"Yardıma ihtiyacım var."

"Sence yardım edecek kadar kafam çalışıyor mu strateji konusunda?"

"Tamam o zaman bana stratejik düşünen birini bul."

"Ha?" Levi dimdik ve savunmacı bir tavırla döndü ama Erwin'in gülümsemesini görünce yüzündeki öfke silindi.

"Armin'i çağır." dedi Erwin. "Satranç oynamak istiyorum."

-

Armin odaya girdiğinde Erwin satranç tahtasını kurmuş taşları yerleştiriyordu. Oğlan komutanının bir eliyle taşları yerleştirmesini izledi. Diğer kolu Hange'nin omzuna doladığı doğaçlama bir askının içindeydi.

"Otur lütfen." dedi çocuğun kapıdan onu izlediğini gören Erwin.

"Emredersiniz efendim." çocuk başını eğip Erwin'in karşına oturdu.

"Seni rahatsız eden şey ne?" Erwin çocuğun gözlerini takip etti, kol askısına bakıyordu. "Ah bu mu? Önemli bir şey değil. Hange biraz abarttı. Hadi oyuna başlayalım."

Armin başını salladı ve maçın ilk hamlesini yaptı.

Erwin birkaç dakika oynadıktan sonra " Birkaç gün önce Bayan Leonhart söylemek istediğin şey neydi?"

Hareket etme sırası oğlana gelmişti ama eli hareketsiz kaldı. "Hâlâ kanıtım yok ama... Bombaları etkisiz hale getirenin o olduğundan neredeyse eminim."

"Bu ciddi bir suçlama Arlert ama sana inanıyorum"

"Bana inanıyor musunuz?" Çocuğun gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı. "Neden?"

"Çünkü kaybedecek başka bir şeyim yok." dedi ve piyonunu hareket ettirdi Erwin.

"Bu dediğinize pek inanmıyorum efendim." Armin bir nefes daha aldı. Kelimelerini dikkatli seçmeye çalışıyor gibiydi. Sesi ise kulağa hüzünlü geliyordu. "Hepimizin kaybedecek bir şeyi var, farkında olmasak bile."

Erwin sessizleşirken Armin yersiz bir şey söylediğinden endişelenmeye başlamıştı. Erwin'in düşünceli yüzüne kaydı gözü. Komutanının oyuna mı yoksa başka bir şeye mi odaklandığından emin değildi.

"Annie nerede?"

"Diğer hemşirelerle birlikte. Ymir ve Petra ile nöbet değişimi yaptılar." dedi.

"Ya Reiner vd Bertholdt?

Armin gözlerini kıstı, düşündü. "Onları savaş alanında göremedim."

Bu sefer hareketsiz kalan Erwindi.

"Eğer dediğin gibi... Annie bir şekilde bombaları etkisiz hale getirdiyse de bu  Almanların tam yerimizi nasıl bildiklerini açıklamıyor." Erwin filini Armin'in piyonlarından birinin olduğu yere koydu. "Bizi nasıl bulduklarını düşünüyorsun?"

"Birisi iletişim hatlarımızı kullanarak onlara ulaşıyor ve Almanları planlarımızdan haberdar ediyor. En mantıklı açıklama bu."

"Reiner ve Bertholdt."

Armin hamlesini yapmadan önce başını salladı. "Reiner ve Bertholdt."

Erwin piyonlarından birinin daha gidişini izledi "Bundan kimseye bahsettin mi?"

"Yalnızca Mikasa ve Eren."

"Güzel, sandığımdan daha zekisin." Koltuğunda arkasına yaslandı. Tahtaya baktığında çoktan kaybetmiş olduğunu göreceğini biliyordu ama en ufak bir hayal kırıklığı hissetmedi. "Dikkatli olmalısın Armin. Kime güveneceğini iyi bilmelisin. Ben gittiğimde Hange ve Levi'a yardımcı olman gerekecek. Bana söz ver."

1918 •Eruri•Where stories live. Discover now