-Sirius Black part 3-

820 54 6
                                    

Gif bulamadım hehe-

***

15 yıl sonra...

Harry son senesini okurken mutlu olduğunu söylemek istiyordu, ama mutlu hislerinin yanından bile geçmiyordu. Dumbledore öldürülmüş, ve Lord Voldemort başa geçmişti. Bakanlık çökmüş, zavallı gibi ölmemek için yalvararak duruma gelmişti. Ailesi bir şekilde onu olaylardan uzak tutmaya çalışıyordu ama bir yere kadardı. Herkes çocuklarını Hogwarts'a göndermeye devam etmek zorundaydı.

İsyan eden ve kaçıp giden aileler bulunup öldürülmüş ve ardından çarmıha gerilip Diagon yolunda sergilenmişti. Herkes korkunç yılların onları beklediğinin bilincindeydi. Hogwarts müdürü olarak başa Severus Snape geçmişti. Voldemort Hogwarts'ı kontrole geliyordu ama şaşırtıcı bir şekilde öğrencilere görünmeden ortadan kayboluyordu. Sadece zangır zangır titreyen camlardan anlıyordu onun burada olduğunu herkes.

Öğretmenlerin istifa etmesi bir yana , okuldan ayrılmaları dahi yasaktı. Mcgonagall öğrencileri için çok korkuyordu. Ellerinde hiç ümit kalmamıştı.

Büyücü dünyasında herşeye rağmen birbirini düşünmekte olan Sirius Black ve YN Dword imkansız aşklarını sürdürmeye uzaktan devam ediyorlardı. İkisi de yaşlarını almış ama güzelliklerinden birşey kaybetmemişti. Sirius bir yandan olan her şeyden sevgilisini suçlasa da bir yanı ona kıyamıyordu. Ne halde olduğunu merak ediyordu. Onu bulmak istiyordu ama elinden birşey gelmezdi...

***

Kız korkuyordu. Olacakları biliyordu ama olduğunda daha fazla kötü hissetmekten kendini alamıyordu. Adam her geçen gün güçlenmiş ve büyücü dünyasını alt üst etmişti. Şimdiden tutsak tutulan muggle doğumlu büyücüleri kavga ettirmek için büyücü düelloları hazırlaması yapmaya başlamışlardı. Olacak şeyler gözünü korkutuyordu. Bu hayatı yaşamak istemiyordu. Ne tek olduğu yaşamında, ne de gelecek nesillerde bu hayatın sürmesini istemiyordu.

Gerekirse ölmeliydi. Sirius zamanında ona böyle söylemişti. Birbirimizi korumak için gerekirse ölmeliyiz. Ne kadar bu totemi kız arkadaşının uygulayacağını düşünmeyerek söylese de kız Sirius'un haklı olduğunu biliyordu. Yıllarca korkak gibi saklanmıştı. Vordemort başa geçtiğinde kendisine söz verdiği gibi onu kraliçe ilan etmişti. Hiç kimse ona saygıda kusur etmiyordu.

Ama bu hayatı kadın istemiyordu. Yanında olmayı istediği bir kişi vardı ve daha sonra yüzüne bakacak cesareti olursa onu ölümden sonra bekleyebilirdi. Eline asasını aldı. Yapması gerekeni biliyordu. İhtiyacı olan şeylerin yerini de biliyordu... Umuyordu ki eğer ölürse bir işe yarasın.

***

Yapmıştı. Voldemort'un hortkuluklarını yok etmişti. Daha da geç olmadan yapmak zorundaydı zaten. Voldemort Hogwarts'tayken hissettiği keskin acının ardından en sadık hizmetkarına hortkuluklarının yok edildiğini hissettiğini söylemişti. Severus Snape bunu fırsat bilip öldüren laneti onu alnının çatısına yollamıştı. Herşey çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşmişti.

Hogwarts'a cisimlenen kız yeni okul müdürünü gördüğüne etrafta uçuşan tozları da görmüştü. Severus'un bunu yapacağını görmüştü ama kendi gözleriyle görmek başkaydı. Eskiden düşman olduğu adama koştu ve sarıldı. Bu süreçte sohbet edebileceği tek kişi olmuştu neredeyse. Hıçkırıklar boğazını yırtıyordu. Havada uçuşan kara bulut dağıldığında büyücü dünyası şaşkındı.

YN, Severus ile birlikte bakanlığın önüne cisimlenip halka herşeyi anlatmıştı. Kalabalıkta gördüğü bir çift mavi göz alkışları ve mutluluk nidalarını duymasını engelledi. Yıllar sonra... Kalbi ilk kez sevgiyle titredi. Nefesini tuttuğunu farketmemişti. Sirius kırgın gözlerle sevdiği kadına bakıyordu. Kalabalıktan çekildi ve tenha bir sokağa geçti.

Hala yirmilerinde görünen genç kadın adamın peşinden koştu.

"Sirius! Yalvarırım bekle!" Kadın haykırdı. Sirius göz yaşlarını umursamadı ve ilerlemeye devam etti, "Zamana ihtiyacım vardı, anlamıyor musun? Ne kadar güçlü olduğunu. Her an düşüncelerime bile mukayyet olmak zorundaydım. Bana güvenmesi gerekiyordu-" Sirius öfkeyle arkasını döndü ve bağırdı, "Bahane bulma YN! Bunca zamandır? Bunca zaman sonra mpneden yaptın? Onlarca, binlerce kayıp olmadan? Dostlarımızı kaybettik. Peter öldü!" YN gözyaşlarını tutamadı. Daha gerçeği bile bilmiyordu.

"Onu ben öldürdüm! O ölüm yiyenlerin içerisinde onu gördüm Sirius. Benim aksine o gerçekten ihanet ediyordu. Sordum biliyor musun? Ona sordum, neden dedim, bana dediği tek şey artık çapulcuların dışında başka bir şey ile daha anılmak istediğini söyledi. Kendi başına anılmak istediğini, güçlü olmak istediğini söyledi. Bende onu öldürdüm!" Sirius duyduklarına inanamıyordu. Peter? O... Yapmış mıydı gerçekten?

"Ne?" Sesi bitikti. Az önce bağıran o değilmiş gibi. Omuzları düştü, "Doğruyu söylüyorum. Zorla tutulmuyordu. Bizzat kendi ayaklarıyla gelmişti oraya. Bana benim gibi olmak istediğini söylediğinde kendimi tutamadım." Sirius yere çöktü. Öğrendiği şey kalbini sıkıştırıyordu. Kız umudu olduğuna inanarak yanına yaklaştı.

"Özür dilerim Sirius. Lütfen, daha fazla ayrı kalmayalım. Beni affet." Sirius göz yaşlarını umursamadı ve sevdiği kadını koynuna çekti. Kokusunu çok özlemişti. Onu sağlıklı görmeyi, onu görmeyi... Çok özlemişti. Bu kadın herşeyiyle özlenmesi gereken biriydi. Üstelik onları, büyücülük dünyasını kurtarmıştı. Herşey daha da kötü olmadan almıştı hepsini kara bulutların içinden. Elleri saçlarında dudakları alnındaydı.

"Seni çok özledim. Hiç aklımdan çıkmadın." Kadın adamın omuzlarından tutup geriye çekildi. Gözleri ışıl ışıldı. Islak bakıyordu, "Benim kadar değildir." Sirius dudaklarına öpücük bırakırken sırıttı. İkisi de büyümüş gibi hissetmiyordu, "İddiaya var mısın?" Genç kadın kıkırdadı, "Hep kaybediyorsun Black. Kes şunları artık!" Omzuna vurdu. Birisi tutsak gibiydi. Diğeri tutsak edilmiş prensesin yolunda büyümeyi hiç düşünmemişti. Sevdiği kadından kalan şeyleri büyüyerek çöpe atacak değildi.

"Sanırım ünlü oldun ha Mrs Black?" Kadın Sirius'un elinden tutup ayağa kaldırdı. Bayan Black deyişi kalbini ısıtmıştı. Okul zamanlarındayken de böyle derdi.

"Ün ile başa çıkmanın en iyi yolunu sen biliyorsun. Gelde bana yardım et o halde?" Sirius kadının belini çekti. Omzuna öpücük koyarken meydana yürümeye başladılar. Severus konuşmasını bitirmiş insanlara bayık bakışlar atıyordu. YN ve Sirius'u görünce göz devirdi, "Sirius inanır mısın ama biz Severus ile arkadaş olduk." Sirius bir an kusacak gibi göründü, "Ne?" Severus tahmin ederek sırıttı ve onlara yaklaştı, "Dinç görünüyorsun Black?" Sirius ima yaparcasına kadını kendine yaklaştırdı.

"Hangi Black'ten bahsediyorsun, Snape?" Severus kadar şaşkın görünen YN sevgilisine döndü. En yakın arkadaşları onlara yaklaşırken Sirius dizleri üzerine çöktü, "Senden bahsediyorsa bebeğim, senin dinç görünmeme gibi bir şansın yok. Benimle evlenir misin?" Kız göz yaşları içerisinde gülümsedi ve Sirius'un ellerini tuttu,"Evet! Seninle evlenirim şapşal, ama yüzük olmadan işin içinden sıyrılamazsın!" James,Lily ve Remus onlara yaklaşırken herkes gibi gülümsüyordu.

"Bir dakika daha bekleseydin de biz de o yalvarış anına şahit olsaydık pati." Sirius James'e göz devirdi, "Rüyanda Kemik kafa."

Herkes mutluydu. Yılların araya girmesi hiç önemli değildi. Birlikte yaşayabilecekleri her an kabettikleri yıllara bedeldi. Bu mutluluğun ebedî sürmesini ummaktan başka gayeleri yoktu...

***

Pata küte yazdım gece gece wjdijfekkejfkr

Umarım çok al sana bölüm olmamıştır. Öyle birşey varmı ondan bile emin değilim.

Neyse, umarım seversiniz ❤️🛐

multifandom- sevilen karakterlerWhere stories live. Discover now