BÖLÜM 16

43 21 1
                                    

Herkese merhaba. Kitabımı iki üç kişi okusa da takılıyorum kendi halimde dksjsksksl. Neyse iyi okumalar... ❤️

  Uyandığımda kendimi sandalyeye bağlanmış bir biçimde buldum. Her yer karanlıktı, sadece küçük bir pencereden ışık süzüyordu içeriye. Etrafıma bakındığımda kimse yoktu, Demir de...

  Git gide korkum büyümeye başlamıştı. Bir anda Demir'in sesini duydum. "Adaaa! Adaaa!" Demir'in bana seslendiği duyunca hemen bende bağırdım "Demiiir! Burdayııım!" Demir'in sesi git gide yaklaşmaya başlamıştı.

  Bu bir nebze de olsa içimi rahatlatmıştı. Sonra karanlık odanın kapısının açıldığını gördüm. Bunu görmemle kafamı sol tarafa çevirmem bir oldu. Çünkü kapıdan gelen ışıklar gözlerimi acıtmıştı. Kimin geldiğini görememiştim.

  Git gide ayak sesleri bana yaklaşıyordu. En sonunda yanıma gelip önümde diz çöktü. "Ada" bu ses... Bu ses Demir'in sesiydi. Bende büyük bir hevesle "Demir" diyerek kafamı önümde diz çökmüş olan Demir'e çevirdim.

  Demir'e sarılmak istemiştim ama içinde bulunduğum durumdan dolayı sarılamamıştım. Demir bana gülümseyerek "kurtaracağım seni" dedi ve ayaklarımdaki ipi çözmeye başladı. O sırada Demir'in arkasında bir adam belirdi ve elindeki silahı Demir'in kafasına yasladı. Demir kafasına silah dayandığını hissedince öylece kalakaldı.

  Bense adama yalvarmaya başladım. "N'olur bizi bırakın, yalvarırım ona bi' şey yapma" dediysemde pek bi' işe yaramadı. Ben gözlerim yaşlı Demir'e bakarken adam birden tetiğe bastı ve Demir yere yığıldı. Demir'in o hâlini görür görmez "Demiiirr!" diye bağırmam bir oldu.

  "Demiirr!" diye bağırarak uyanmıştım. Uyandığımda soluk soluğa kalmıştım. Hemen babam geldi yanıma. Ben etrafımı inceleyip ne olduğunu anlamaya çalışırken babam da bana su getiriyordu. Babamın verdiği suyu içip bardağı babama uzattım. Babamda bardağı sehpaya koyup yanıma geldi.

  Babam yanıma oturup "kızım iyi misin?" dedi. Bende babama bakarak "n'oldu bana baba?" dedim. Babam "sizi Demir'le birlikte eski depo gibi bir yerde baygın halde bulduk. Sonrada hemen hastaneye getirdik. Şimdide gördüğün gibi bu hâldesiniz işte" der demez "Demir?" dedim.

  "Demir nasıl baba, o iyi mi?" dememle babamın yerinden fırlayıp konuşması bir oldu. Ben yatakta oturur pozisyondaydım. "Hâlâ bana o çocuğu sorduğuna inanamıyorum Ada?! Üstüne gelmiyim gelmiyim diyorum ama beni çıldırtıyorsun kızım ya!" Bende aynı babamın bana bağırdığı gibi bağırarak "ya ben senin şu Demir takıntını anlamıyorum baba! Sen niye 'Demir' deyince kendini kaybediyorsun ki anlamış değilim doğrusu" dedim.

  Babamda daha sakin konuşarak "kızım benim bi' bildiğim var ki sana o çocuktan uzak dur diyorum ama sen maşallah nerde Demir oraya uçuyorsun. Asıl sana sormalı senin bu Demir merakın ne?" demesiyle benim duraklamam bir oldu.

  Ama sonrasında kendimi toparlayıp konuşmaya başladım. "Baba gerçekten saçmalıyorsun, yeter artık!" dememle babamın yükselmesi bir oldu.

  "Ben saçmalıyorum öyle mi?! Kızım sen buraya geldikten hatta o Demir denen çocukla tanıştıktan sonra bayağı bir değiştin. Zaten başına ne geliyorsa bu çocuk yüzünden geliyor. Onunla okuldan kaçtın, disiplin suçu aldın, şimdide hastanelik oldun! Bak ben ne yapıyorsam senin iyiliğin için sana zarar gelmesin diye yapıyorum!"

  Ben "baba seni anl-" derken babam sözümü keserek "ben onu bunu bilmem Ada. Eğer sen hâlâ bu çocukla konuşmaya devam edersen tasımı tarağımı toplarım, seni de alırım, burdan çeker giderim haberin olsun!" diyip odadan çıktı.

İNTİKAM ATEŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin