8. Bölüm: "Sana ihtiyacım yok."

En başından başla
                                    

Sözümü bölen cırtlak sesle başımı Ceyda'ya çevirdim.

"Bara gidelim." Bana yandan bir bakış attı. "Eğlenmeyi birilerine öğretmeliyiz Kaan. Bu kız eğlenmeyi bilmiyor sanırım. Baksana sakin bir yerlere gidelim diyor." Dediğinde sinirle yumruklarımı sıktım.

Ne demek eğlenmeyi bilmiyorum ya?! Ben eğlenmeyi bilen en iyi kişiydim. Bu kız beni tanımıyordu daha.

Dediği şeye sinirlenmiştim ama en çok da bana bu kız diye hitap etmesi sinirlerimi bozmuştu.

Benim bir adım var sürtük!

İçimden sadece sabır çektim ve sıktığım yumruklarımı gevşettim. Sabırlı olmalıydım.

Sakince Kaan'a baktım. Belki bu kıza o haddini bildirirdi. Ama o sadece bana bakmakla yetindi. Omuz silkip, "Tamam. Sizin istediğiniz olsun." Derken umursamaz gözümeye çalışıyordum.

Bundan sonraki dakikalar bana göre tam bir işkence gibiydi, diyemeyeceğim. Aylin'le bol bol sohbet etmiştim. Gerçekten kafa dengiydi. Ne çok çekingendi, ne de densizdi.

Kaan ve Ceyda dans etmek için yanımızdan kalktıklarında Aylin arkasına yaslanıp, "Sonunda." Dedi. "Bir an hiç susmayacak sandım."

Ceyda'nın nefes almadan konuşması Aylin'i de sinir etmişe benziyordu. Güldüm. "Kaan fazla katlanamaz bu kıza." Dedim gözüm onların üzerindeyken. Kız sürtüklüğünü konuşturup Kaan'a daha fazla yaklaşırken gözlerimi devirdim.

Kız bildiğin beni becer diye yalvarıyordu. Bu nasıl bir sürtüklüktür.

"Kaan'la iyi anlaşıyorsunuz galiba." Kaan'a bakmayı kesip ona döndüm.

Gülümsedim. "Evet. Severim onu." Derken yüzümdeki gülücük sönmeden yüzümde yayıldı. Onu gerçekten seviyordum.

"Yanlış anlamazsan bir şey sormak istiyorum." Kafamı sallayıp sorması için onu teşvik ettim. Çekingen bir şekilde elini saçlarına daldırdı. Bana küçük bir bakış atıp devam etti konuşmasına.

"Mmm... eşcinsel olduğunu ne zaman ve nasıl anladın?"

Ağzım şaşkınlıkla ve ne diyeceğimi bilmediğim için açıldı. Böyle bir soruyu beklemiyordum. Ne diyecektim?

Bir kaç mırıltı çıkardım. Kem küm etmekten başka bir şey yapmıyordum ama ne diyebilirdim ki?

"Bir kaç sene önce..." diye başladım söze. "Yakın bir kız arkadaşımla film izliyorduk. Ve iki kız öpüştü. Nasıl bir his olduğunu merak ettik." Dedim yüzündeki ifadeye bakarken. "Ve biz de öpüştük." Omuz silktim. İçimden bir huh çekerken arkama yaslandım.

Gülümsedi. "Kolay anlamışsın. Ben daha bu sene anladım." Dedi. O da arkasına yaslandığında, "Şu zamana kadar kaç kızla çıktın?" Diye sordu. Bunu söylemek zordu ama saymamıştım bile. Hep Kaan yüzündendi. O olmasa hiç sevgilim olmayacaktı.

Zaten sevgili istediğim de pek söylenemezdi ya, neyse. Kaan'ın zoruyla dolusuyla randevuya çıkmıştım.

"Doğruyu söylemek gerekirse, o kadar çok ki sayamadım bile." Dedim zorla gülerken.

"Ah... tahmin etmek zor değil." Bana biraz yaklaştı ve, "Bir şey denemem gerekiyor." Dedi.

Ne dediğini pek anlayamadım. Daha sonra yüzümü tutan elleri ve bana doğru yaklaşan dudaklarıyla olayı kavrayabilmiştim.

Kayıp DudaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin