24 Aralık, Noel Arifesi
Isabel halıda oturup kucağına başını koymuş Furlan'ı saçının ucunu örerken Levi'ın bir tabak kurabiyeyle içeri girmesini izledi.
"Üçümüz arasında ilk kendi evine çıkacak kişinin Levi olacağını hiç tahmin etmezdim." dedi gülümseyerek. Levi gözlerini devirip tabağı masanın üzerine koydu.
Furlan yeni pişmiş kurabiyelerin kokusunu duymasıyla saçlarını Isabel'in elinden kurtarıp dirsekleri üzerinde doğruldu. Masanın üzerindeki kurabiyelere baktıktan sonra özlerini kocaman açıp Isabel'e döndü. "Biri Levi'a büyü yapmış."
Isabel kıkırdayıp Furlan'ı koluna yumruk attı ve ayağa kalkıp masaya koştu. Sıcak kurabiyeyi ağzına atıp çiğnemeden yutmaya çalıştı, tabii ki başarısız oldu.
"İnsan gibi ye." dedi Levi oturduğu koltuktan.
"Ama çok güzel!" demeye çalıştı Isabel ama pek anlaşılmadı.
Furlan, Isabeli kenara itip kendine de bir kurabiye alıp bir ısırık aldı. Gerçekten de çok güzeldi. "Böyle yeteneklerin vardı da bizi niye yıllarca bundan mahrum bıraktın hain!"
Levi omuz silkti. "Sanırım bunun için hiçbir zaman düzgün bir mutfağımız olmadığından."
Isabel odayı inceledi tekrardan. Pencereden, kar tanelerinden oluşan bir perdenin arkasına yarı gizlenmiş karanlık bir gökyüzü görülüyordu. Isabel eskisi gibi derme çatma bir evde yılın bu vaktini geçirmediği için gülümsedi. Gözleri çam ağacına, altındaki hediye kutularına ve süslere takıldı.
"Biz şimdi züppe mi olduk?" dedi birden bire. Yüzünde hayatının ne kadar değiştiğini yeni farketmiş bir ifade vardı.
Levi gülümserken Furlan bir kahkaha attı.
"Ne kadar çabalarsak çabalayalım olamayız." dedi Levi.
"Aa! Sen daha demin bizi mi küçümsedin?" diye bağırdı Isabel sahte bir sinirle.
"Ee Levi, şehirde hayat nasıl?" diye sordu Furlan. “Erwin'den bıktın mı?”
Isabel iç çekti. "Hala Erwin'le takılıp kalmana üzülüyorum." dedi ve Levi'ın çatılmış kaşlarını gördü. "Yanlış anlama! Kaptan tam bir beyefendi ama çok sıkıcı bir adama benziyor. Onunla her gün çalışmanın nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemiyorum."
"Evet..." Levi zoraki bir gülümsemeyle başını eğip halıya baktı. "Yani… o tam bir baş belası ama aslında o kadar da kötü değil…"
Diğer ikisi, içindeki olağandışı nezaket karşısında birbirlerine şaşkına dönmüş bir bakış attılar.
"Züppeler arasında geçen zamanın seni yumuşatmış gibi görünüyor Levi." Furlan küçümseyici bir sesle alay ederek kolunu sıvazladı.
"Siktir git," Levi onu ittirdi ve Isabel'in kıkırdamasına neden oldu.
"Belki de kalbini yumuşatan bir kızdır." dedi Furlan yüzünde bir sırıtışla."Söyle bize, biri var mı?"
Levi onu duymazdan gelerek masadan çay fincanını kapmak için ayağa kalktı.
"Herkes sen değil ya Furlan?" dedi ve güldü Isabel. Levi, Furlan'ı dönüp ne oluyor anlamında göz kırptı.
"Furlan cephesinde bir şeyler var gibi görünüyor. Evet Furlan, seni dinliyoruz."
Furlan yüzü kızarırken kendi kendine güldü ve ensesini kaşıdı. "Yok bir şey. Isabel abartıyor."
Isabel elini göğsüne koyup alınmış bir şekilde baktı. "Abartıyor muyum? Senden ne zaman mektup alsam mektubun yarısı Ilse hakkında. Isabel Ilse şöyle yaptı, Ilse böyle yaptı, Ilse şöyle böyle, Ilse çok güzel, çok zeki-" Isabel devam ederken Furlan Isabel'in ağzını eliyle kapattı.
STAI LEGGENDO
1918 •Eruri•
Fanfictionİngiltere'de yıl 1918 ve savaş yeni bitmişti. Erwin bu savaşta bir kolunu kaybetmişti; Levi ise bundan biraz daha fazlasını kaybetmişti. Birbirlerini son görmelerinin üzerinden iki yıl geçmişti ancak Hange'nin onları tekrar bir araya getirmek için b...
