-Regulus Acturus Black part3-

696 67 8
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Burada bence her zamankinden daha fazla Regulus Vibe'ı veriyor...

***

Vücudun seni tutmuyordu. Her yerin zangır zangır titrerken çatık kaşlarınla bir adım atmaya çalıştın.

"Sen, senden nefret ediyorum!" Rabastan'ın üzerine yürüdün ve elini tokat atmak için kalırdın. Elini tuttu ve seni kendine çekti. Ondan iğreniyordun.

"Buna alış Mcrory. Sevdiğin kişiyle bir muggle olduğunda evlenebilirsin. Bunlar ancak o aptal aşk romanlarında olur." Regulus onun kolunu senden çekti ve yüzüne yumruk attı. Daha fazla takati kalmamıştı.

"Seni o*ospu çocuğu!" İkinci yumruğu hızla Lestrange'e inerken nefesini tuttun. Ne yapacağını bilmiyordun.

"Regulus yapma! O pislik ona temas etmeni bile haketmiyor." Yerde uzanan Rabastan güldü, "Evet tatlım. Ama benim sana dokunabileceğim gerçeği onu biraz agresifleştiriyor olmalı." Regulus bir yumruk daha attığında kolundan tutup üstünden almaya çalıştın.

"Reg yapma! Bırak lütfen!" Öfkeden gözü dönmüş gibiydi. Astronomi kulesi tüm bahçeyi görüyordu. Aynı zamanda başkaları da burayı aşağıdan görebilirdi. Kimsenin sizi işlemediğinden emin olmak için aşağıya baktın.

Çapulcular ve üst Slytherin mertebesini gördüğünde gözlerin açıldı. Derin bir kavga içindeydiler. Yumrukla başlayan kavgaları büyük lanetler ile devam ediyordu. Okuldan mezun olmalarına son bir sene kalmış ölüm yiyenler daha acımasızdı.

Ailen yüzünden o pisliklerden biriyle evlenmeyecektin. Ancak kaçsan bile Rabastan seni bir kere takıntı haline getirmişti. Peşini bırakmayacaktı. Herkesin, hatta profesörlerin bile gözü aşağıda ki kavgadaydı.

Yapacağın şeyi son kez gözünün önünden geçirdin. Derin bir nefes alıp içeriye baktın. Rabastan üste çıkmayı başarmış ve Regulus'a ağır yumruklarını sallıyordu. Az önce ki alaylı halinden eser yoktu. Ona vurduğunda içinde ki öfkeyi hissettin.

Asanı kaldırdın ve kıyafetlerine tuttun.

"Wingardium leviosa!" Kıyafetlerinden dolayı havaya uçan Rabastan neler olduğunu kavrayamadı. Regulus ne yapmaya çalıştığını anlamadı, korkuluklara yaklaşan Rabastan'ın çığlığını kimse duymadı. Gürültü o kadar yüksekti ki.

Regulus seni durdurmak için hamle yapmadı. Ne olacaksa olsundu. Sevmediği birisiyle evlenecek değildi, sen onun için bunu yaparken olmazdı. Kenardan uzaklaştın ve Regulus'un kolunu tutup merdivenlere yöneldin. Hala Rabastan'ı tutuyordun.

Merdivenden inmeye başladığında büyüyü çektin ve son anda aşağıya uçan Lestrange'ı gördün. Koşarak aşağıya indiğinizde çok hızlıydınız. En sonunda aşağıya indiğinizde kimse sizi farketmedi. Etrafta çığlık atanlar ve korkuyla terasa bakanlar doluyken mümkün görünmüyordu zaten.

Regulus ile bir bakış paylaşınız, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

***

Elini tuttuğun sevgilinle koşuyor ve düşmemek için çaba gösteriyordun. Burada hafifçe duraksasan bile sonunuz olurdu. Lestrange ailesi Rabastan'ın katilinin siz olduğunu öğrenmişti. Peşinizde birkaç ölüm yiyen ile koşuyorlardı. Karanlık ormanın ilerisini göremedikleri için cisimlenemiyorlardı. Eh, bundan şikayetçi olacak değildin.

Regulus ailesinin kadim kütüphanesinden faydalanıp annesinin gereksiz dediği kitabı okumuş ve gece görüşü büyüsünü yapmıştı. Sen kendine yapamadığın için onun önderliğinde koşuyordun. O senden daha gergindi.

Elleri terlemişti ama kayıp elinden gitmeni istemediği için sımsıkı tutuyordu.

"Az kaldı sevgilim. Güvenli yere yaklaştık." Kalbin korkuyla çarparken elini mümkünse daha fazla tuttun. Hızlı vücudu seni de beraberinde sürüklediği için bayağı bir öne geçmiştiniz.

Arkalardan hala ses geliyordu. Büyük bir meşe ağacı gördüğünüzde Regulus ağacın içine büyüyle oyuk açtı. Biçim değiştirme de ilizyon derslerinden olağanüstü almıştın. Bunun en büyük faydasını şimdi göreceğini o zamanlar bilmiyordun ama biçim değiştirmeyi seven o kıza binlerce kez teşekkür ettin.

"Occilus mempira!" Turuncu ışık oyuğu dışarıdan hiç yokmuş gibi gösteriyordu. Ölüm yiyenler önünüzden geçip gittiğinde kıvırcık saçlı bir kız ağacın etrafında hafifçe durdu.

Bellatrix Lestrange -Rodolpus ile yeni nişanlıydı ve büyük ihtimalle onlardan biri olduğunu göstermek için gelmişti - bir köpek gibi havayı kokladı. Yavaşça ağaca yaklaştı. Dokunmaması için dua ettin. Sonuçta sadece ilizyondu. Dokunursa ortadan kalkardı.

Sihiri hissetmiş gibi şaşkınlıkla geri çekildi, "Reg?" Elini uzattı ama geri çekti. İsteseydi sizi tek başına indirebilirdi. Bunu biliyordun. Ama yapmamıştı. Gözleri sizin üzerinizdeyken bağırdı, "Gitmişler! Geri dönüyoruz." Lestrange ailesi homurtu çıkarsa da ona karşı çıkmadılar. Bellatrix ağacın önünden uzaklaşırken son kez fısıldadı.

"Beni buna pişman etme kuzen." Ve göz kırptı. Pekala bunu Regulus bile beklemiyordu. Derin nefes aldığınızda Regulus'un hiç bırakmadığın elini kendine getirmek istercesine sıktın, "Gidelim sevgilim." Sana kafasını salladı ve alışık olmadığın tüpten geçirilme hissini yaşadın.

O günden sonra Black ailesi gizliden sizinle konuşur olmuştu. Safkan olduğun için sorun yoktu. Ailen bilinen bir aileydi. Lestrangeler ile araları tahmin edilir biçimde açılmıştı. Kimsenin bunu önemsediği yoktu. Orion ve Walburga Diagon yolunda gezdiklerinde onlardan birkaç kötücül bakış alsa da harekete geçirecek kadar güçlü değillerdi.

Gelinlerinin bir Black olduğunu varsayarsak daha da düşman kazanmak istemiyorlardı.

Yılların ardından küçük Alphonse dünyaya gelmişti. Lestrange ailesi hapiste çürürken sen ve Regulus sonunda nefes alabilmiştiniz. Birlikte Grimmauld meydanındaki eve yerleştiniz. Yaşlanmış Walburga Black sizi ve küçük Alphonse'yi çok iyi karşılamıştı.

***

Bellatrix piçsin ama bu hikayede seni mal birisi yapmamaya karar verdim.

Bu hikayenin devamı gelmeyecektir.

Mutlu son istediniz diye yazdım jwjckckekekdke

multifandom- sevilen karakterlerWhere stories live. Discover now