•20• İhtiras

583 63 49
                                    

Toplantı odasına yoğun sessizlik eşliğinde girdik.
Masa da herkes yerindeydi. Tom masanın başına oturdu bende sağ yanında ayakta kaldım, oturmak çok gericiydi. Violetta kafasını kaldırmıyordu, aslında kimse kaldırmıyordu. Ancak gözüme o batıyordu.

"Tatil bitene kadar her şey bu evden yürüyecek, mezuniyete az bir vakit kaldı. Güce ulaşmamıza az bir vakit kaldı dostlarım." Herkes birbirlerine bakıp gülümsedi.
Bu odada bulunan herkes güç için bir kumara girmişlerdi. Kimsenin birbirinden üstünlüğü yoktu.

"Bir kaç iksir üzerinde çalışıyorum, asalarınızdan çıkan Büyülerin bakanlığa gitmemesi için. Eğer başarırsam eminim herkesin işine gelecektir. Bunun için yarın bir kaç kişi yasak ormana gidecek." Bir kaç isim saydı ama dinlemedim.

Yine aynı şekikde bir kaç kişiye ufak tefek araştırma görevleri verdi. Sadece üç ay yirmi günümüz vardı, Her şeyi halletmek ve saldırılara başlamak için...

Her şey'den kastım asla Tom'un hortkulukları veya tılsımları değildi, kesinlikle.

"Okul kapandıktan sonra ne olacak?" Dedi biri.

"İlk üç yıl sessiz kalacağız, yandaş toplayacağız. Safkan, canavarlar, yaratıklar veya daha fazlası... Sonra saldırılar başlayacak, herkes önümüzde eğilecek." Kafamı masada ki yüzlere çevirdim. Hepsi halinden memnundu. Tom bunu bilerek yapmıştı, ilk başta her şeyin karşılıklı olduğunu göstermişti. Herkes çıkar için ölümyiyen olmuştu ve sonra, Tom Riddle bu karşılığı vermeyecekti ama ölümyiyenler ona hizmet etmeye alıştığı için sorun olmayacaktı.

Tom Riddle bir katil psikolojisi ile ilerliyordu. Her şeyi bir katil gibi düşünüyor bir katil gibi çözüm üretiyordu.

Sessizlik olduğunda biri ağzını açtı, ancak dakikalar içinde masanın uç kısımlarından başka biri hırıltılı sesler çıkarmaya başladı.

Yüzüm birden değişirken, herkes ayaklandı.
Ne halt oluyordu?

Tom kollarını bağladı ve arkasına yaslandı. Hızla bir kaç adım attım ve yüzüne bakarak konuştum.
"Ne yaptın?" Yüzüme baktı ama cevap vermedi. Bende hızla yere düşen kişiye ilerledim.
Okuldan biri değildi, burada ne işi vardı?

Her gün ölü görmekten içim dışıma çıkmıştı, bir insan nasıl her gün ölü görebilirdi?
Acaba Tom başarısız olursa muggle dünyasında morg görevlisi falan mı olsam...

Yaptığım iğrenç espriye yüzümü buruşturdum ve yere düşen adamın boğazında ki düğmeleri açtım. Ben gelince tüm ölümyiyenler kenara çekildi.

Nabzına baktığımda çok yavaştı. Hızla elimle burnunu ve ağzını kapattım.
"Nefes almaya çalış." Onun yerine elimden kurtulmaya çalıştığında bağırdım.

"Nefes almayı dene seni aptal! Öldürmek istesem sence burnuna parmağımı mı sokarım?!" Bu dediğimle nefes almayı denedi.
Elimle nabzını bir kaç dakika sonra tekrar kontrol ettim, düzelmemişti. Hala aşırı yavaştı hissedemeyecek kadar yavaş olması kalbimi hızlandırdı.

Saniyeler içinde elimin altında ki nabız artık hissedilmiyordu, kafamı göğsüne yasladım, artık Kalbi atmıyordu.

Ayağa kalktım ve konuştum.
"Öldü." Hepsinin ağzılarından şaşkınlık nidaları çıkıyordu ama ben bunun bilerek yapıldığını biliyordum. Zehirlenmişti, yaptığım manevra her zaman nabzı hızlandırırdı. Hep işe yaramıştı, şu an yaramaması zehirlendiğini gösterirdi.

Tom ayağa kalktı ve odanın kapısına yöneldi.
"O önemsiz bir büyücüydü. İçinizden biri onu öldürdü, ölen kişiyi bulmanız için 24 saatiniz var."
Evet, bir senin beni sınava sokmadığın kalmıştı, herkes bitti senin testlerin başladı.

Power - T.M.RWhere stories live. Discover now