•25• Meçhul

598 62 49
                                    

Haftasonu bitmeden attım şükür...

iyi okumlar <3

***

Yatağımdan kalktım ve haftasonunun verdiği mayışıklıkla yatakta bir süre oyalanadım.

Aradan bir kaç gün geçmişti, her şey olağan gidiyordu. Tuhaf veya olmaması gereken hiç bir şey yoktu...

Onu öpmüştüm, elim istemsizce dudağıma gitti.

Beni öpmüştü, benimle yağmurun altında öpüşmüştü.

Derin bir nefes aldım ve ayağa kalkıp yatağımı topladım. Asayla işlerimi kolayca yapabilirdim elbette ama şu an işleri biraz daha dramatize etmek istiyordum.

Ağırdan almak, keyfini çıkarmak.

Koridora çıktım ve eteğimi düzelttikten sonra kahvaltı için büyük salona ilerledim.

Tom'un karşısı her zaman olduğu gibi benim için boştu.
"Nasılsın?" Diye sordum tabağımı doldururken. Ağzında ki lokmayı bitirdi ve bana döndü.

"İyi, malikane arıyorum. Malfoy ve Black malikanesi arasında kaldım, fikrin var mı?" Dedi ve ağzına hızlıca bir lokma daha attı. Hızlı bir şekilde konuya girmesi şaşırılmayacak şekilde normalleşmişti.

Kaybedecek vakti veya dakikası yoktu. Güç istiyordu, para istiyordu ve daha fazlası öldürmek istiyordu.

Büyücü dünyasına hükmetmek istiyordu.

"Neden bir malikaneye ihtiyacın var?" Bende yemeye başlarken yüzümü azıcık buruşturdum. Neden bir malikaneye ihtiyacımız olduğunu bilmiyordum.
Daha doğrusu, aradığımız evin neden bir malikane olduğunu...

"Karargah olacak. Toplantılar orada olacak ve işler büyüdüğünde, kim olduğum öğrenildiğinde orada kalacağım." Mantıklı geldi. Kim olduğu ortaya çıktığında herkes onu arayacaktı. Bu yüzdende onun saklanması için bir eve ihtiyacımız vardı.

Onun, ölümyiyenlerin, bizim.

"Neden benim malikanemi satıp başka bir yerden başkası adına ev almıyoruz? Ya da en basiti benim malikanemi yenileyip kullanmıyoruz? Saklama büyüleriyle evin yerini gizleyebiliriz, hatta gizlemeden önce Eve yıkılmış süsü veririz böylece kimse şüphelenmez?" Kaşlarını çattı ve yüzümde bir noktaya odaklanıp baktı. Sanırım bu fikri düşünüyordu.

Onun için evimi elbette açardım, bu benim için bir sorun değildi. Olamazdı da.

"Bunu düşüneceğim..." Omuz silktim ve önüme döndüm.
Neye karar verirse versin benim için pek bir şey değişmeyecekti. Zaten aklımda mezun olduktan onda malikaneyi yeniletmek vardı, Tom buna vesile olabilirdi ancak.

Kahvaltı bittikten sonra ayağa kalktım, Tom'da benim arkamda kalktığında sert adımlarla arka arkaya büyük salondan çıktık.

Koridorun başında, büyük salonun kapısının önündeyken adımlarım durdu. Tom benimle beraber durduğunda bana kaşları çatık şekilde baktı.

"Sen git, geliyorum ben." Kafasını salladı ve gitti. O koridorda kaybolana kadar bekledim, gittikten sonra kapının girişinden kafamı çıkarttım.

Bana bakıyordu.

Dumbledore bana bakıyordu.

Durduğum her küçüldü, büyük salon devasa bir alan oldu. Sadece Dumbledore ile bakışmamız vardı.

Bana gülümsedi ve kafasını salladı. Kaşlarım çatıldı, ondan korktuğum söylenemezdi. Ancak bir şeye başlamıştık ve onu devreye sokmadan planlarımız bitsin istemiyordum.

Power - T.M.RWhere stories live. Discover now