•21• Şeytanın Gerçek Yüzü

657 75 157
                                    

31 Aralık, 1943

Saat öğleden sonra dört sularıydı. Odamda tılsım koruması için uğraşıyordum, aslında  bugün 17. Doğum günüm olduğu için okul dışında yaptığım büyüler bakanlığa gitmiyordu. Çünkü reşit sayılıyordum ama maalesef ki Tom Riddle'ın ölümyiyenleri için bunu yapmak zorundaydım.

İksir şişesi bir kez daha patladığında sinirle duvara tekme geçirdim.
Lanet iksir sürekli patlıyordu ve her patlamada yeni bir masa yapmak zorunda kalıyordum.

Sinirle alnımı ovuşturdum ve yirmi sekizinci kez baştan kazana malzemeleri atmaya başladım.

O sırada koridorun başından da bir patlama sesinin gelmesi ile Tom'un da başarısız olduğunu anladım.

Aslında böyle bir tılsım yoktu, resmen sırf beyefendi illegal işler yapacak diye yeni bir tılsım yaratmaya çalışıyorduk...

Tom sinirle odama girdiğinde meyan kökünü doğruyordum.
Kafamı hafifçe çevirdiğimde elinde yanık olduğunu gördüm.
"Elimi iyileştirmen lazım."

"Neden ben? Senin elin kolun yok mu?"

"Sol elimi yaktım ve ben solağım. Nasıl büyü yapmamı bekliyorsun aptal!" Eli gerçekten acıyor olmalıydı ki bana bağırıyordu.

Sinsice gülümsedim ve kazanın altını kapattım, büyü yapabiliyor olduğumu şimdilik söylememekten zarar gelmezdi bence?

Hızla ilk yardım çantasını aldım ve koltuğu işaret ettim.
"Neden büyü kullanmıyorsun?" Şok içinde duraksadım ve ona döndüm.
Zihnime mi girmişti?

"Sen bunu nereden biliyorsun?" Dedim şüpheyle. Doğum günüm olduğunu araştıracak kadar işsiz değildi, bunu biliyordum.

"Doğum günlerimiz aynı gün. Tanıştığımızda söylemiştin gereksiz bir bilgi." Kafamı salladım ve mırıldandım.

"Canım sana acı çektirmek istiyor otur şuraya." Bana küfür eder gibi baktıktan sonra oturdu çünkü başka şansı yoktu. İksiri yapmak istiyorsa bana mecburdu.

İlk tanıştığımız anı hatırlayamıyor olmam sinir bozucuydu. Beni yanına çekmeye nasıl ikna ettiğini bilmemem daha da sinir bozucuydu ve daha fazla sinir bozucu olan, o benim hakkımda geçmişimden her şeyi biliyorken bana onun hakkında bildiklerimi unutturmasıydı.

Onun bana mecbur kaldığı her bir an neşemi yerine getiriyordu. O her ne kadar bu mecburiyeti kabul etmese de durum bundan ibaretti.

"Bu halinden nefret ediyorum." Dedi elini benim dizime koyarken.

"Hangi halim?" Elinde ki kanı temizledim.

"Her şeyi alaya alan halin, güç için takıntılıyken daha iyiydi. Şu an sırf hırslı olduğun için devam ediyorsun yoka çoktan normal hayatına dönmüştün." Bundan gerçekten nefret ediyor olmalıydı ki yüzünü buruşturdu.

"Değişeceğimden korktuğun için mi anılarımı sildin? Merak etme ben senin gibi insanları yarı yolda bırakmıyorum." Dedim sakince.

"Ben korkmam, hele senin gibi biri için asla." Göz devirdim. Sadece işine gelen kısımları duyuyor, gelmeyen kısımları olmamış gibi sayıyordu.

Ne zaman insan gibi sohbet etmeye kalksak mutlaka ikimizden biri diğerini aşağılıyordu.

"Evet korkuyorsun. Geçmişin her ne kadar eksikte olsa senin gizli işlerinin Hepsini biliyorum, değişip iyi olacağımdan korkuyorsun ama sen elbette bunu kabul etmezsin çünkü ölmektense kaybetmeyi tercih edersin." Dedim düne ima yaparak.

Power - T.M.RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin