Siperlerin bir ucunda, Levi sigarasını yakmak ve bir şişe bira içmek için tahtanın üzerine uzanmıştı.
"Son zamanlarda çok içiyorsun." Erwin'in sesini duyunca irkildi ama ona dönmedi.
"Tch, sen de mi?" Levi alay etti, "Dört göz mü şikayet etti?"
"Hayır." Erwin yanına oturdu.
Levi, birasından bir yudum daha almadan önce başını salladı. Rahatlamak için gözlerini kapatmıştı ama rahatlatıcı sessizlik uzaktan gelen seslerle bozuldu. Jean ve Eren yine kavga ediyordu.
"Hey, siz ikiniz! Yine ceza mı istiyorsunuz?"
"Hayır efendim!" dedi Eren.
"O başlattı!" Kendini savundu Jean.
"Kimin başlattığı sikimde değil." Levi ayağa kalkıp bir çift kürek aldı. İkisine doğru yürüdü ve kürekleri uzattı. "Kazın."
"Al işte senin yüzünden!" Jean Eren'i itti diğeri daha da sert bir itmeyle cevap verdi. On saniye geçmeden ikisi de yerde çamurla kaplanmış haldelerdi. Birbirlerine vurmaya çalışıyor ama başaramıyorlardı. Hamleleri benzerdi çünkü.
Erwin, köşesinden onların kavga etmelerini keyifle izledi. Genç adamların birbirlerini yere çivilemeyi her başardıklarında sırıtışları oldukça tanıdık görünüyordu. Ona Levi'ın her şeyi yumruklarıyla çözdüğü günleri hatırlatıyordu.
Levi onları ayırmak için uzanmıştı ki Erwin'in sessiz kahkahası onu durdu. Diğer ikisi bile birbirlerine vurmayı kesmiş, komutanlarına bakıyordu.
Levi bir süre ona baktı, onu en son ne zaman gülerken gördüğünü hatırlamaya çalıştı. Kocaman gülümsemesinin, kusursuz beyaz dişlerinin üzerinde uzanan dolgun dudaklarının ne kadar büyüleyici olduğunu neredeyse unutmuştu.
"Komik olan ne?" Levi ofladı ve diğer ikisi üstlerini silkeleyerek ayağa kalktı.
Erwin başını salladı "Bana sadece bir şeyi hatırlattılar, hepsi bu." dedi.
"Neyi?" Levi kürekleri duvara dayadı, Erwin'e tam olarak ne düşündüğünü anlamak için huzursuzca sorular sormadan önce gözleri kısıldı.
Diğer ikisi, komutanları ve kaptanlarını meraklı gözlerle izliyordu.
"Kaptan son zamanlarda tuhaf davranıyor." diye fısıldadı Eren.
Jean başını salladı "Sana katılmaktan nefret etsemde haklısın. Oldukça garip..."
Levi onlara dönene kadar bakmaya devam ettiler.
"Siz ikiniz neye bakıyorsunuz?" Homurdandı, kaşları seğirdi. "İçeri dönün."
1 Temmuz, 07:30
"Dikkat!" O sabah, siperlerin üzerinde ve dikkatle dinleyen askerlerinin önünde şafağın altın ışıltısı saçlarını okşarken Erwin bağırdı.
"Bu ünlü Alman komutana İngiliz ordusunun ne olduğunu gösterme şansımız."
Siperlerde tezahüratlar yankılandı ve Erwin'in kalbi gümbürdedi
"Kaptan Levi." Erwin ona döndü "İyi şanslar. Diğer uçta görüşürüz."
Levi siperlerden ona baktı ve onaylayarak başını salladı. "Sizde dikkatli olun."
"Kalbinizi adayın!"
Erwin atına binerek süvarileri tarafsız bölgeden Alman topraklarına doğru sürükledi. Levi onun bir yokuşun arkasında kaybolmasını izlerken Erwin'in ondan belki de sonsuza kadar uzaklaşmış olma ihtimali göğsünü daraltıyordu.
YOU ARE READING
1918 •Eruri•
Fanfictionİngiltere'de yıl 1918 ve savaş yeni bitmişti. Erwin bu savaşta bir kolunu kaybetmişti; Levi ise bundan biraz daha fazlasını kaybetmişti. Birbirlerini son görmelerinin üzerinden iki yıl geçmişti ancak Hange'nin onları tekrar bir araya getirmek için b...
