33.Bölüm "Hangi Kenan abi?"

En başından başla
                                    

            "Evet babaanne sen gerçekten de haklıymışsın. Pisliğin teki o, bundan sonra benden uzak olsun da ne oluyorsa olsun."

            İfadesi iyice şevkle dolduğunda kadının resmen ağzı sulanmıştı. "Geldin mi kız lafıma! Aferin sana!" Koltuğun boş kalan kısmına vurdu "hele gel şöyle!"

            Onu neyin bu kadar heyecanlandırdığını bilmiyordum. Kaşlarımı büyük bir merakla kaldırıp yanına oturduğumda pür dikkat izliyordum.

            "Mademki o mendeburdan ayrıldın, e ne kadar haklı olduğumu da gördüm."

            "Düşünmeden kafamı salladım. "Evet, kesinlikle sen her zaman çok haklısın."

            "O zaman gel sen beni dinle, erkek seçimini bana bırak." Kaşlarım çatılınca şevkle devam etti. "Şu Numan hakkında şimdi ne düşünüyorsun onu söyle bana."

            Bahsettiği kişiyi anlayınca anında gözlerimi devirerek koltukta geriye doğru kaydığımda adının anılmasından bile yüreğime ağırlık oturuyordu. Numan benim üvey kuzenimdi ve babaannem küçüklüğümüzden beri bizi shipliyordu.

            Hatta öyle yoğun shipliyordu ki liseye geçtiğim dönem bu yakıştırmaları artmış, dönem dönem iki lafından biri Numan olmuştu.

            Hayır yani Numan da hiç bana göre biri değildi ki şekerim! Süt dökmüş kedi gibiydi. Tamam, bazı konulardaki uyumu ve saflığı beni andırıyordu ancak o benden de beterdi ayol! Sanki hiç kendi zikri yoktu ve yanındaki ne diyorsa hemen kabul ediyordu. Ben saf o saf! Ne istiyordu acaba babaannem üzerimize şirket açılıp dolandırılmamızı mı?

            En son ki başıma gelenleri bilmediği ve sağlam şekilde önceden beri para biriktirmeye devam ettiğimi sandığı için bu konularda beni gözü açık sanıyordu tabi!

            "Of babaanne saçmalama Allah aşkına ya! Benim ne işim olur Numan'la" çocuğun bahsi açılınca bile yemin ederim kanım çekilmişti. O kadar ruh gibiydi ayol. Ben öyle miydim? Cıvıl cıvıldım.

            "Kız öyle deme bak önceki gibi gelirsin bunda da lafıma."

            Suratım ekşiyerek yanından kalktığımda söylediklerini duyunca içim titremişti. "Ay Allah korusun babaanne tövbe de!" Ardından ellerimi kaldırarak devam ettim. "Her neyse ben Alisya'ya gidiyorum, sen de bu Numan aşkından vazgeçsen iyi olur diyorum yani... Bu konu hakkında da artık sen konuşmamalısın, konuşmamalısın bence fikrimce.

            Arkamdan Numan'ı övmeye çok değiştiğini söylemeye bir kez düşünsen ne olur demelere devam ediyorken koşarak odama kaçmış, tekrardan dolabımı izleyip tişörtümü aramaya devam etmiştim. Numan'ın ise muhabbetinin bile üzerimde bıraktığı ölü enerjiyi anında bırakmıştım.

            "Heh burada!" Peluş terliklerimin altından parlayınca hızla kapıp kaldırdım. Babaannemin cumartesi pazarından aldığı tişörttü. O kadar marka kıyafetim vardı ancak hiçbirinin kumaşı balinalı tişörtümünki kadar iyi değildi.

            Altına da uygun bir şey geçirip evden çıktığımda tek olan izin günümün tadını çıkartmak için canım arkadaşım Alisya'nın yanına gidiyordum. Gerçi bu sıralar ruh hali pek iyi olmadığı için günlerimiz bir yoğun öfke krizleriyle geçiyordu ama neyse. En yakın arkadaş olmak bunu gerektirirdi değil mi?

            Dairenin önüne geldiğimde kapıda ilk defa gördüğüm ayakkabıları fark edince kaşlarımı çatarak onlara baktım. Huh? Alisya yeni ayakkabı mı almıştı? Hem de bana göstermeden? Hay Allah. Şu zilliye bak sen.

Vitrin SüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin