BÖLÜM 4

107 38 0
                                    

Erik dalı gevrektir, erik dalı gevrektir"Allah n'oluyor lan?!" Allah'ım yarabbim sabah sabah kulaklığımda erik dalı çalıyor ya. Gece uyurken kulaklığımı takıyorum, duygusal şarkı açıyorum. Sabah çalan şarkı erki dalı, bu ne yav. Neyse okula geç kalıyorum en iyisi hemen hazırlanayım bari.

  Yatağımdan zor da olsa kalktım ve ilk önce odamda bulunan banyoya gittim ve rutin işlerimi hallettim. Sonra tekrar odama gelip dolaptan okul formalarımı aldım ve giyindim. Sıra saçlarıma gelmişti. Saçlarımı düzgünce taradım ve fön çektim. Sonra çantamı alıp aşağıya indim. Kahvaltı hazırdı ama ortalıkta babamı görememiştim. Masaya yaklaştım ve masanın üzerinde küçük bir kağıt gördüm. Kağıdı elime alıp yazılanları okumaya başladım.

  NOT: Ada, acilen işim çıktı gitmek zorunda kaldım. Sen kahvaltını yap ben şirketteyim kızım. Afiyet olsun! :)

                                       ÇETİN DENİZER

  Babamın yazdığı notu okudum ve masaya bıraktım. "Anlaşılan işler yine sıkışmaya başladı. Neyse ne yapalım, bizde kendimiz kahvaltı ederiz artık mecbur." dedim ve kahvaltımı hızlı bi' şekilde yapıp evden çıktım.

                              ***

  Okula geldiğimde acayip şaşıracağım bir olay oldu desem yalan olur. Yine aynı sıkıcılık ve yine aynı şeyler. Üstüne üstlük ilk iki dersimiz matematik. Ağlayacağım ya. Neyse çekeceğiz artık. Ayaklarım geriye gide gide, canım istemeye istemeye sınıfa girdim. Evet her şey normaldi tâ ki sınıfa girene kadar. Sınıfa girer girmez kafama kağıttan yapılmış küçük top fırlatıldı. Top kağıdın geldiği yöne doğru baktığımda Çağla pis pis gülüyordu Doruk ise yanıma doğru geliyordu. Doruk yanıma geldiğinde "ya çok özür dilerim Ada. İsteyerek olmadı, kazaydı." dedi. "Tamam, sorun değil" dedim gülümseyerek. Çağla'ya baktığımda bana hâlâ pis pis sırıtıyordu. Sırıtmasının verdiği gıcıklıkla konuştu. " Ya bırak Doruk ya, Ada'nın zırlamasını mı dinleyeceksin? Az daha konuşursan ağlayacak velet."

  Ne?! O bana velet mi demişti? Şimdi ben bunun saçını başını yolmaz mıyım?! Tabiki de yolmam çünkü ilk atağı ben yapmış olacağım ve haliyle kavgayıda ben çıkartmış olacağım o yüzden sadece sözlü laf sokacağım.

  Sinirlendiğimi belli etmemeye çalışarak ve gıcık olduğumu düşündüğüm bir şekilde "aynen Doruk bırak ya benim zırlamam değil kükremem dinlenir." dedim. Ben bunu der demez sınıfta bir "ooo" sesleri duyulmaz mı? Bunu duyan Çağla sinirlenip küplere binmez mi? Çağla sinirinden elini yumruk yapıp sıktı ve sustu. Bende havalı bir şekilde salına salına yerime geçtim.

  Bu olaylar yaşanırken Demir'in bakışları benden hiç ayrılmadı. Ben ona arada bakıyordum göz göze geldiğimizde utandığımdan bakışlarımı hemen başka tarafa çeviriyordum.

  Yanına oturduğum Didem "ooo kanki sende de ne laflar varmış kız" dedi. Bende gözlerimi devirerek "aman Didem, altta kalmamak için söylenmiş bir laf sadece. Abartmayalım bu kadar." dedim. O da konuyu kapatmak istediğimi anladığı için "iyi aman tamam, bir şey demedim." dedi ve ağzına yine hayali bir fermuar çekti.

  2 saatlik matematik dersinden sonra çalan zille bizim sınıftakiler ahırın kapısı açılmış koyunların çıkışı gibi sınıftan çıktılar. Biz de Didem ile hava almak için bahçeye çıkmıştık. Bir bankta otururken karşı duvarda duran Demir ve arkadaşları dikkatimi çekti. Doruk, Ege ve Elif koyu bir sohbet içindeydiler. Demir tüm dikkatini bana vermiş beni izliyor, Çağla ise çatık kaşlarla bir Demir'e bir de bana bakıyor. Anlamadığım tek şey Demir neden bugün beni izliyor? Demir ile 5 saniye bakıştıktan sonra bakışlarımı Didem'e çevirdim. O da bana dün ki mağazada yaşadığı olayı anlatıyordu.

İNTİKAM ATEŞİ Where stories live. Discover now