~Sirius Black-Deniz Kızı 'part3'~

959 56 13
                                    

YN'nin anlatımı;

Annem günlerdir bana bacak büyüsünü öğretmeye çalışıyordu. Bir kez büyüyü yapmayı başarırsam istediğim süre boyunca öyle olabilecektim. Sonra tekrar denizkızı olmak istediğimde olabilecektim. O kara çocuğunu elde etmek için çok heyecanlanıyordum.

3 gün sonra...

Sonunda bacaklarımı çıkarabilmiştim ancak suyun altında eskisi kadar nefes alamıyordum. En fazla 15 dakika nefes alabiliyordum ve kesinlikle konuşamıyordum. Kuyruğum gittiği için haliyle suyun altında nefes alamazdım. Sonra tekrar deniz kızına dönüştüm. Annem gururla yüzüme baktı.

"Başaracağını biliyordum tatlım. Umarım orada rahat edersin. Kimseye kimliğini söyleme, inci büyüsünü yapmamaya dikkat et çünkü seni inci üretirken görürseler benim soyumdan olduğunu anlarlar." Ona kafamı salladıktan sonra sıkıca sarıldım.

"Endişelenme anne. Onlara kolay adapte olabileceğimi biliyorsun. Onların sandığının aksine biz balık hafızalı değiliz. Bir kere öğrendimi bir daha unutmayız."

Zamanında onun yaptığı konuşmayı tekrarladığımı farkedince gülümsedi.
Onunla vedalaşıp suyun derinliklerine yüzdüm. Suyun en dibine diğer deniz türlerinden hiçbiri yaklaşamazdı. Onların yapısı basınca dayanamazdı çünkü, ama ben sıradan bir deniz kızı değildim. Kraliyet varisiydim ve bu beni her konuda ilk sırada yapıyordu.

Suya düşen her şey dibe çöktüğü için tüm hazineler derinliklerde korunurdu. İnci büyüsü bu basıncı güçlendiren bir diğer faktördü tabiki.
Denizin dibine çöktüğümde her tarafta yukarıdaki ışıktan hiç nasibini almamış çil çil altınları gördüm. Genişletilmiş bir keseye altınları doldurdum.

Karaya çıktığımda işime yarayacaktı. Bir başka keseye değerli mücevherler koymaya karar verdim çünkü denizin etrafındaki bacaklılar (çoğunlukla yeşil giyinenler) süslü takılar takmayı seviyorlardı. Bende burdan yola çıkarak mücevherlerimle onları etkileyebileceğimi düşünüyordum. Gerçi deniz kızı büyüm olmasa bile onları her türlü kendime çekerdim.

Gözlerim ve saçlarım için bilindik tılsımlar kullandım. Karada ki büyücüler bu tılsımları asaları ile yapamazdı. Kibirle saçlarımı savurdum. Suyun altında saçlarım savrulurken komik göründüğü için kıkırdadım. Karadaki insanlar bunu çok sık yapıyordu.

***

Annemin bana insanlar hakkındaki verdiği tüm bilgileri kafamda tutmam zor olmuyordu. Okul hakkındaki tüm bilgileri bana üşenmeden anlatmıştı. Evet yanılmadınız, tüm bilgileri...
'Hogwarts: Bir Tarih' isimli kitabı bir kez okuması yetmişti ezberlemesi için. Bir kez de resimli bir ansiklopedi okutmuştu.

Hogwarts'ın her bir köşesi hakkında bilgi veriyordu. İhtiyaç odasının yeri, mutfak, Hufflepuff binasına giriş şekli, binaların ortak salonları...
Her birinin nasıl resimli olduğuna şaşırıyordum. Annem bana bu kitabı karada yaşamaya karar vermiş bir deniz kızının yazdığını söyledi. O dünya hakkında her şeyi biliyormuş.

Diagon yolunu, nasıl asa alabileceğimi, Grinngotts'u, herşeyi öğrenmiştim. Yerlerini bile neredeyse biliyordum. Bu kitap çok işime yaramıştı. Sadece kıyafet bulma sorunu vardı çünkü bacaklarım çıktığında çıplak oluyordum. Çıplak bir şekilde kıyafet aramak çok dikkat çekerdi.

Annem yanıma bir kaç kıyafet ile geldi. Suyun altında oldukları için haliyle ıslaktı. Onları elime alıp karaya yaklaştım. Annem bana uzaktan el sallıyordu. Gözlerinin etrafından yukarıya doğru baloncukların süzüldüğünü görünce ağladığını tahmin ettim ve ona gülümsedim. Kuş yuvadan uçtu ana, ya da denizden.

multifandom- sevilen karakterlerWhere stories live. Discover now