Gizemli Davet-15

452 24 24
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınnn.

İyi okumalar...

.
.
.

Kapı tekrar açıldığında hepimiz o tarafa döndük. "Ben geldim." dedi Dora sırıtarak. Onun varlığının etkisiyle derin bir nefes aldım. Canım çok sıkılmaya başlamıştı ve istediğim tek şey eve dönmekti. Bu yüzden bir şey söylemeden önce askılıkta bulunan kabanımı alıp üzerime geçirdim.

"Erken geldin." dedim sonrasında. Ona mesaj atmamın üzerinden bir saat falan geçmişti. Hesapladığım kadarıyla daha dersinin bitmesine vardı.

"Erken bitirdik. Zaten sana bir süprizim de vardı o yüzden iyi oldu erken bitmesi." dedi. Sorgulayan gözlerimle onu izledim. Yüz ifadesinden aklından geçenleri okumak istiyordum fakat bunda başarısız oldum. Sinsi gülüşünün ardından bugün gelen papatyaları hatırladım ve bunun onu işi olabileceğini düşündüm.

"Bugün bana çiçek yollayan sen değildin değil mi?" diye sordum bu yüzden.

"Hayır da sana çiçek mi geldi? Özgür sen mi yolladın yoksa?" diye sordu gülerek. Bu alaycı tavrı sayesinde Özgür ile ortak bir noktada buluşuyorlardı. Bunun etkisiyle de yakın arkadaş sayılırlardı. Birbirleri gibiydiler. Ayrıca Dora bana Özgürün hislerinden haberdar olduğunu itiraf etmişti. Özgür ile aramda geçenleri ona anlatan kişi ise ben değil yine Özgürdü.

"Kimin haddine sana çiçek almak? Göstersene çiçekleri." diye gürledi Özgür. Artık çiçekleri onun da göndermediğinden emin olmuştum. Onu ciddiye alma zahmetine ise girmedim ve dışarı çıktım. Arkamdan gelemeyeceğini biliyordum çünkü müşterisi vardı. İnsanlar yapmakla yükümlü oldukları mesleklerini bir kenara atamazlardı.

Dora ise benim ardımdan dışarı çıktı. Bana eliyle yakınlarda bir yere park etmiş taksiyi gösterdi sonrasında ise yürümeye başladı. Botlarının topukları zeminle buluştukça hoş bir ses ortaya çıkıyordu. Peşi sıra ben de ilerledim. İkimiz de araca bindiğimizde ise konuşmaya karar verdim.

"Ne süprizinden bahsediyordun?" diye sordum.

"Ay doğru ya daha söylemedim. Bizi bir partiye davet ettiler. Bu akşam olacak, ondan bahsediyordum." diye açıkladı. Sosyalleşmeyi seven bir insandım ve başka şartlar altında onunla gitmeyi isterdim fakat şu an olmazdı. Hem ruhen hem de bedenen oldukça yorgundum ve dinlenmeye ihtiyacım vardı.

"Ya Dora ne partisi? Sadece eve gidip uyumak isyiyorum, zaten hastayım katlanamam partiye falan." dedim. Bundan memnun olmadığını anlamam için zihnini okumama gerek yoktu. Ne kadar gitmek istediğini görebiliyordum.

"Biliyorum, biliyorum da gelmen lazım. Gelmediğine pişman olursun yoksa. Bana güven." diye diretti. Birden nereden çıkmıştı bu parti mevzusu?

Onunla daha önceleri de birkaç partiye gitmiştim. Bazense kendimi diğer durumumdan dolayı iyi hissetmediğimden ona hayır dediğim de olmuştu. O ise ısrarcı olmamış ve yalnız gitmişti. Zaten son derece sosyal biriydi ve tonla arkadaşı vardı. İllaki benimle gitmesi gerekmezdi ki?

"Pişman mı olurum? Hem sen söylesene kimin partisi bu? Niye gitmem bu kadar gerekli?" diye sordum. Son derece bitkin olduğumun o da farkında olmalıydı o halde ne diye eğer gitmezsem pişman olacağımı iddia ediyordu? Şu anki tavırları gerçekten mantıksızdı bu yüzden bizi davet eden kişinin kimliğinin bunda bir etkisi olabileceğini düşündüm. 

"Kim olduğunu söyleyemem ama ikimizin de tanıdığı biri." dedi. Kimden bahsettiğini düşündüğümde aklıma kimse gelmedi. Ege, Özgür ve Yağmur dışında ortak arkadaşımız olduğu söylenemezdi.

Onun bölümünden arkadaşlarını tanısam da hiçbiri ile beni özellikle davet etmelerini gerektirecekleri bir yakınlığa sahip değildim. Ancak kibarlık etmek için beni de Dora'nın yanında ayrıca davet edebilirlerdi. Bu koşulda ise Dora bu kadar ısrar etmezdi.

"Dora lafı dolandırmayı bırak da söyle kim olduğunu." dedim bu yüzden. 

"Hiç kusura bakma şekerim. Ancak bu kadarını söyleyebilirim. Eğer kim olduğunu öğrenmek istiyorsan o partiye gidersin." dedi. Bunda oldukça kararlı görünüyordu. İnatçı biri olduğunu biliyordum muhtemelen bana söylediğini yapardı ve bahsettiği kişinin kimliğini söylemezdi.

Bu kimliksiz davet ortaya çıktığında aklıma tekrardan isimsiz gönderilen papatyalar geldi. Hala kimin yolladığını bulamamıştım. Şu ansa yine kimliği gizli bir şekilde gelen davetiye mevzubahisti. Bundan dolayı iki kişinin aynı insan olabilecek olması çok da düşük bir ihtimal değildi.

"Çiçeği yollayanla aynı kişi mi?" diye sordum bu yüzden.

"Onu bilmiyorum." dedi hazırcevap bir şekilde. Gerek mimiklerinden gerekse hızlı cevap vermesinden dolayı doğru söylediği sonucuna vardım. "Ama sanmıyorum. Zaten bırak şu çiçeği. Akşama hazırlanmamız lazım. Şu siyah elbisemi giyeceğim." dediğinde sıkıntıyla nefesimi verdim.

"Dora ben gitmek istemiyorum. Hastayım zaten daha çok üşütürüm ve dinlenmem de lazım." Hala tam olarak dinlenememiştim. 

"Beril bak sen biliyorsun iki haftadır sınavlarla boğuştuğumu ne kadar bunaldığımı. Heves ettim ya bozma lütfen. " diye direttiğinde kısa bir an düşündüm. Uzun zamandır sınavlarla boğuştuğu bir gerçekti bunun yanında partiye gitmekte ne kadar hevesli olduğunu da görebiliyordum. Bunun yanında ise kendimi partiye gidecilecek kadar güçlü hissetmiyordum. 

"Tek gitsen?" diye sordum. O beni ben ise onu ikna etmeye çalışıyordum.

"Beni anlamadın galiba. Özellikle seni çağırdılar. Sensiz gidemem yani. Bak pişman olmayacaksın yemin ederim. Zaten akşam başlayacak. Daha beş saatimiz var. Bir iki saat dinlensen kendine gelirsin zaten. Farkındaysan doktor sayılırım." dedi. Özellikle benim çağırılmış olmam oldukça tuhaftı. Bu yüzden davet eden kişinin kim olduğunu daha çok merak ettim.

"Bu kadar çok mu istiyorsun gitmeyi?" diye sordum.

"Evet." dediğinde ısrar etmeyi bırakmaya karar verdim. Hem Dora gitmek istiyordu hem de ben beni kimin davet ettiğini merak ediyordu. En kötü biraz kalıp döneriz diye düşündüm.

"İyi tamam ama ne zaman istersem o zaman geri döneceğiz."

"Kabul." dedi gülümseyerek. 

.
.
.

Nasıl bir bölümdü. Açıkçası hepinizin neyi beklediğini biliyorum fakat merak etmeyin az kaldı.

Tabi bi de benim 1 ay sonra geri dönem lazım ama artık yapacak bir şey yok.

Sorular:

1-) Sizce kızları partiye davet eden kişi kim?

2-) Dora'nın bu kadar ısrarcı olması sizce yanlış mı?

3-) Eğer Beril'in yerinde olsaydınız gitmeyi kabül eder miydiniz yoksa evde dinlenmeyi mi seçerdiniz?

4-) Sizce çiçekleri gönderen kişi ile davet eden kişi aynı mı?

ATEŞ LALESİ +18Where stories live. Discover now