İkilem-11,5

481 26 38
                                    

Selammm.

Hadi bu bölümü de atayım dedim.

İyi okumalar.

Yorum yapmayı ve kitabı arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın.

Oy verirseniz de çok iyi olur.

🥀🥀🥀
.
.
.

Odadan çıktıktan sonra önce ne yapacağımı bilemedim. Sadece oradan uzaklaşmak istemiştim. Evi ise tanımadığımdan nereye gideceğimi bilmiyordum. Kapının önünde beklemek ise son derce mantıksız olurdu. Bu yüzden oradan ayrıldım.

Hiç düşünmeden holdeki kapılardan birini şeçtim. Nereye çıktığı hakkında bir fikrim yoktu. Tek düşündüğüm ise kendimi bir şekilde meşgul etmekti.

Kapıyı açar açmaz ise mutfağa girmiş olduğumu anladım. Evin havası serindi. Bunu odadan çıkınca hissetmiştim. Yine de bu, sobalı bir ev için son derece doğaldı.

Kendimi oyalamak için mutfak dolaplarını açıp içlerini karıştırmaya başladım. Bunu yapmamda herhangibir amaç yoktu. Sadece bir şekilde oyalanmaya ihtiyacım vardı.

Bazılarında tek tük de olsa bardak ve tabak gibi malzemeler vardı. Büyük bir kısmı ise boştu. Bu evin içinde düzenli olarak yaşayan insanlar olmadığından bu normaldi. Buzdolabının ise boş olduğuna yüzde yüz emindim. Yine de şansımı deneyip açtım.

Birkaç içecek ve gofret haricinde boştu. Maden sularından birini alıp dolabın kapağını geri kapadım. Mutfakta, girerken kullandığım dışında bir kapı daha vardı. Arka bahçeye açıldığını tahmin ederek dışarı çıktım. Tenime çarpan soğuk karşısında ise ürperdim.

Üzerimde kalın bir kazak vardı bu yüzden fazla üşümüyordum. Dışarı çıkınca gördüğüm usul usul yağan kardı. Hava serin ama sert bir soğuk yoktu. Yağan kar taneleri düşerken bibirine sarılıyor ve yere bir bütün olarak iniyorlardı.

kapı terasa açılmıştı. Terasın merdivenlerinden inince bahçeye ulaşılılabiliyordu. Merdivenlerde ise Özgür oturuyordu. Onu ceketinden ve siyah saçlarından tanımıştım. İçeri dönmeye hazırlanmıştım ki bana seslendi.

"Beril, gel otur yanıma." Ona birçok açıdan kızgındım ama insanları affetmek kötü bir şey değildi. Aren'i de affetmiştim ve bu iyi hissettirmişti.

Özgüre kızgın olsam da ona kin gütmeme neden olacak bir şey yapmamıştı. Bu yüzden içeri dönmek istesem de dediğini yaptım ve yanına oturdum. Elimdeki maden suyunu alıp kapağını çakmağıyla açtı. Bana geri verdiğinde bir yudum aldım.

"İnsanlarla konuşurken emir kipini kullanmaya bir son vermelisin." Dedim yutkunduktan sonra. Sürekli bu şekilde konuşuyordu. Bu çok sinir bozucuydu. Böyle kaba bir dil kullansa da esasen iyi bir insan olduğunu düşünüyordum. Bu zamana kadar onu ciddiye almamın nedeni buydu. Bence diğerleri için de bu geçerliydi.

"Böyle konuşsam bile yine de karşı çıkmayıp yanıma geldin. Demek ki işe yarıyor." Dedi. Yağan karı izliyordu. Bu yüzden ne kadar sinirlendiğimi fark etmediğine emindim. Daha yarısını bile içmeye fırsat bulamadığım içeçeği merdivenin kenarına koydum.

"Kibar olmaya çalıştığımdan karşı çıkmadım çünkü iyi bir insan olmaya çalışıyorum. Bunun seninle ilgisi yok yani." Dedim. Sağ elinde tuttuğu sigaradan bir nefes çekti. Nefesini verdiğinde ise beyaz duman havalandı. Bu soğuk havada, nefesimi verdiğimde çıkan tek şey ise buhardı.

"Sen zaten iyi bir insansın. Bunun için çabalamana gerek yok." Başka insanların kişiliğimi nasıl gördüğü eskiden benim için önemliydi. Artık böyle düşünmenin doğru olmadığını hissetmeye başlamıştım. Yine de onun bunu söylemesi beni iyi hissettirmişti.

ATEŞ LALESİ +18Where stories live. Discover now