Hange "Buradaki arazi siperler için uygun değil ama." dedi "Körfeze çok yakınız. Her yerde bataklık var. Etraftan dolaşmamız gerekecek." Haritada parmağıyla alternatif bir yol çizdi.
"Ama bu bir günümüzü daha alır." dedi Levi.
"Ne yapalım." dedi Erwin. "Şafakta yola çıkıyoruz o zaman."
Erwin, Levi tarafından tekrar aşağı çekildiğinde çadırına taşınmak üzereydi.
"Önce bir şeyler ye." dedi sert bir sesle ve ona bir parça bayat ekmek uzattı. "Yürüyüş için enerjiye ihtiyacın olacak."
Erwin tereddütle ona baktı. Midesi, içine sudan başka bir şey sığdıramayacak kadar gergindi. Ancak Levi'ın ruh haliyle uğraşmak daha da can sıkıcıydı. Erwin gönülsüzce sert ekmekten sesli bir ısırık aldı.
Levi dilini şaklattı, Erwin'in ağzının kenarında biriken kırıntıları görünce gözlerini devirdi. Düşünmeden oldukça sıradan bir şeymiş gibi uzanıp kenardaki kırıntıları uzaklaştırdı. Anında yalnız olmadıklarını hatırladı ve gözleri irileşti. Yanlarındaki Hange'nin gözleri daha da irileşmişti.
"Her neyse," Levi onlar bir şey söyleyemeden aceleyle ayağa kalktı
"Siz ikiniz uyumalısınız."
Somme
İngiliz Siperleri
Levi yeni kazılmış siperlerde sabah turuna yeni başlamıştı. Aradan bir hafta geçmiş olmasına rağmen yer hâlâ başladıkları gün kadar soğuk ve ıslaktı; ahşap duvarlar zar zor dayanıyor askerler kürekleriyle toprağı kırarken her yere çamur sıçrıyordu.
Levi cep saatine bakarak, "Hadi daha fazla mola yok." diye bağırdı. Erwin'in planına göre, şimdiye kadar kazdıkları hattın diğer tarafına katılmaya yakın olmalıydılar. Saatini yerine koydu ve kalabalığın toplanmaya başladığı siperlerin diğer ucuna yürüdü.
"Kaptan!" Moblit'in sesini duyabiliyordu, Hange ve Erwin zaten yanındaydı. Yüzbaşı Hannes, birlikleriyle hemen arkalarındaydı.
Başarmışlardı. Sonunda hattın diğer ucuna gelmişlerdi.
Eren'in kendilerine doğru geldiğini görür görmez küreklerini ilk fırlatan Mikasa ve Armin oldu. Levi, Eren'in arkadaşlarıyla yeniden bir araya gelmesini izledi ve ani bir nostaljik duygu göğsünü işgal etti.
"Komutan!" Başka bir tanıdık ses hızla onlara doğru geldi ve tüm kalabalık o yöne döndü. Komutan! İrlanda bölümünden mesaj var!"
"Petra?" Erwin, kızın siperlerden aşağı inmesine yardım etmek için ona doğru koştu. "Ne oldu? Heyetle yarın buluşacaktık."
"Biliyorum!" Nefes nefese bağırdı, bisikletinden inip kenara attı. "Başka bir rota kullanmak zorunda kaldık! Komutan Pixis'in grubu Almanlar tarafından tespit edildi."
"Ne? Hayır, hayır. Bu imkansız. Erwin'in planını bizden başka kimse bilmiyordu.
"Kahretsin!" dedi Levi, "Bu amcıkların her yerde gözleri var."
"Bilmiyorum, çevreyi kontrol ettim, görünüşe göre herhangi bir Alman iletişim hattı yok." Petra hevesle başını salladı. "Alman komutanı. O her şeyi biliyor!"
"Alman komutanı mı?" Diye sordu Hannes
Petra başını salladı. "Fransızlar ona La bête der. Mısır hariç her savaşı kazandı. Ona karşı hiç şansımız yok."
"Canavar mı diyorsun?" Levi bu ismi daha önce birçok kez duymuştu. Ypres'te, Süveyş kanalında. Adamlar ondan korkuyor ve ona hayranlık duyuyorlardı hatta bazıları onun bir tür doğaüstü yeteneğe sahip olduğunu iddia ediyordu. Gülünç gelirdi bu efsanemtrak hikayeleri dinlerken Levi. Abartılmış hikayelerdi sonuçta hepsi. Ancak bazen adamın her seferinde müttefiklerin ilerlemesini nasıl durdurabildiğini merak ediyordu. Levi, tek bir adam değil de bir grup insan olduğu teorisine inanıyordu çünkü tek bir kişi onları aynı anda farklı cephelerde nasıl yenebilirdi? İnsanlar bu Alman komutanını uzun boylu, sakallı ve kendine has gözlükleri olan bir adam olarak tanımlıyordu: Bazen yaşlı, bazen genç, bazen de kadın olduğu bile söyleniyordu. Ama Levi onu bir kez savaş alanında gördüğündeni emindi. Levi Mısır'da kum tepelerinden aşağı koşarken gördüğü adamın gözlerindeki nefreti hatırladı. Oydu. O olmalıydı. Neredeyse canını alacak olan, Erwin'in stratejisini neredeyse alt etmeyi başaran adam, İngiliz birliklerini her ilerlediklerinde durduran adamdı.
YOU ARE READING
1918 •Eruri•
Fanfictionİngiltere'de yıl 1918 ve savaş yeni bitmişti. Erwin bu savaşta bir kolunu kaybetmişti; Levi ise bundan biraz daha fazlasını kaybetmişti. Birbirlerini son görmelerinin üzerinden iki yıl geçmişti ancak Hange'nin onları tekrar bir araya getirmek için b...
