20.Bölüm "Dost sandıklarımız"

2.1K 157 14
                                    




Başka anlatıma geçerken akışı bozmamak için belirtme yapmıyordum karışık gelebildiği söylendiği için *** koyuyorum artık yetersiz gelirse tekrardan belirtin daha açıklayıcı bir düzenleme ayarlarım 🤍 (Eski bölümlerdeki kısımlarda yakın zamanda düzenlenecektir.)

İYİ OKUMALAR 🤍

MULTİMEDİA ALPAY YUVAKURAN

YATSIYA KADAR BİLE SÜREMEYEN YALANLARIM 😕

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

YATSIYA KADAR BİLE SÜREMEYEN YALANLARIM 😕

            Hemen yanı başımda durup tek dizinin üzerine çökmüş adama hayret dolu ifademle bakmaya devam ediyordum. Masanın altına sıkışmış, boynum ve gövdem iki büklüm olmuş bir şekilde öylece kalakalmıştım.

            Kalbim sanki kulağımda atıyorken yakayı fena halde ele vermenin hayreti içerisindeydim.

            "Ko-komiserim..." Sertçe dudaklarımı ıslattım. Yüzüm sanki yanıyordu. O suratındaki ifade de neyin nesiydi öyle? Kaldığım durumdan sanki son derece memnunmuş gibi... Beni köşeye sıkıştırmış gibi. Zaten kelimenin her anlamıyla da köşeye sıkışmamış mıydım?

            "Babaannenle beraber huzurevindeydin demek."

            Bakışlarım daha da irileşti. Nasıl toparlayacaktım? Huh?

            "Ben..."

            Gözlerini sertçe yumduktan sonra koluma uzandı "boynun katlanacak gel buraya." Sanki küçük bir çocuk kaldırıyormuş gibi beni bir çırpıda masanın altından aldığında kendime çeki düzen veriyor, yutkunarak kafamı toparlamaya çalışıyordum.

            Karşılıklı duruyorken ona yalan söylediğim halde nasıl da sakin kaldığını merak ettim. "Komiserim..." Dedim ve bakışlarım boşluğa daldı. "Yalan söylediğim için özür dilerim." Dedim durgun bir sesle. Kendimi küçük duruma soktuğum için üzgündüm. Resmen adama ifşa olmuştum. Şimdi nasıl anlatacaktım iş alamadığımı? Benim güvenilmez biri olduğumu düşünmez miydi? Nasıl ödeyecektim borcunu?

            Ah... Gerçekten de her açıdan kapana kısıldığımı hissediyordum.

            "Pidecide çalışmaktan utandığın için mi yalan söyledin?"

            "Ne?" Şaşkın ifademi ona kaldırdıktan sonra abartılı bir tonla devam ettim. "Hayır tabi ki olur mu hiç öyle şey? Ben sadece..." Tekrardan bakışlarım etrafta gezindi. "Size olan borcum yüzünden mahcubum. İş alamıyorum. Bunu öğrenip tedirgin olmanızı istemedim. Ama cidden endişelenmeyin, gerekirse hiç uyumam sürekli yarı zamanlı iş bulur yine de çalışır öderim paranızı."

            Mahcup ifademle ona bakmayı sürdürdüğümde kendimi en kötü hissettiğim anlardan birindeydim belki de.

            "Kızım bunun için yalan söylenir mi?"

Vitrin SüsüWhere stories live. Discover now