saçma olurdu..."

"Burada olmanın bile bir anlamı varmış gibi geliyor. Haksız mıyım?" konuşmamız tam istediğim gibi gidiyordu. Sakin ve en önemlisi keyifli.

"Burada olmamın tek sebebi insanların benim gibi birinden nasibini almasını önlemek. Nerede duracağımı hep biliyordum ama duramamaktan korktuğum çoğu zaman oldu. Sonuçta bunu tutku olarak gören biri için bırakması zor oluyor."

Merakla baktı bana "Çoğu kişi dört duvara sıkışmaktansa ölmeyi tercih ederdi. Sen ise şu an buradasın." dudağımın kenarı kıvrıldığında köprücük kemiğimdeki dövmeme dokundum.

"Birileri akıl sağlığımla oynadığı için artık tamamen delirmem gerekiyordu. Sanırım acı çekme sırası bende böyle düşünmesem ölmek için çabalardım."

Önündeki açık dosyadaki kişiye baktı "Sena Yaman... Akıl sağlığınla oynamak için oldukça eskide kalmış biri." omuz silktim "Üzerimdeki etkisini hâlâ koruyor." kafasını sallayıp beni onayladı.

"Tuğkan İzgi. Babanında aranan biri olduğunu var sayarsak aynı kandan olduğunuz çok belli. O çok zeki bir adam... Tıpkı senin gibi." evet, bahsettiğimiz kişi benim için iç açıcı biri değil. Sinirle dudaklarımı yaladım.

"Aslında baba olmak için çok yanlış biri olsa da tebrik etmek gerekiyor." derin bir nefesle arkasına yaslandı.

"Herkesin izlediği severek desteklediği birinin katil olması... Hele ki polisler yana yakıla her yerde seni ararken bu kadar göz önünde olman... Çok mest edici." beni içten içe tebrik ediyor olması gururumu okşamıştı.

"Alçakgönüllülük yapamayacağım ama inanın bunu yaparken zevk aldım."

Taranmış, şekilli saçı, tıraşlı ve kemikli yüzü ile oldukça sert duruyordu. Sohbetinin bu kadar saracağını düşünmesemde hoş bir zamandı. Ne kadar beni sorguluyor olsa da bunları ona anlatırken keyif duyuyordum.

"Çok karmaşık bir ilişki hayatın varmış anladığım kadarıyla." onayladım "Ne yalan söyleyeyim öyleydi ama şikayetçi değilim."

"Egemen Akay... O da seninle birlikte mi yürütüyordu bu işleri?" kıkırdadığımda ellerimi önümde birleştirdim "Hayır. Sevdiğim adamı bu işlere karıştıracak değilim."

"Peki ya sevdiğin kadın?" geniş bir sırıtış ile karşılık verdim "Onlarla geçirdiğim zaman pahabiçilemezdi fakat ben her zaman tek başıma tadını çıkartırım... Cesetlerimin yani."

"Arabalarla aran iyiymiş görünüşe göre." her şeyi bilmesi ne kadarda sinir bozucu. Ne yazık ki göz devirmek istesem bile bunu yapmadım "İyiydi."

"Abin peki... Onunla nasıl bir iletişimin vardı?" en sıkıcı konuya girmiştik işte. Oflayarak çenemi elime koydum "Yani ne bileyim. Ben onu sevmiyorum pek. Bir kez kurtulmak istedim ama yolunda gitmedi."

Kaşları havalandı "Onunla iyi anlaştığını duymuştum. Zarar vermek istediğini tahmin etmemiştim."

Elimi öne doğru savurdum "Bazen sizde hata yapabiliyorsunuz. Mecburiyetten kaynaklanan gelişmeler bunlar."

Ayağa kalktığında kapının yanından bir düğmeye bastı bu sırada odayı tanıdık ses doldurdu. Tam olarak sevgilimin sesi...

Karşısındaki adam ona inkar etmeyeceği bir soru sormuştu "Sen bir suçluya aşıksın doğru mu anladım Egemen?"

Bir saniye bile düşünmeden sorduğu soruya cevap vermişti "Ben bir katile aşığım. Doğru anladın."

Gülümsemem yüzümde büyürken karşımdaki savcı duvara yaslanmış bana bakıyordu "Bazı şeyleri hiçbir zaman anlayamayacağım."

"Anlamak için kafa yormaya gerek yok çünkü." dediğimde bana doğru yaklaştı "Sen ilk kanı Egemen için döktün değil mi?" dudaklarımı yaladım "Evet, onun içindi ama onun isteği değildi."

Üstündeki gömleğin kollarını kıvırıp masaya ellerini dayadı. Biraz eğilip benimle göz göze geldiğinde otoriter halini takınmıştı bile.

"Her şey Soner'in ölümüyle mi başladı?"

Kafamı biraz eğip karşımda tüm heybeti ile duran adama baktım "Aslında..." keyifle arkama yaslanıp gülümsedim "Her şey Soner'in ölümüyle başladı..."

***

hoşgeldiniz sefalar getirdiniz ilk bolumu yeniden yazdim icime sinmeyen cok sey vardi ama su an ilk bolume cok yukseldim boyle daha güzel oldu.

umarim sizde seversiniz ilerleyen yerlerde her sey daha cok anlasilip belli olacak zaten bu yüzden heyecanla okumaya devamm.

oy atmayı ve yorum yapmayi ihmal etmeyin sizinle sohbet etmeyi cok istiyorumm fikirlerinizi belirtin bu yuzden.

3.15 (GxBxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin