35.Bölüm "Nereden geliyor bu biscolata müziği?"

1.4K 140 29
                                    

Çok eğlenerek yazdığım bölümlerden biriydi umarım sizde eğlenirsiniz, İYİ OKUMALAR 🤍

GÖRSEL POLEN BAL

KABİLESİNİ KORUYABİLEN BİR ERKEK Mİ? 🤤

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

KABİLESİNİ KORUYABİLEN BİR ERKEK Mİ? 🤤

          Gözlerim hızla o siyah, delici bakışların arasında gidip geliyorken alnının üzerine düşen dağınık dalgalı saçlarının ucu kıvrılmıştı. Kirli sakalları, üzerinde patlayacak gibi duran tişörtü ve... Kısa sakalları. Her şeyi ama her şeyi varlığını kanıtlamak için bir delildi sanki.

            Bir türlü bu olanlara inanamıyorken ona bakmayı sürdürdüğümde boynundan yayılan temiz, erkeksi kokuya kadar o olduğunu görebiliyordum. Rüya değildi, gerçekti ve o... Gerçekten de babaannemin dediği gibi beni tezgâha oturtmuştu, hem de çok sertçe.

            Sertçe hıçkırdığımda titreyen bakışlarla ona bakıyordum. Amanın!

            Ellerini iki yanıma, tezgâha düz bir şekilde yaslamış, gövdesi geriye doğru yasladığım sırtıma doğru paralel duruyorken olanlara hâlâ inanamıyordum! Gözlerim yuvalarından çıkacak gibi olduğunda o da en az benim kadar şaşkındı.

            Kız babaanne, kız babaanne... Ne ileri görüşlü bir karısın sen öyle. Yahu bu kadın ne dese yarın olmadan tutuyordu şaka mıydı? Allahtan korkum olmasa fal baktıracaktım ona ama neyse ki korkuyorum...

            "Sen" dedi ve ellerini de alarak geri çekildiğinde karşımda duruyordu. Kaşları çatılınca tekrardan sert bir şekilde hıçkırdım. "Sen orada dur ben böceği yakalayayım."

            Tekrardan hıçkırdım. "Hıhı..." Elim ayağım birbirine girmişti sanki kıpırdayamıyordum bile... "Olur." Yavaşça konuşup yerleri aramaya başladığında karşı dolaba odaklanarak böceği unutmaya çalıştım. Görünce tekrardan kendimi kaybetmekten korkuyordum.

            İçeri doğru hareketlenince panikle sayıkladım. "Nereye?"

            "İlaç alıp geliyorum." Bacaklarımı çırpıp sanki savaşın ortasında tek kalmışım gibi bağırdım. "Komiserim! Çabuk gelin lütfen! Korkuyorum!"

            Kısa süre içerisinde geri geldiğinde dağ gibi adamı nasıl da panikletmiştim. Kan revan bir şekilde böceği aramaya başladığında o kadar dikkatli ve zeki duruyordu ki gözlerim kamaşmıştı.

            Ov... Aman Allah'ım.

            Timuçin'le beraberken de bir kez böcek görmüştüm ve o da en az benim kadar korkmuştu ama Kenan komiser öyle miydi? Değildi. Hiçbir şeyden korkmuyor tıpkı ilkel erkekler gibi atılıyordu. Zaten onun bu doğasında vardı değil mi? Doğal ve hayvani yaşam... İlkel erkek dürtüleri...

Vitrin SüsüWhere stories live. Discover now