Hisler-08

569 30 43
                                    

Selam hepinize.

Umarım bölümü beğenirsiniz.

Gerek bölüm içinde gerekse bölümün sonundaki sorularda yorum yapmayı unutmayın.

Yorumlarınızı keyifle okuyorum ve gerçekten mutlu oluyorum. 😘

Arkadaşlarınıza da önermeyi unutmamanızı hatırlatmak isterim. Böyle böyle kitabın kitlesinin büyüyüyeceğine inanıyorum.

Bu arada bazen sosyal medyada kitap editleri görüyorum ve biraz hevesleniyorum. Benim kitaba da yapsalar keşke diye kskksks.

Daha var ama o kısımlara. Önce keşfedilsin de sjsjjsjsj

Bide dramda #32 olmuş ama ne kadar işe yarar bilmiyorum sjsjjs.

Neyse

Sinir 60 okunma 10 oy 20 yorum. (Bence makul seviyede)

Hepinize iyi okumlar...

.
.
.
.
.
🥀🥀🥀

Kaldığımız evi çevreleyen yol, daha önce otele girerken çıplak ayaklarımla bastığım yol kadar pürüzsüz değildi. Bu yüzden arabadan indiğimde ilk hissettiğim ayağıma batan minik taşların acısıydı. Her ne kadar son derece rahatsız edici olsa da bu acıya katlanabilirdim.

Bugün birçok şeye tahammül etmiştim zaten. İki saati geçkin süredir, ıslak kıyafetlerleydim. Ayaklarım çırılçıplaktı ve üzerimdeyse Aren'in bol gelen kabanı vardı. O da kıyafetlerimin nemini emmişti. Artık beni sıcak tutamayacak kadar ıslak olduğuna emindim.

Bütün bunlar artık geçici bir rahatsızlıktı. Eve girdiğimde ıslak kıyafetlerimden kurtulacak ve de ısınacaktım. Tüm bu dolu günün yorgunluğunu derin ve uzun bir uykuyla giderebilecektim.

İçerisinin sıcak olduğuna emindim. Bacadan yayılan dumanı bulunduğum yerden görebiliyordum. Sobalı bir ev olduğunu ise tahmin etmiştim.

Ege'nin arabası tam önümüzde duruyordu. Beni ne kadar süredir beklediklerini merak ettim. Saatin kaç olduğundan emin değildim. Aren ile geçirdiğim sürenin de uzunluğunu bilmiyordum. Bildiğim tek şey şu an güneşin yeni bayıyor oluşuydu. Etraf hala aydınlık olsa da yayılan ışık kızıla çalıyordu.

Yine titremeye başlamıştım. Bütün bu soğuk ve zahmetli saatlerin bitecek olması beni rahatlatmalıydı. Bir an önce içeriye girip aceleyle kendimi ısıtmam gerekirdi. Çünkü şu an üşüyordum ve üşüyen bir insanın doğal tepkisi bu olmalıydı.

Benim ise ayaklarım oradan ayrılamıyorlardı. Nedenini bilmediğim bir şekilde Aren'i bırakmak istemiyordum. Belki de bunun nedeni onu bir daha göremeyecek olmamdı.

Gözlerimi evden ayırıp Aren'e diktim. Arabanın arka kapısını açıp içeri eğildiğinde ne yaptığını görebilmek için ilerledim. Ben daha neyle uğraştığını anlayamadan, o geri çekilip araba kapısını kapattı.

Elleri arasında tuttuğu şey ise benim kabanımdı. Hala üzerinden su damlıyordu Uzattığında hiç düşünmeden aldım. Sırılsıklamdı. Buna rağmen kucağıma basmıştım. Zaten ıslak olan kıyafetlerime ise kabandaki nem yayıldı.

"Teşekkür ederim." Olabildiğince kendimden emin olmaya çalışıyordum. Güçlü olmak ve de bunu onun da fark etmesini sağlamak istiyordum. Nedeni ise muammaydı. Bu adamın düşünceleri neden önemli olsundu ki? Duygularımı ne anlayabiliyordum ne de yön verebiliyordum. "Artık yollarımız ayrılıyor." Dedim sadece. Maceramızı noktalamak için mükemmel bir cümleydi. Yine de Keşke ayrılmasaydık demekten kendimi alamadım.

"Haklısın." Gülümsedi . "Fakat bazen yollar ayrılır ve bazen de birleşirler, bazen ise kesişirler. Umarım bizimkiler de tekrar kesişir. " Kelime gruplarının insanın kalbini böylesine hızlandırabileceğini bilmezdim. Karşılığında söyleyebileceğim ise hiçbir şey yoktu. Öylece bakakalmışken elini uzattı. "Seninle tanıştığıma memnun oldum. Her ne kadar biraz olağandığı olsa da."

ATEŞ LALESİ +18Where stories live. Discover now