Polen Bal 24 yaşında kariyerinin zirvesinde bir mankendir ve oldukça süslü bir hayat yaşamaktadır. Sevgilisi tarafından dolandırılıp hapse attırılmak ise... Onun için rüya bile olamazken birden kendisini kodeste bulur!
Bakalım şeker kızımız kar...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
GALİBA BENDEN HOŞLANDI 🫣
Lizge Uzuner... Hani şu taşaktan geçinmeyen kadın... O namı değer, adam tokatlayan kadın... Tam da karşılarında duruyordu. Ünal kadının karşısında daha da terlemeye başladığında nasıl bir işe bulaştığının artık farkındaydı.
İzni olmayan yere girmiş, bir de üstüne üstelik davayla ilgilenen savcıya yakalanmıştı. Kim bilir kadın kendisi için ne düşünecekti. Şimdiden bir sıfır geride hissediyordu kendini.
Sertçe yutkunmaya çalıştığında boğazı düğümlenmiş, eli ayağı birbirine girmişti.
"Tanıştığıma çok memnun oldum Lizge Hanım..." Suratında eskiyerek bozaran tebessümünü canlı tutmaya çalıştı. "Adınızı çok duymuştum."
Kadın kısık bakışlarını daha da küçülttü ve kendinden emin bir tonda "eminim öyle olmuştur." Dedi. Arkasından ne tür lakaplar takıldığını çok iyi biliyordu. Bir yandan da hoşuna gitmiyor değildi. Küçüklüğünden beri erkeklere karşı bir antipatisi vardı Lizge'nin buna engel olamıyordu. Her ne kadar ayrım seven bir kişiliğe sahip olamasa da genel olarak erkekler onun çok fazla sinirlerini bozuyordu.
Bu yüzden onları dumur etmeyi seviyordu. Tıpkı karşındaki adamda olduğu gibi. Bu cinse uyuz oluyordu cidden. Nasıl da uçana kaçana yürüyorlardı.
"O halde bir uzlaşma sağlayabilir miyiz Lizge Hanım?"
"Ne tür bir uzlaşma?"
Ünal kendince sevimli olduğunu düşündüğü bir şekilde tebessüm etti. "Buradaki araştırmamızı henüz bitirmedik."
Lizge de gülümsedi. "Yani sizi kısa bir süreliğine tolere etmemi istiyorsunuz?" Sorarcasına konuşmuştu.
Adamın anında gözleri parladı "ne kadar da zekisiniz."
"Keşke biraz siz de öyle olsaydınız Ünal Bey." Adamın suratı şaşkın bir hal alınca devam etti. "Uzlaşma karşılıklı olarak sağlanır yani iki tarafın da hoşnut kalması gerekir ancak siz, yaptığınız usulsüzlüğü direkt olarak görmezden gelmemi istiyorsunuz. Bir de avukat olacaksınız."
Korkut'un gözleri anında belermişti. Gülümsememek için dudaklarını birbirine bastırıp ezdiğinde suratı kızaran Ünal'a bakıyordu. Ünal her zaman dalgacı ve umursamaz bir tavır takınsa da işi onun namusuydu, mesleğine asla laf ettirmezdi ve rekabetçi duygusunu asla yitirmezdi.
Başka bir yerde olsa Korkut haykırarak kahkaha atardı. Boğazını hafifçe temizledikten sonra kafasını Ünal'a doğru eğdi ve neredeyse ağzının içerisinde mırıldandı.
