•31• Begonyalar Solduğunda

330 37 22
                                    

Ölümden kaçtım, yalnız olmaktan kaçtım, ancak hayat ya da Kader her ne derseniz, beni korkularımın göbeğine bıraktı. Ölümden korkup kaçarken hayat beni ölüme aşık etti ve ben o ölüm yüzünden yalnız kaldım.

Hayatım boyunca dostum olmadı, çocukluk aşkım olmadı, başka insanların arkadaşlarına hevesle anlattığı platonik hikayelerine asla sahip olmadım.

Ben ölüm ve yalnızlıkla harmanlanmış bir ruhtum ve ölüm benim sevgilimdi...

Yalnızlıksa bendim. Birbirine dokunmayan ama birbirini tamamlayan şeyler...
Ölüm yalnızlık olmadan var olamazdı, yalnızlıksa ölümle anlam kazanırdı.

Ormanın ortasındaki minik kulübeye bakarken gülümsedim, karanlık ormanın tam ortasındaydı ve benim planlarım için çok uygun bir yerdeydi.

Buraya gelir gelmez ilk yaptığım şey tek boynuzlu at kılı bulmak ve kulübenin etrafında bir Kalkan oluşturmaktı. Karanlık ormandaydık, hiçbir şeye güvenemezdim burada...

Tehlikeli büyücüleri bırakın, etraf ölüm kokan hayvan ve yaratık doluydu.

Tom beni arayacaktı ve beni bulduğu ilk an peşinde ölümyiyenleri takacaktı, bunun olmasını istemiyordum.

Öte yandan sihir bakanlığına giremezdim çünkü kolumda dövme vardı elbet fark ederlerdi.

Düşünselini görmeden önce aklımda olan bir plan vardı, o planı birazcık değiştirecektim ama uygulayacaktım. Tom'a o plandan bahsetmemiştim, doğal olarak anlaması imkanı yoktu.

Evden çıkarken saffettiğim sözlerse koca Bir yalandı ona asla ihanet etmeyecektim.

Tamam belki birazcık doğru olabilirdi...

Ben onun kullanıp atabileceği bir şey değildim. Beni kendine bağlayıp, kendi bana bağlanmaya başladığında ise terk edebileceği biri hiç değildim.

Gerçi erkekler hep böyledir, heveslerini alırlar sonra bir bez parçası gibi kenara atarlar.
Trajikomik.

Onu şoka uğratmadan, onu benden vazgeçtiği için pişman etmeden asla bırakmayacaktım.

Kulübenin içindeki ahşap sandalyeye oturdum ve ellerimi masaya dayadım. Kulübe çok küçüktü, bir yatak, bir masa, bir sandalye ve ufak bir tuvalet anca sığmıştı.
Hoş gerek de yoktu.

Burayı sadece Hogwarts'a sızmadan önce kullanacaktım, aynı zamanda planımı tam olarak oturtmak için buraya çok nadir gelecektim hatta belki hiç gelmezdim. Bu son gelişim bile olabilirdi.

Yakın zamanda Hogwarts'a bir profesör alımı yapılacaktı.
Dumbledore beni tabii ki de almazdı.

Rachel'ı almazdı ama başka bir okuldaki başka bir profesörü alırdı...

Ailemden bana Kalan çok fazla mal ,mülk, ve para vardı.
Tabii bunlar aynı zamanda Tom'un da oluyordu. Çünkü bunu ben yapmıştım, böyle olacağını biliyordum. Beni bir gün bırakacağını biliyordum ama kabul etmekmgerekiyordu ki bu yaptığım şey riskli bile olsa o zamanın şartları bunu gerektirmişti.

Benim olanı rahat rahat kullanamazdım, benim olan eve giremezdim, hatta benim olan parayı harcayamazdım.

Çünkü beni görürdü ve beni görürse beni takip ederdi.

Bana itiraf etmese dahi benim onun planlarımı bozabilecek güçte olduğumu biliyordu.

Sihir bakanlığının hemen yanında çok ufak bir ev vardı, bu evi gözüme kestirmiştim zaten birkaç ay öncesinden ama şu an için çok uygundu.

Power - T.M.RWhere stories live. Discover now