•9• ölüme dolanmış ruh

709 81 44
                                    

Gözlerimi açtığımda sabah olmak üzereydi ve üzerimde böcekler geziyordu. Haraket etmeye çalıştım ama başaramadım çünkü bedenim, boğazım dahil boydan boya halatla sarılmıştı.

Etraftan gelen çıtırtılarla kafamı kaldırdım. Yaklaşık 6 tane ölümyiyen maskesi takan kişi etrafımdaydı.
"Lord sınırları zorladığını söylemişti seni pis fare." Dedi sesi boğuk çıkan ama Druela Rosier olduğunu adım kadar iyi bildiğim kişi

"Sınırlar zorlanmak içindir gibi klasik bir cevap vermeyi çok isterdim ama maalesef bu oyunda sınırları ben belirliyorum ve lordun benim sınırlarıma uyuyor."

"Bunu yerde boydan boya bağlı olan senin söylüyor olman ne kadar ironik! Geldiğinden beri hepimizi aşağılayan ama şu an böcekler tarafından yenen sen... Zavallıca. Sen bir ucubesin Rachel..." Sinirle gözlerimi yumdum.

Pek çok söyleyebilirdim ama yapmadım. Laflarımla veya gücümle onu yenemiyorsam bende aptal gibi davranırdım.

"Pekala... Yolun sonu. Siz kazandınız." Bir kaç gülme sesi yükseldi.

"Lord bunun için bizi uyarmıştı." Dedi arkalardan gelen bir erkek sesi.
"Ona sakın kanmayın, o her şey olabilir, Rachel ciddi anlamda her şey olabilir ama bir aptal asla değil demişti. Lütfen yılan göz yaşlarını uzak tut böcek."

Dişlerimi ısırdım. Tom benim yaptığım şeyi yapmıyordu.

Aramızda büyük bir fark olduğunu söylerken o an bu farkı anlamamıştım ama şu an anlıyorum.

O hırslıydı ve bu hırs onu ölümle yüz yüze getirecek kadar fazlaydı ama o, o hırsı açık etmiyordu. Onu kendine saklıyordu. Kimse ona karşı koz olarak kullanamıyordu, zekasını tam karşıda ki bitti derken devreye sokuyor onu öyle öldürüyordu.

"Merlin! Onunla konuşmak istiyorum!"

"Hayır." Druela benden uzaklaşırken cevap verdi.

"Evet!" Diye bağırdım.

"Uyuyor." Dedi tanımadığım bir ses.

"O bu-" saatte uyumaz.
Cümlemi yarım bıraktım onun yerine derin sinirli bir nefes aldım. Ona küfür edecekmişim gibi sinirle soludum.

Eğer bunu söylersem buradan kurtulduğumda ondan hoşlandığım söylenebilirdi.
Kimse kimsenin uyku saatini bilmezdi.
Biliyorsa da Ya aşıktır yada takıntılı.

Kurtulacaktım, ölemezdim.
En azından bu onların elinden olmazdı.
Her zaman bir çözüm yolu vardı ve ben o yolu yine bulacaktım.
Ben Medusa'ydım.
Bakanlığın korktuğu, acımasız, korkusuz Medusa.

Ellerimi iplerin altından haraket ettirmeye çalıştım. Ölümyiyenler kurtulmaya çalıştığımı düşünüp kahkaha atmaya başladıklarından ben çoktan eteğime ulaşmıştım.

O kadar çok debelenmiştim ki yerde ki çamur tüm saçlarıma yayılmıştı ve hissi iğrençti!

Eteğimin üstünden içine yapıştırdığım eşyalarımı anlamaya çalıştım ve hala debeleniyordum. Bıçak yoktu çünkü onu kullanmıştım, patlayıcıda yoktu.

Gerekmedikçe kullanmak istemiyordum ama şartlar beni katil yapmaya mecbur bırakıyordu.

Ben adam öldürmek istemiyordum, onlar beni buna zorluyordu.

Eteğimin üstünde hissettiğim kadarıyla içerden bir şey aldım. Başka bir şeyde yoktu zaten...

Eteğin iç astarına üç şey anca sığmıştı daha fazlası rahat değildi?

Avcumla kavradığımda yarısı çakmak yarısı çakı olan savunma aleti olduğunu anladım. Neredeyse mutluluktan ağlayacak raddedeyken üstüme basılması ile debelenmeyi kestim.

Power - T.M.RWhere stories live. Discover now