BÖLÜM 13

51 23 0
                                    

Uzun bir aradan sonra yazmaya yeniden başladım arkadaşlar. Keyifli okumalarrr... ❤️

  Gözümü pencereden süzülen ışıkla açtım. Evet açtım... zor olsada açtım ama kendimi odamda değil de daha çok erkek odasında buldum gibi. Ya da ben rüya görüyordum.

  İlk 5-10 dakika etrafımı izledim. Bunların gerçek mi rüya mı olduğunu sorgulamaya başladım. Bu sorgulamamın sonunda kendime çimdik attım ve canımın acısıyla kendime geldim. E tabi birde buranın gerçek olduğunu anladım.

  Yatakta oturur pozisyonu aldım ve ellerimi havaya kaldırarak gerinmeye başladım. Off her yerim ağrıyordu ya. Yorgunluğumun verdiği uyuşuklukla yatağın başlığına sırtımı yaslayıp dizlerimi kendime doğru çektim.

  Odayı incelemeye bu şekilde devam ettim. Sahiden burası neresiydi ya? Korkmadım desem yalan olurdu.

  Odayı biraz daha incelediğimde küçük bir koridorun sonunda banyo olduğunu anladım. Ama korkudan kıpırdayamıyordum. Hâlâ etrafıma salak salak bakınmakla meşguldum.

  Ben etrafıma bakınırken banyo olduğunu düşündüğüm yerden Demir çıkalgeldi. Oha! O da ne?! İnşallah yanlış görüyorumdur ya da rüyadayımdır. Allah'ım n'olur bu ikisinden birisi olsun.

  Demir yarı çıplak karşımda duruyordu. Onu bu hâlde görür görmez çığlığı basıp yorganı suratıma doğru çektim.

  Demir'in erkeksi kahkahası kulağıma  iliştiğinde yorganın altından "ne sırıtıyorsun be manyak?! İnsanın karşısına birden böyle çıkılır mı?!" diye çemkirdim. Yorganın altından konuştuğum için sesim boğuk çıkmıştı.

  Demir sırıtarak -ki bunu sesinden anladım- "ay pardon ya kusura bakma  senin karşına böyle çıkmamalıydım. E tabi sende haklısın hayatında hiç benim vücudum gibi kaslı, baklavalı bir vücut görmediğin için bu hareketleri sergilemen çok normal." dedi.

  Ay kendini övmese olmuyordu sanki. Kendini beğenmiş ne olacak..?

  Sinirli bir ses tonuyla "ay kendini övmeden de edemiyorsun yani, git şu üzerini giyin!" dedim yorganın altından.

  Demir birden üzerimdeki yorganı çekip dikkatimi ona vermemi sağladı. Küçük çaplı bir çığlık atıp gözlerimin önüne ellerimi siper ettim. Demir hâlâ pişmiş kelle gibi keyifli kahkahalar atıyordu.

  "Ya Ada altımda pantolonumun olduğuna şükür etmiyorsun da gelip çıplak vücuduma laf ediyorsun." dedi.

  Sinirli bir şekilde ellerimi gözümûn önünden çekerek "yuh artık ya! Bir de olmasaydı pantolonun, tövbe estağfurullah" dedim.

  Pis pis sırıtarak dolabına doğru yürüdü. Dolabının kapaklarında ayna olduğu için vücudunu net görebiliyordum. Demir gerçekten yakışıklıydı. Bunu inkar edemezdim.

  Aynadan Demir'le göz göze geldiğimizde "sana benden etkileniyorsun desem inkar etmek için tonlarca laf cambazlığı yapacaksın bu yüzden susuyorum." dedi ve kıyafet almak için gözlerini kıyafetlerine dikti.

  Ne dediğini daha yeni idrak ettim ve "sen kendi kendine gelin güvey oluyorsun canım benim" dedim.

  "Dün gece uyuduğunda bana sarılırken hiçte öyle demiyordun ama." dedi keyifli keyifli.

  Yok artık bunuda yapmış olamazdım. Tabi ki altta kalmayacaktım. "Ne alakası var be?! Öyle bi' şey yaptıysam uyku esnasında yapmışımdır ki ben öyle bi' şey yapmam." dedim bilmiş bilmiş.

  Demir'de üzerine beyaz bir tişört geçirirken "ya tabi tabi." dedi gamzelerini belirtir bir şekilde gülerek.

  Ciddiyetimi takınarak "ya sahiden biz buraya nasıl geldik" dedim yataktan ayaklarımı sarkıtırken.

İNTİKAM ATEŞİ Where stories live. Discover now