Polen Bal 24 yaşında kariyerinin zirvesinde bir mankendir ve oldukça süslü bir hayat yaşamaktadır. Sevgilisi tarafından dolandırılıp hapse attırılmak ise... Onun için rüya bile olamazken birden kendisini kodeste bulur!
Bakalım şeker kızımız kar...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
EVET BAYILACAK AMA KORKUDAN 😭
Duyduklarından sonra Alisya'nın ağzı yarım karış açık kaldığında kısa süreli olan afallamasından sıyrılarak eliyle omzumu dürttü. "Ne saçmalıyorsun sen ya! Kalksana!" Dişlerinin arasından tıslayarak konuşmuştu.
Sarsıntının etkisinden dolayı ıhlamurumun üzerime dökülmemesi için dikkat ederek iki elimle tuttum ve bir ona bir de komisere baktım. İkisinin de arasından kalmıştım yahu ne yapacaktım ki şimdi ben? Hem ne kadar da sivri ve keskin karakterlerdi, ortaları yoktu. Korkuyordum şekerim.
Kendimi de çok iyi hissetmiyordum açıkçası. Ihlamurdan bir yudum alınca bile nasıl iyi gelmişti. Baygın gözlerle arkadaşıma baktığımda bana sonra görüşeceğiz der gibi bir bakış atıp hızla yanıma oturdu. "Hayatım bir fincan içip kalkacağız zaten sakin ola lütfen."
Gözüme Alpay'ın surat ifadesi çarptığında kaşlarım yukarı doğru kıvrılmıştı. O hasta halimle bile fark edeceğim şekilde dumura uğramıştı adam. Kesinlikle Alisya dan böyle bir karşılık alacağını düşünmemişti.
Boğazını temizleyerek sırtını dikleştirdiğinde çaktırmamaya çalışsa da bir yandan sürekli kıza bakıyor, onunla göz göze gelmeye çalışıyordu ancak olmadıkça dumura uğruyordu çünkü her seferinde kendisini sıcak bir tebessümle karşılayan kız şimdi suratına bile bakmıyordu.
"Hasbinallah ve nimel vekil." Alisya da öyle bir tahammülsüzlük vardı ki Alpay bir şey demese sadece orada oturup nefes alsa da ona batacak, patlayacak yer arayacaktı. Aşırı tahammülsüz bir şekilde gözlerini devirip bana baktığında ayağını sallıyor, bir an önce defolup gidelim der gibi duruyordu.
"Alisya Hanım?"
"Ne var!"
İşte bu çıkış benim dışımdaki herkesi şaşırtmıştı. Alisya böyleydi. Eğer birine gıcık olduysa asla yalandan da olsa konuşmaz, suratına gülmezdi. Onu yok sayardı. Eğer karşısındaki ısrarla konuşmaya çalışırsa da patlardı. Asla katlanamazdı onu dinleyip duymaya.
"Sadece merhaba demek istemiştim."
"Bende cevap vermek istemedim başka soru?" Daha da ters bir şekilde karşılık verdiğinde Kenan bu duruma pek anlam veremese de önemsememişti. Alisya'nın Alpay'a karşı istediği gibi davranmasına kendi evi de olsa müsaade ediyordu.
Alpay birkaç zamandır takındığı o burnundan kıl aldırmaz tavrını anında bıraktığında sadece derin bir hayret yaşıyor, ne diyeceğini ya da yapacağını bilemiyordu.
