"Şu kız..." dediğinde sabahtan beri odaklandığı kişiyi işaret etti. "Sağınızdaki..."

İşaret ettiği yere doğru döndüm ve kısılan gözlerimle bakmaya çalıştım. Oldukça tanıdık biriydi. O kişiyi yalnızca Yamalı tanıyabilirdi ve tanınmıştı da.

"Fısıltı?" dedim sesime yansıyan şaşkınlıkla.

Gürültülü bir ses geldiğinde sesin geldiği yere dönüp olan bitene baktım. Yamalı gördüğü kişi karşısında bayılmıştı.

Gerçekten bayılmıştı.

"Bayıldı mı o?" diye sordu Kanca.

"Şşş, kalk Yamalı bir gören olacak," dedi Mermi. "Bunun da Feriha olacağı tuttu."

"Fısıltı'yı ilk kez yarı çıplak gördüğünde de bayılmıştı," dedi İmam gülmemek için zor dururken. "İmam olmasam katıla katıla gülerdim. Şimdi yine bayıldı! Bu uşak bu kızı her sivil gördüğünde niye bayılıyor?!"

Mermi ağzı açık bir şekilde Fısıltı'ya bakıyordu. "Bayılmakta haklı değil mi?" diye sorarken İmam'a Fısıltı'yı işaret etti. Gözlerini alamıyordu. "Bu kız cidden bizim cimcime mi?"

Fısıltı kısa küt saçlarıyla sadece gözlerini kapatan maske takıyordu. Üstünde siyah dar mini bir elbise, ayağında ise yüksek topukluları vardı. Her gün gördüğümüz halinden bir hayli farklıydı.

"Komutanım izin verirseniz onun yanına gitmek istiyorum," dedi Siren.

"Şimdi değil Siren," dedim. Çok geçmeden, "Kanca," diye seslendim. "Yamalı'yı gizlice buradan uzaklaştır."

Siren, Yamalı'nın ortadan kaldırılmasıyla, "Fısıltı ne yapmaya çalışıyor?" diye sordu. "Yanındaki adamlar kim, komutanım?"

"Örgütten birileri," dedim dikkatlice izlerken. "Ona güvenip olaya dahil olmayacağız. Boşu boşuna bir davetli gibi içeriye girmiş olamaz."

Fısıltı koluna girmiş olduğu adamla birlikte içeride turluyordu. Bakışlarım onu süzerken ince kolundaki sıvıyı fark ettim. "Koluna bak Siren," dediğimde kaşlarım çatıldı. "Kan akıyor. Yara alan kişi Fısıltı."

Siren, her ne kadar ekipteki herkese çok soğuk dursa da Fısıltı'ya karşı ayrı bir ilgisi vardı. Fısıltı ise herkesi kendinden soyutladığı için genelde çok iletişime geçmezdi. İkisi her anlamda birbirine destek olan kadınlardı. Kolundan akan kanı gördüğünde parmaklarını sinirle sıktı. "Yaralanmış," dedi. "Farkında ama yine de devam ediyor."

"Takipte kal," dediğimde onunla birlikte ilerledim. Balkan kızı ortalıkta gözükmüyordu. Verdiğim kibrit kutusuyla birlikte kayıplara karışmıştı.

Fısıltı, kol kola gezdiği adamı alandan dışarıya çıkardı. Hemen peşinden gitmeyip biraz zaman geçmesini bekledikten sonra izini kaybettirmeden takibe devam ettik.

Yukarı katlara çıktığımızda boğuşma sesleri gelmeye başlamıştı. Siren'le birlikte emin adımlarla ilerlerken fevri davranmamaya özen gösterdik. "Bayıl artık pislik!" diyen Fısıltı'nın sesiyle odadan içeriye daldım.

Silahımla nişan alıp keskin bakışlarımla odayı taradım. Fısıltı, odanın içinde nefes nefese bir halde dururken arkasında bir sürü kişi daha vardı.

Fakat hepsi bayılmış ve elleri kolları bağlanmış vaziyetteydiler. Fısıltı yaklaşık olarak yedi sekiz kişiyi etkisiz hâle getirmişti. Yüzleri açıktı ve çoğunun örgüt üyesi olduğunu biliyordum. Bu odanın içindekiler masum değildi.

BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAKDonde viven las historias. Descúbrelo ahora