ATEŞ LALESİ +18

Papatya-13

Hepinize selam.

Bu bölümün ismi hepinizin fark edeceği üzere bir çiçek ismi.

Ateş Lalesi de bir çiçektir bilmeyenler için fakat papatya ile aralarında çok net bir fark vardır.

Papatya kısmen faydalı olsa da Ateş lalesi zehirli bir bitkidir. Hem de çok zehirlidir.

Yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

.
.
.
                                              3 gün sonra
.

Yarış gününden itibaren üç gün geçmişti. Her ne kadar Pazar günü dönmeyi planlasak da öyle olmadı. Cuma günün ertesi sabahı İstanbul'a geri döndük. Bunun nedeni ise bendim.

Dile getirmeseler de benim yüzümden olduğunu biliyordum. Ayrıca Özgür de açık açık hafta sonu planlarını bozduğumu söylemişti. Bana karşı olan davranışları çok inişli çıkışlıydı. Bense onun tüm sözlerini duymazdan geldim.

Bugün pazartesi günüydü. Artık okulu bırakma düşüncemi aklımdan çıkarmıştım. Elimden geldiği sürece okula devam etme niyetindeydim. Boş bir çaba olacağı düşüncesi beni kötü hissettirse de kafamı dağıtmak için okul bulunmaz bir nimetti. Ölümü daha fazla düşünmek istemiyordum. Bu düşünceden beni bir milim bile uzaklaştıracak olduğu gerçeği okula devam etmem için yeterli bir sebepti.

Her ne kadar buna karar versem de bugün okula gitme niyetinde değildim. Tüm yaşadıklarım düşünülünce, yaşanması oldukça muhtemel olan şey yaşanmıştı. Ağır bir soğuk algınlığı geçiriyordum. Bu yüzden bugün haricinde iki gün daha okula gidebileceğimi sanmıyordum.

Şu an evin salonundaydım. Sabah vaktiydi ve Dora okuluna gitmek için hazırlanıyordu. Bense büyük koltuğa uzanmıştım. Üzerimde pembe yumuşacık bataniyem vardı. Termosuma doldurduğum papatya çayını yudumlayarak televizyon izliyordum. Ağrıyan boğazıma iyi gelen şeylerden biri sıcak içecekti. Bu yüzden çayımın hep sıcak kalması için termosumu kullanıyordum.

Arzu içeri girdiğinde, kumandayla tv kanallarını dolaşmakla meşguldüm. İlgimi çeken hiçbir şey yoktu. Bu yüzden biraz daha kanal gezdikten sonra film açma niyetindeydim. Arzu'nun ardından ise Dora içeri girdi. Tamamen hazır olsa da evden çıkmak için hala bolca zamanı vardı.

Sarı saçlarını salık bırakmıştı. Üzerinde bej kalın bir kazak altında ise mini siyah eteği vardı. Çok hoş gözüküyordu. Okulu sürekli olarak sabahın erken saatlerinde başlardı. Buna rağmen ise güzelce giyinip makyajını yapmaya üşenmezdi. Evden her zaman çok şık çıkardı. Bunun dışında Dora hiç uğraşmadığı zamanlarda bile gerçekten güzel bir kızdı. Bunu onu gören herkes fark ederdi. 

Onu incelerken kendi görünüşümü de gözümün önüne getirdim. Güzellik olarak kendimi değerlendirebilme kabiliyetinde olmasam da Dora'dan son derece farklı görünüyordum. Şu an ise soğuk algınlığından dolayı son derece bitkin göründüğüme emindim. Dün çok daha kötü bir haldeydim. Yataktan kalkacak halim bile yoktu ve bana Arzu yardımcı olmuştu. Haftasonu kaçamağımızın erken bitmesinin sebebi de hasta olacağımı tahmin etmesiydi. 

"Seninki habere çıkmış." Dedi Arzu televizyona bakarak. Kanalları değiştirsem de onlar içeri girdiğinden beri televizyona bakmamıştım. Bu yüzden neyden bahsettiğini anlamadım. Televizyona doğru döndüm. Gördüğüm tek şey kavga eden pandalardı. Gerçekten çok sevimlilerdi. Çilem ile dalaştığımızda büyük ihtimalle böyle görünüyorduk.

"Pandalardan mı bahsediyorsun?" dedim gülerek. Göz devirerek karşılık verdi ve elimde tuttuğum kumandayı ben daha ne yaptığını anlayamadan elimden aldı. Kanalları değiştirmeye başlamıştı ki aradığını çok uğraşmadan buldu.