ATEŞ LALESİ +18

Yakıcı Öpücükler-18

Bu bölüm yetişkin içerikli sahneler içeriyor. Geçmek isteyenleri için uyarmış olayım.

Bol oy ve yorum rica ediyorum.

Sevdiğiniz cümlelere ve repliklere "L" yazmayı veya sadece lale emojisi koymayı unutmayın.

Bunun yanında beğenen herkes birkaç arkadaşına da önersin kitabı lütfen. Böyle böyle kitap büyüyebilir ve bu ne kadar çok olursa o kadar sık ve uzun bölümler yayınlarım.

Bu yazdığım en uzun bölüm oldu fakat uzun bir ara verdiğimden bekleyenler hak etmişti.

sınır 5 oy 20 yorum

İyi okumalar herkese.

(Bazılarının fark ettiği gibi iki ayrı isimle aynı kitap ilerliyor hdhhddh. Biraz karıştı ama istediğiniz kitaptan devam edebilirsiniz.)

(İsim konusuna gelirsek de hala karar veremedim.)
...

Arkamı döndüğümde göz göze geldik. Elbisemin askılarını omzumdan indirdiğimde arkasınını döndü. Bunu o kadar hızlı yapmıştı ki fermuarımı açarken gördüğü tenimden daha fazlasını görmeye fırsatı olmamıştı.

Üzerimdeki kumaş yere düşünce ise çamaşırlarım haricinde tamamen çıplak kalmıştım. Aynı anda hem ondan utanıyor hem de onunla olduğum için huzurlu hissediyordum

Yatağın üzerine koyduğum siyah tisortu alıp üzerime giydim. Dizime kadar inmese de uzunluğu beni yeterince örtmek için yeterliydi. Bunun Arene ait olup olmadığını merak etmekten kendimi alamadım.

Tisortün yakasını kaldırıp kokusunu içime çektiğimde ise o tanıdık kokuyu alamadım. Ona ait olmasını umsam da daha önce hiç kullanılmamış sıradan bir kumaştı.

"Giyindim." dedim tekrar bana dönmesini sağlamak için. Dediğimi yaptığında ise tekrar göz gözeydik.

"İyi geceler." dediğinde kaşlarım çatıldı. Benim bırakıp gidecekti.

"Gidiyor musun?" diye sorduğumda dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. Elini gözümün önüne düşen saç tutamına getirip saçımı kulağımın arkasına attı.

"Kalayım mı?" dediğinde kafamı salladım. Gitmesini istemiyordum. Ondan uzak kalmaya çalışsam da aslında daha önceden de istediğim şey ona yakın olmaktı. Onu yeterince tanımadığımın da farkındaydım fakat bunlar yanında iyi hissettiğim gerçeğini değiştirmiyordu.

"Yalnız kalmak istemiyorum. Gitme lütfen." Elinden tutup onu yatağa çektim.

Yatağın kenarına oturup geriye doğru kendimi çekerek yatağın başına gelip kafamı yastıkla buluşturdum. O da benimle beraber hareket etti. Ben yatarken o da kollarıyla destek alarak üzerimden bana bakıyordu. Birbirimizin gözlerine bakıyorduk.

Göğsüm hızla inip kalkıyordu. Tam olarak ağırlığını üzerime vermese de yine de vucudunun baskısını üzerimde hissediyordum. Onun sıcaklığı sanki bedenime yayılıyor ve beni ısıtıyordu.

"Seni şu anda o kadar çok öpmek istiyorum ki." dediğinde kafam karıştı. Gözlerine baktım duygularını okumak için. Hislerini anlamaya çalışıyordum.

"Öpüştüğümüzde bundan pek memnun gözükmüyordun." dedim bu yüzden. Gülümsedi. Bunu söyleyeceğimi tahmin etmiş olmalıydı.

O gün onun da beni öpmek istediğini düşünmüştüm fakat durum öyle değildi. Buna karşı çıkmasa da sonrasında yüzüne yayılan ifadeden pişman olduğunu anlayabiliyordum. O zaman beni öpmek istememişti. Şimdi ne değişmişti ki tam tersini hissediyordu?