Bölüm | 202

190 20 1
                                    

RHAEGAL

Yıllar önce sürgün sırasında karşılaştığım maceracılar partisi ile yeniden birlikte olacağımı düşünmemiştim. Onları burada görmek tuhaf gelmişti, ama en tuhaf olanı ise buranın Güneş Diyarı olması gerekirken aniden Cardinal krallığına gelmiş olmamdı.

"Demek zindanı araştırıyorsunuz," dedim.

Hala benden ürküyordular, onları bu kadar korkutuyor muydum? Düşündüğümden daha mı güçlenmiştim?

"Evet seni salak, auranı kes yoksa bayılacaklar," dedi Tessarion.

Gülümsedim, yeniden altın ejderham ile Cardinal'e gelmek güzeldi. Onunla birlikte burada neler olup bittiğini araştırabilirdim. Özellikle Erza ve Sally'nin ortadan kaybolmasını.

"E-Evet ama siz kimsiniz ve bizden önce nasıl buraya geldiniz? Bu zindan daha yeni keşfedildi."

"Uzun bir hikaye o yüzden siz beni görmediniz, ben sizi görmedim," dedim ve göz kırptım.

"Siyah saçlar ve kırmızı gözler..." dedi Fred.

Tek kaşımı kaldırıp baktım, "bir sorun mu var?" Dedim.

"Sen bir ejderhasın," dedi.

Gülümsedim, "haklısın ben bir ejderhayım hemde en genç olanı."

Herkes şaşkınlıkla birbirine baktı, "Cardinal'de bir ejderha mı?" Dedi Marcus.

"Çok mu şaşırılacak bir durum," diye alay ettim.

Vücudumu esnettim, "beni öğrendiğinize göre buradan sağ çıkmazına izin veremem. Beni affetmenizi beklemiyorum aslında pekte umrumda değil, sizinle yeniden karşılaşmak güzeldi. İyi insanlarsınız ama bazen böyle ölümler olabiliyor."

"Neden bahsediyorsun!!" Fred öfkeli bir şekilde söyledi.

Çarpık bir gülümseme ile baktım ve öldürme niyetimi gösterdim.

"Buradan hiçbiriniz sağ çıkamayacaksınız," dedim.

Herkes silahlarını çekip bana doğrulttu, Serap adımlarını kullanıp Fred'in kafasını tutup yere yapıştırıp parçaladım.

"Fred!!" Ellia ağlamaya başladı.

Yıldırım alev formülü savunma moduna geçti, vücudumu aslan yelesi gibi sardı. Marcus üzerime alev topu yolladı ama alev topu aslan yelesine çarptığı anda yok oldu.

"Bu imkansız..." dedi.

"Bu hayatta hiçbir şey imkansız değil," dedim.

Serap adımlarını ateşledim ve elimde yıldırım biriktirip Marcus'un göğsünü delip geçtim.

"Çok zayıfsınız ya da ben çok güçlüyüm," diye alay ettim.

Tessarion bir iç çekti, Ellia göz yaşlarına boğulup yere düştü.  Kate bana doğru saldırdı, geriye doğru bir adım atıp saldırısından kaçtım. Uykulu gibi hissettim, düşündüğümden daha yavaş saldırıyordu. Esnedim ve Kate'in arkasına geçip kafasına sert bir tekme vurup onu yere yapıştırdım.

Kate bir saldırıda ölmüştü, bu kadar güçsüz bir halde zindan keşfine çıktıklarına inanamıyorum. Ellia'ya döndüm.

"En güzel kızlar her zaman en sona kalır,"dedim.

"Bunu neden yaptın..." Ellia'nın sesi güçlükle çıkıyordu.

"Dediğim gibi burada olmamanız gerekiyordu, benimle karşılaştınız. Eğer sizi burada sağ bıraksaydım gidip Maceracılar loncasına burada bir ejderha var derdiniz ve buda benim işimi çok zorlaştırırdı. Sessizce ölüp gitmeniz benim için daha iyiydi, bana yardımınız için teşekkürler. Sizin sayenizde zahmetsizce Cardinal'e gelmiştim."

Ejder Soyu (2. Kitap)   - Bitti. - Where stories live. Discover now