Merhaba! Size hem iyi hem kötü bir bölümle geldim. Hikayenin sonunda görüşürüz. Keyifli okumalar dilerimm 🤍
(2 gün sonra)
"Yazgıı! Yazgı buraya gel!" Yazgı bağırmamdan saniyeler sonra odamda bitti.
"Efendim Ada, sanki ateşe düşmüş gibi bağırıyorsun ne oldu?"
"Ay bana ateş deme gözünü seveyim içim bir kötü oluyor bu kelimeyi duyunca." Bir an iki gün önce Ateş'in gönderdiklerine gitti aklım. Yazgı'ya bahsetsem mi diye düşündüm ama tek kelime edemedim. Şimdi durduk yere huzur kaçırmaya gerek yoktu.
"Ay bende birşey oldu sandım gel." Yazgı eyeliner'ımı çekti ve makyajımın geri kalanını tamamladı. Teşekkür edip ayağa kalktım ve boy aynasından kendime baktım. Dalı düşük, tam diz kapaklarımın üstünde biten, kırmızı, oldukça sade ve aynı zamanda şık bir elbise giymiştim. Siyah ince topuklularım, dağınık topuz yaptığım saçlarım ve fazla abartılı olmayacak şekilde yaptırdığım makyajımla tamamlanmış görünüyordum.
Aynadan yanımda duran Yazgı'ya kaydı bakışlarım. O da askılı, eteği dizlerinin üzerinde biten, beyaz, sade bir elbise tercih etmişti. O elbisenin içinde melek gibi duruyordu adeta. E heyecan da vardı tabiki sonuçta eniştem Doruk'la anlaşmış, uyumlu giyinmeye karar vermişlerdi.
Bende Demirden bir haber olduğum için kırmızı elbise tercih etmiştim. Yazgı heyecanla "Ayy çok güzel olduk." dedi. Ona "Evet bayağı güzel olduk ama birazdan inmezsek geç kalacağız." dedim.
(Aşağıya Ada ve Yazgı'nın elbiselerini bırakıyorum.)

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
(Ada'nın elbisesi)

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
(Yazgı'nın elbisesi)
Yazgı ile birlikte çantalarımızı alıp aşağıya indik. Aşağıya indiğimizde babam bizi görür görmez şok oldu. Duygulandığını gözünde akmaya hazır bekleyen yaştan anlamıştım. Babam yutkunup zorda olsa konuştu.
